Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Kimmiş bu jurnalci gazeteci?

Kimmiş bu jurnalci gazeteci?

Bu yazının başlığı, ‘Hani sen gitmiştin, Ekim’e kadar ortalarda gözükmeyecektin?’ olacaktı ama, hem uzun geldi, hem de meramımı anlatmama kifayet etmedi.

Ekim’e kadar (hatta mümkünse ilelebet) ortalarda gözükmemesi gereken gazeteci, kim olabilir, Ertuğrul özkök.

Ruşen çakır dostumuz, geçen gün canlı yayında, aralarında bu satırların yazarının da bulunduğu bir kısım gazetecinin özkök’ten ekmek yediğini, özkök de olmasa ne yazacaklarını bilemediklerini söylüyordu.

Daha doğrusu, söylüyormuş.

İzlemedim de, anlattılar.

Ben de tam tersini düşünüyorum oysa; Ertuğrul özkök bu ‘bir kısım gazeteci’den ekmek yiyor bence; onlar da olmasa yazdığı saçmalıkları ve yaptığı ‘darbe güzellemeleri’ni kim gündeme getirip de, ona bazılarının gözünde meşruiyet kazandıracak?

Herkes, hepimiz, gittiğini sanıyorduk.

Ekim’e kadar, cismen değilse de, ruhen ortalarda gözükmeyeceğini; İzmir nostaljisi ve kokmaz-bulaşmaz şarap yazılarıyla durumu idare edeceğini sanıyorduk.

Meğer, ruhen de gitmemiş.

İyice gelmiş.

öyle bir gelmiş, hatta öyle bir yerleşmiş ki... Kaleminden adeta kan damlıyor.

Mesela, dünkü, ‘Kimmiş bu bildirici arkadaş’ başlıklı yazısı.

Hemen belirteyim; son derece cerbezeli ve damardan alındığında üç saniyede etkisini gösterecek üst düzey milliyetçi bir yazıydı ve böylesini ne Hulki Cevizoğlu, ne Kemal Alemdaroğlu, ne de soyismi ‘çeçen’ olan milliyetçi-solcu kırması ulusalcı yazarımız yazabildi.

Konu şu: Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, AK Parti’nin kapatma kararına karşı bir bildiri yayınlayacakmış. üstelik tarihinde ilk defa böyle bir şey yapacakmış.

Elbette yapabilirmiş, kimsenin buna bir diyeceği olamazmış da, meğer bildiri talebi bir Türk parlamenterinden gelmiş.

özkök buna bozuluyor işte.

Bu bir skandalmış.

Skandal üstü bir skandalmış üstelik.

Düşünebiliyor muymuşuz, Ankara’dan ‘birileri’ Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ne gidip ‘lobi’ yapıyormuş.

Kime karşı yapıyormuş?

Bu ülkenin en yüksek yargı organına karşı yapıyormuş.

Ertuğrul özkök ki, sakin insanmış, ama bu girişim onu da çıldırtacak noktaya getirmiş. Hakikaten merak ediyormuş: ‘Kimmiş Avrupa’dan Anayasa Mahkemesi’ne karşı böyle bir bildiri yayınlamasını isteyen şahıs?’

Eğer yaptığı şeyden utanmıyorsa, ortaya çıkıp, ‘Evet arkadaş ben istedim’ demeliymiş. Bunu demezse, o zaman anlayacakmışız ki, kendisi de ‘yediği haltın’ farkında ve utancından saklanıyormuş.

Skandallardan hoşlanmayan değerli özkök’ün, bu ülkenin en yüksek yargı organının imza atmış bulunduğu ‘367 skandalı’na bir itirazı oldu mu, hatırlamıyorum ama, ben de ona bundan bir süre önce ‘sansür’ü bahane ederek Türkiye’yi Avrupa Parlamentosu’na şikayet eden üç genel yayın yönetmeninden birinin kim olduğunu sormak istiyorum.

Kimdi ülkesini şikayet eden bu jurnalci gazeteci?

üstelik, şikayete neden olan konu, küçücük bir hukuki düzenlemeden ibaretti ve ‘dağıtım kartelini’ kırmaya yönelik esasları içeriyordu.

Evet, kimdi?

Eğer yaptığı şeyden utanmıyorsa, ortaya çıkıp, ‘Evet arkadaş, bendim’ desin... Bunu demezse, o zaman anlayacağız ki, kendisi de ‘yediği haltın’ farkında ve utancından saklanıyor.

Ertuğrul özkök bu gazetecinin kim olduğunu açıklamazsa, ben açıklayacağım.

Fakat, küçük bir ipucu verebilirim:

Şimdilerde damardan milliyetçi yazılar yazan bu arkadaşımız, daha düne kadar, ‘Türkiye’yi pazarlayalım, ucuza gitmesin’ şeklinde yazılar yazıyordu

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi