CHP'de 'ulusalcı-değişimci' gerilimi

CHP'de 'ulusalcı-değişimci' gerilimi

CHP'de 22 Mayıs kurultayı ile başlayan Kemal Kılıçdaroğlu dönemi hayli sancılı geçiyor.
18 Aralık kurultayı öncesi partide tam bir iktidar savaşı yaşanıyor.
Parti, Kılıçdaroğlu, Baykal ve Sav yanlıları biçiminde ayrıştığı gibi işin bir de "ideolojik" cephesi var.
Bir taraf "CHP değişerek halka ulaşmalı" derken öteki taraf "eksen kayıyor" iddiasında.
Henüz geniş CHP tabanına yayılmamış bu ayrışma bir anlamda "Ulusalcılar ve değişimciler..." kavgası olarak yansıyor kamuoyuna...
Ancak çok etkili olduğu da söylenemez çünkü ortada muhalefet olmaktan sıkılan ve söz hakkı olmayan bir parti tabanı var.
Yüzde 20'lere mahkûm olmuş ve yenilgiden bıkmış bir seçmen kitlesi var.
Son 8 yılda seçim kazanmamış ve siyaset üretmemiş bir parti var.
Dahası CHP tabanı dışında kalan Türkiye toplumunda AK Parti karşısında "demokrasi ve sivil" zemin üzerinden siyaset üretecek bir muhalefet ihtiyacı var.
Tüm bu negatif zemin "Yeni CHP"yi zorunlu kılıyor. Bu yüzden hem parti içinde hem de toplumda güçlü bir Kılıçdaroğlu rüzgârı esiyor.
Bütün mesele Kılıçdaroğlu ve ekibinin bu zemini bir avantaja dönüştürüp dönüştüremeyeceğinde...
Ancak daha işe başlarken Kılıçdaroğlu ve ekibinin çekingen ve ikircikli davrandığı dikkat çekiyor.
Deneyimli bir CHP'li şöyle diyor:
"Kurultaya gitmek çok doğru bir karar. Bu tarihi bir fırsat... Kılıçdaroğlu, bu fırsatı kendisini de yeniden seçtirerek bir şansa dönüştürebilirdi. Böylece 'Önder Sav seçtirdi' algısından kurtulurdu. Ama yapmadı, yazık etti. Siyaset cesaret ister. Şimdi kulislerde liste tartışmaları yaşanıyor. Hiçbir şey olmaz. Eğer 2010 CHP vizyonunu taşıyacak bir listeyle çıkarsa siler süpürür. Şu aşamada kimse karşısında duramaz..."

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi