Kore dünyayı korkuttu... Peki bunlar tesadüf mü?
Lizbon Zirvesi, sadece Füze Kalkanı ve NATO'nun yeni Stratejik Konsepti'nin kabul edilmesiyle sonuçlanmadı. Zirveden hemen sonra, yeryüzünün en hassas, kırılgan bölgelerinden birinden gelen sıcak çatışma haberi ile adeta nefesler tutuldu. Kuzey Kore ile Güney Kore arasındaki karşılıklı top ateşi, Güney'e ait bir köyden yükselen dumanlar, 20. yüzyılın en büyük savaşlarından birine sahne olan bölgenin nasıl da patlamak üzere olduğunu bir kez daha hatırlattı. Muhtemelen tatbikat halinde olan Güney Kore'den Kuzey'e isabet eden bir top mermisi, karşılıklı çatışmanın fitilini ateşledi. Bu olay, tarafların savaşa ne kadar yakın olduğunun açık bir göstergesi. ABD'den Asya'ya kadar bütün ülkeler dikkatlerini Kore yarımadasına yöneltti.
3 milyon insanın ölümüne neden olan Kore Savaşı'ndan bu yana "ateşkes" durumunda olan ve barış anlaşması imzalamayan iki ülke arasındaki sınırın, 38. Paralel'in iki tarafında 1 milyon asker "her an" savaş çıkacakmışçasına hazır bekletildiği bir bölgede oluyor bu. G. Kore'deki on binlerce ABD askerini de buna ekleyelim.
Kuzey Kore, "şer ekseni" ilan edilen ülkelerden biri ve ciddi bir nükleer güç. Nükleer silahları, denemeleri, kıtalar arası füzeleri bir tarafa, ABD ve Nükleer Klüp'ün "onaylamadığı" ülkelere, İran ve Suriye gibi ülkelere nükleer teknoloji transfer etmekle suçlanıyor. Bu yüzden Batı için en büyük tehditlerden biri. Pek tartışılmaz ama Güney Kore de nükleer teknoloji ihraç eden ülkelerden.
Berlin Duvarı'nın yıkılması, iki Almanya'nın birleşmesi Kore'ye yansımadı. İki Kore arasındaki yakınlaşma çabaları, karşılıklı jestler, özellikle ABD tarafından sabote edildi. Ateşkesin barışa dönüşmeyi yolunda atılan iyi niyetli adımlar hep sonuçsuz kaldı.
Aslında son bir yıldır, dikkat çekici, krizi tırmandırıcı, bazıları oldukça tuhaf gelişmeler oluyordu.
26 Mart'ta bir Güney Kore savaş gemisi, The Cheonen, isabet eden bir torpido yüzünden battı. 46 denizcinin hayatını kaybettiği kaza/saldırı sonrası geminin batış sebebi üzerine yürütülen uluslar arası soruşturma/araştırma sonuçlandı. Güney Kore gemisinin bir Kuzey Kore denizaltısından atılan torpido ile batırıldığı sonucuna varıldı. Kuzey Kore, iddiayı reddetti. Rapor sonucuna göre kendisine yaptırım uygulanmasını savaş sebebi sayacağını açıkladı. Kim Jong-il, 20 Mayıs'ta ordusunu alarma geçirdi. Güney Kore de, hem ordusunu alarma geçirdi hem de büyük bir tatbikat başlattı. Altmış yıl önceki Kore Savaşı'ndan bu yana en ciddi krizlerden biri yaşandı.
Bu bölgede çıkabilecek bir savaş, iki Kore arasında kalmayacak. ABD ve Çin, krizin tarafları durumunda. Bu yüzden ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton soluğu Pekin'de aldı. Taraflar, Kore krizine karşı birlikte hareket etme konusunda anlaştıklarını ilan ettiler. Adeta, Kuzey Kore'yi bitirmek için bir fırsat doğdu.
22 Mayıs'ta ordusuna, Güney Kore ile birlikte "savaşa hazır ol" çağrısı yapan Barack Obama, George Bush dönemindeki Ulusal Güvenlik Doktrini'ni değiştireceğini açıkladı. "Tek başımıza hareket edersek çökeriz" diyen ABD Başkanı, "düşman gücümüzün çok genişlemesi sonucu yıkılmamızı görmek istiyor" diyordu. Bu tespit doğruydu. Rusya'dan Çin'e, Latin Amerika'dan Ortadoğu'ya kadar bir çok ülke, ABD gücünün yayılmasının merkezi zayıflatacağı stratejisine göre hareket ediyordu yıllardır.
Güney Kore gemisinin batmasından sonra bölgede askeri hareketlilik inanılmaz ölçüde arttı. Asya-Pasifik bölgesinde pandoranın kutusu yeniden açılıyordu. ABD ile birlikte NATO da dikkatlerini Güney Asya'ya ve Doğu Asya'ya çeviriyordu.
ABD Deniz Piyadeleri Haziran ayında Doğu Timor'da, Avustralya ile birlikte askeri tatbikat yaptı. ABD 25-28 Temmuz tarihleri arasında da Güney Kore ile Japon Denizi'nde nükleer füze taşıyan USS George Washington'ın da aralarında bulunduğu 20 savaş gemisi, 200 savaş uçağı ve 8 bin askerle tatbikat yaptı.
Bir ay sonra, Ağustos ayında, USS George Washington ve USS John S. McCain destroyeri, Güney Çin Denizi'nde deniz manevralarını da içeren tarihin ilk ABD-Vietnam ortak askeri tatbikatını gerçekleştirdi. Ancak asıl tatbikat, Kuzey Kore'yi çılgına çeviren savaş oyunu hemen ardından geldi. Güney Kore topraklarında 30 bin ABD, 50 bin Güney Kore askerinin katılımıyla dev bir savaş oyunu oynandı. Ardından da Eylül ayında, dünkü çatışmalara sahne olan Sarı Deniz'de bir anti-denizaltı savaş tatbikatı yapıldı.
Bölgede tatbikat üstüne tatbikat yapılıyordu. Sadece tatbikat değil, siyasi temaslar, anlaşmalar, ittifaklar ardı ardına geliyordu. Kasım ayında, ABD Başkanı Obama, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Savunma Bakanı Robert Gates ve Genelkurmay Başkanı Oramiral Michael Mullen, Asya-Pasifik bölgesinde on ülkeyi ziyaret etti. Hindistan'la dev silah satış anlaşmaları, Avustralya ile askeri üslerin ortak kullanımı, Yeni Zelanda ile üçlü ittifakın yenilenmesi anlaşmaları yapıldı.
Tesadüfler bu kadarla da kalmıyor... G. Kore'nin tatbikatları Kuzey'i kudurturken, Kuzey'in uranyum zenginleştirme ünitesi keşfedildi! Taraflar bir anda tekrar alarma geçti. Hemen sonrasında ise dünkü çatışmalar yaşandı. Yeni olay, Kore Savaşı'ndan bu yana en ciddi krizdi ve açıkça topçu saldırıları yapılıyordu.
Şimdi, sınırın iki yakasındaki bir milyon asker, iki ülkenin tüm savunma birimleri, Güney'deki on binlerce ABD askeri, Pasifik bölgesindeki donanma filoları, füze sistemleri olası bir çatışma alarm durumunda. Bölge ülkeleri de alarmda. Nükleer gücün ve uzun menzilli füzelerin de yer alacağı bir savaşın dünyayı ne hale sokacağını kimse kestiremez. Hiçbir zaman sorulmadığı gibi şimdi de sorulmayacak.. İki ülkenin yakınlaşması kimler tarafından neden sabote edildi? İki Köre neden var? Neden Almanya birleşirken Kore birleşemedi?
Vietnam savaşı, Ağustos 1964'te Tonkin Körfezi'ndeki bir destroyere yönelik saldırı iddiasıyla başladı. İddia üzerine ABD Vietnam'a saldırı kararı aldı. Ama zamanla ortaya çıktı ki, aslında böyle bir saldırı hiç olmamıştı. Savaşı başlatmak için bir mizansendi. Bu senaryo milyonlarca Vietnamlının, on binlerce ABD askerinin ölümüyle sonuçlandı.
Benzer bir senaryo yaşanabilir mi? Bir "kaza" meydana gelir mi? Ya da 26 Mart'ta batırılan G. Kore savaş gemisi böyle bir mizansene mi kurban gitti?
Gerçekten de birileri savaşa giden bütün yılları kapatmayı bilmeli. Yoksa gerçekten felaket yaşanacak...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.