Wikileaks zokası...
Bir internet sitesinin sızdırdığı belgeler, ortalığı evet, toz duman etti.
Belgeler aslında 3 milyon kişinin erişebileceği bir bilgi ağının içinden elde edilmiş. Sonra bunlar biriktirilmiş, elenmiş, süzülmüş ve bir zamanlama ile servis ediliyor. Bu ikinci safha önemli. Belgeleri kim eliyor, süzüyor, neye göre değerlendiriyor ve hangi amaçla şimdi servis ediyor? Bir de durumdan vazife çıkaranlar var. Yalan da olsa, dedikodu da olsa, bu belgelerden nasıl yararlanırım diyenler... Olan bitene bu açıdan baktığımda, görünen kocaman bir zokadır. Malum, zoka; büyük balıkları yakalamak için kullanılan küçük balık şeklindeki oltaya deniyor.
Belgelerin ana hedefini anlamak için şu soruya cevap arayalım: Sızan belgeler kimleri es geçiyor, kimleri zora sokuyor?
Belgeler en başta İsrail'i es geçiyor. Amerika'nın Avrupa ile ilişkilerini sıkıntıya sokacak bir belge de yok mesela. Bazı liderler için yakışıksız laf edilmiş o kadar. Keza, ABD'nin; Rusya, Çin, Hindistan, Japonya, Latin ülkeleri, Afrika ülkeleri ile arasında problem çıkartacak belge de yok.
Amma, şu üç husus çok dikkat çekici:
1. İslam ülkelerinde, halk ile yöneticilerin arasını açacak belge çok. Bir yandan halk tahrik ediliyor, bir yandan yöneticilere, "bize ihtiyacınız var" mesajı veriliyor. Yani kontrolü elde tutmak için hangi yaranın kaşınacağı, kanatılacağı çok iyi belirlenmiş.
2. İslam ülkelerinin liderlerini, yönetimlerini birbirine düşürmek için titizlik gösterilmiş. İşte, Azerbaycan ile Türkiye arasına fitne sokulmak istenmesi... İşte, Suudi Arabistan ile İran'ı, Türkiye ile Suriye'yi karşı karşıya getirmek için servis edilenler...
3. Asıl hedef olarak ise Türkiye ve AK Parti seçilmiş.
a) Bir seçim öncesi iktidar-muhalefet çatışması çıkarmak için ne lazımsa yapılıyor. Türkiye'nin istikrarsızlaştırılması için habire körük sallanıyor.
b) AK Parti içinde fitne çıkarmak için özel gayret gösterilmiş. Şu bakan diğer bakana şunu dedi. Falan AK Partili yönetici şöyle öttü diye malzeme derlenmiş, uydurulmuş, servis edilmiş...
c) Bilhassa Başbakan Erdoğan hedef seçilmiş. Bir genel seçim öncesinde muhalefetin ağzına iftira taşınmış.
d) Türkiye'nin bölgesinde güçlenmesinden duyulan rahatsızlık, belge seçiminde etkili olmuş. Davutoğlu üzerinden bir sindirme gayreti olduğu besbelli. Türkiye'nin komşularıyla, özellikle Rusya ile olan ilişkileri de baltalanmak isteniyor.
Wikileaks belgelerinin bir hedefi de Obama yönetimi. Çünkü ABD'nin Irak savaşı ile İslam coğrafyasında dibe vuran prestiji, şimdi besbeter oldu. Dolayısıyla zora sokulan Obama yönetimidir.
Şimdi soru basit: Türkiye'ye, İslam ülkelerine ve Obama yönetimine yönelik bir operasyon var. ABD medyasında, Müslümanlığı ikide bir gündeme getirilmiş Obama'ya yüklenmek, onu çok önem verdiği Müslüman ülkelerle ilişkilerde tesirsiz hale getirmek kimin, kimlerin işine yarıyor? Bush yönetiminin neoconları, ABD Dışişleri Bakanlığı'nda tesiri en fazla olan Yahudi lobisi, bu operasyonun neresinde? İsrail'in beklentileri ne ölçüde karşılanmış oluyor?
İki çift lafım daha olsun. ABD büyükelçisi demişmiş ki; "bu Davutoğlu çok tehlikeli..." CHP milletvekili, hem de Washington'da büyükelçilik yapmış Sayın Şükrü Elekdağ diyor ki: "ABD büyükelçisi dediği için bu çok önemlidir, Davutoğlu'nun görevden alınması gerekir..." Şimdi CHP cevap vermelidir: Bu Davutoğlu tehlikeli ise kimin için tehlikeli? Amerika için mi, İsrail için mi, CHP için mi?
Ergenekon dostları cephesi, binlerce belgeye, cuntacıların kendi seslerinden itiraflara rağmen, devlet içindeki hukuk dışı yapıya hep kol kanat gerdiler. Hiçbir iddiayı inandırıcı bulmadılar. Ama şimdi bakıyoruz, ABD elçilerinin uydurdukları dedikoduları, yalanları havada kapıyor, "bunların üzerine mutlaka gidilmelidir" diye hop oturup hop kalkıyorlar. Hepten ayıp olmuyor mu?
Son bir şey. Meğer diplomatların pek çoğu ne kadar ikiyüzlüymüş. Bilimi, teknolojiyi alalım da, başkalarından ahlak öğrenmeye sakın kalkmayalım...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.