Efendim, eski korucubaşı, Derik Şehit Aileleri Derneği Başkanı, Bedran Akdağ, “Güneydoğu’daki birçok faili meçhul cinayetin ardında, Ergenekon tutuklusu emekli Albay Atilla Uğur’un kurduğu, asker ve koruculardan oluşan ‘Bıçak Timi’ var” demiş.

Akdağ koruculuk yaparken bu “bıçak timi” babasını tutuklamış. “Babamı timin elinden 2 bin marka kurtardım!”

Sanki Türkiye’de değil Meksika’dayız ve JİTEM’le Bıçak Timi’nin yerine Meksika Federal Polisi Federales iş başında!

Bu bıçak timi, onu bunu doğrarken, Mardin İl Jandarma Komutanı Albay Rıdvan Özden, bu yasadışı yapılanmaya ‘dur’ demiş. Rıdvan Albay, “sürekli uyarıyordu” demekte Akdağ: “Adam kaçırmayın, öldürmeyin!” Ee bıçak timi de bu uyarılara bozulmuş, gene Akdağ’a göre, Rıdvan Albay’ın ensesine bir kurşun sıkmış!

Bu arada JİTEM’in başında da “sarı saçlı, mavi gözlü, Ebu Süfyan kod adlı Oğuzhan Binbaşı” varmış. Çarşıda pazarda kafalarına göre takılıp adam vuruyorlarmış!

Bu rezillikler, eğer doğruysa, 1993-1999 yılları arasında Mardin’de olmuş. Zaten 1993, Eşref Bitlis’le Turgut Özal’ın öldüğü yıldır ve de faili meçhullerin başladığı. Bundan üç yıl sonra da Susurluk kepazeliğiyle kucaklaşırız.

Bunca rezilliğin ortaya dökülüp saçılmasına rağmen hala kimileri, deve kuşu örneği, kafayı kuma gömmüş “yalan bunlar; kellem yekun yalan....haşa huzurdan yalan...” diye bağırıp duruyor! Sonra da utanmadan soruyor: “Yahu bu Güneydoğu milleti bize niye güvenmez?!”