CHP'nin 'sivil'leri rahatsız
Cumhuriyet tarihinde ilk kez iki bakan, yasaların kendilerine verdiği yetkiyi kullanarak üç generali görevden aldı.
Kutluyorum... Sürprizdi ama YAŞ sürecindeki çıkışıyla dikkat çeken AK Parti iktidarının eninde sonunda bu noktaya gelmesi kaçınılmazdı. Daha sırada 22 general var. En çarpıcısı da Erzincan'daki Ergenekon Terör Örgütü iddiasıyla açılan davanın bir numaralı sanığı Orgeneral Saldıray Berk'in durumu. Aylardır çağrılmasına rağmen hukuk karşısına çıkıp ifade vermiyor.
Sizce bu durum normal mi?
Aslında Türkiye'de sivil-asker ilişkileri hiçbir zaman normal olmadı. Darbeler, muhtıralar dışında bile orgeneraller hep sivil siyasete müdahale etti.
Bugün de sivil iktidara karşı bir duruş sergiliyorlar. Genelkurmay Başkanlığı'nın son açıklamaları buna işaret.
Ama işe yaramayacak. Artık, Türkiye toplumu değişen, demokrasiye ve hukuka saygılı kurumlar istiyor. Son NATO toplantısında gördük ki, dünya da bunu istiyor.
Peki, kim istemiyor?
Ordu içinde de, medyada da eski sistemden beslenenler istemiyor. Bir de siyasette hâlâ eski Türkiye'yi özleyenler var. Bunun başını da "Eski CHP"ler çekiyor.
İşte onlardan biri, Kemal Anadol şöyle bağırıyor: "Bu sivil darbedir..."
Muhalefette kalmayı siyasi başarı olarak gören bir anlayışın başka bir çıkış yapması elbette beklenmiyor.
Ancak ortada garip bir durum var. Anadol kim adına konuşuyor? CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun vekili olarak mı, yoksa kendi adına mı? Ayrıca o açıklamadan genel başkanın haberi var mıydı doğrusu merak ediyorum.
Bana gelen bilgilere göre genel başkanın haberi yoktu ve Anadol'un söyledikleri de "Yeni CHP"nin görüşünü yansıtmıyordu. Siz şu satırları okurken farklı bir açıklama yapılır mı belli olmaz ama Kılıçdaroğlu da, yardımcısı Gürsel Tekin de bu konuda bir açıklama yapmadılar, sessiz kalmayı yeğlediler.
Bu durum onların "rahatsız" olduğunu gösteriyor.
Onlar rahatsız, ötekileri konuşuyor, yine klasik bir CHP görüntüsüyle karşı karşıyayız. Bu garip durumu dün "Yeni CHP" yönetiminde etkili birine sordum. Farklı yönlere çekmeden cevap verdi:
"En başta ben rahatsızım. Bu arkadaşlar hâlâ eski alışkanlıklarını sürdürüyor. Bugün adı bazı olaylara karışan askerlerin görevden alınmalarına karşı çıkıyorlar ama hemen arkasından da 12 Eylül dönemiyle ilgili hesap sorulması gerektiğini söylüyorlar. Bu çelişkiyi halk yutmaz. Halk samimiyet istiyor."
Yeni CHP'li, her kafadan bir sesin çıktığı, birilerinin rol kapmaya çalıştığı bir CHP görüntüsünün değişmesi için kurultayın kaçınılmaz olduğunu söylüyor. Önümüzdeki ayın 18 veya 25'inde kurultayın kesin yapılacağını belirten CHP'li, şu tespitin altını çiziyor: "CHP'nin içinde yetişen, o geleneği bilen bizler bile yaratılan statüko karşısında zorlanıyoruz. Bir parti iktidara gelmek için var. Ama bizimkiler muhalefette kalmayı marifet sayıyor. İşte bu anlayış artık tarih oluyor. İl başkanları da örgüt de, toplum da tabanımızda değişimi destekliyor."
CHP'li yetkili içeriden ve dışarıdan ciddi saldırılar olmasına rağmen halkın ve örgütlerin desteğini aldıklarını ama hâlâ çok yönlü saldılar olduğunu şu sözlerle dile getiriyor:
"Kemal Bey'in başında olduğu bir CHP'nin Türkiye'nin demokratikleşmesine ne kadar katkı verdiğini herkesin görmesi gerekiyor. Alın türban meselesini... Bugün üniversitelerde türban normalleştiyse, YÖK yazı gönderebildiyse bu nasıl oldu? Eski yönetim döneminde olabilir miydi? Medyanın da, AK Parti'nin de bu gerçeği görmesi gerekiyor."
Görünen o ki CHP'nin sivilleri, parti içindeki "apoletli" sivillerden çok rahatsız. Anlaşılan kurultaya kadar da bu rahatsızlık sürecek.