Faşist hükümet kuralım
Bu ülkede canı sıkılan durduğu yerde poposundan hükümet kuruyor, ben de kurayım dedim...
Kemal Kılıçdaroğlu başbakan, Devlet Bahçeli başbakan yardımcısı, Doğu Perinçek içişleri bakanı, falan... (Dışişleri bakanı yok çünkü aralarında dışişlerinden anlayan yok.)
Hayır hayır, benim hükümetim bu değil.
Rıfat Hisarcıklıoğlu başbakan, Süheyl Batum başbakan yardımcısı...
Yok yahu, bu da 2003 cuntasının göstermelik hükümeti...
(Efendim? "Kılıçdaroğlu hükümetinden pek bir farkını göremedik" mi dediniz? Vallahi ben demedim, siz söylediniz.)
Bendeniz pek sevdiğim üzere "zaman tüneline" girip eski bir hükümet kuracağım.
Ve de herkesin pek sevdiği "İkinci Dünya Savaşı'nı Almanya kazansaydı ne olurdu?" sorusundan yola çıkacağım. (Ay ne yapayım kız, demodeyim işte...)
Kuracağım hükümet, 1946 hükümeti...
Almanya kazanmış, bize de "Kafkas ülkeleriyle bir çeşit konfederasyon kurma" olanağı sağlamış. Yok, Azeri petrolünü koklatmamış tabii de, Sovyetler Birliği dağılıp Stalin de Berlin'in ortasında ipe çekilince, savaş yıllarında bize söz verdiği üzere, Kafkasya'yla aramızda bir ölçüde siyasi yakınlaşma sağlamış...
Elbette bizim çakallar da "Turan İmparatorluğu kurduk" diye seviniyorlar...
İstanbul'da yaşayan Yahudi vatandaşlarımız derdest edilip Kapıkule'de Alman SS yetkililerine teslim edilmişler bu arada!... Tatavla semtinin adı bu sefer "İkinci Kurtuluş" olarak değiştirilmiş...
Nâzım Hikmet'in hapis cezası idama çevirilip kendisi Bursa hapisanesinin avlusunda asılmış...
Bakalım Ankara'da kimler var?
Devlet başkanı, elbette, dünya durdukça durası Milli Şef İsmet İnönü.
Fakat kaçınılmaz bir şekilde günün birinde ölünce yerine Ömer'in mi yoksa Erdal'ın mı geçeceği tartışılıyor. Taht büyük oğul Ömer'e düşüyor ama Türk faşistlerinin "sosyal içeriği ihmal etmeyelim" diyen radikal kanadı Erdal'dan yana...
Başbakan Recep Peker.
Dışişleri Bakanı, Şükrü Saraçoğlu. (Hani Kadıköy'de stadı var.)
Genelkurmay Başkanı da, savaş yılları boyunca Cumhuriyet gazetesinde Alman taraftarı yazılar yazmış olan Hüseyin Hüsnü Emir Erkilet... Emekli general ama emekliliği iptal edilmiş, göreve çağırılmış. (Mareşal Fevzi Çakmak Yassıada'da "ev hapsinde" tutuluyor.)
Yunus Nadi Abalıoğlu da Basın-Yayın Genel Müdürü tabii.
Celal Bayar ile Adnan Menderes milletvekilliğine yeniden aday gösterilmemişler, biri Bursa'ya öteki Aydın'a, çiftliklerine dönmüşler. Siyasi hayatları sona ermiş. Çiçek sulayıp tavuk besliyorlar.
Alman yanlısı Cumhuriyet gazetesi, Fransızca baskısı "La Republique"in yayınını durdurmuş, haftalık seçmelerini "Das Türkische Reich" adıyla yayınlıyor. Gazetenin nüshası Türkiye'de beş kuruş, Almanya'da on fenik.
Milli Eğitim Bakanı, Hasan Ali Yücel. Köy Enstitüleri'nin kurucusu. Haa, Köy Enstitüleri'ne de zorunlu Almanca dersleri konulmuş bu arada... Hitler'in "Kavgam" adlı ölümsüz eseri, beyaz kapaklı Maarif Klasikleri dizisinden yayınlanmış, okul kitaplıklarına bedava gönderiliyor.
Turan ülkeleriyle ilişkilerimiz bir "uzmanlar komisyonu marifetiyle" yürütülüyor. Bu komisyonun başkanı Şükrü Oğuz, yani meşhur İttihatçı Yenibahçeli Şükrü. Komisyon üyeleri, merhum Enver Paşa'nın kardeşi Nuri Killigil, Zeki Velidi Togan, Mehmet Emin Resulzade...
"Siyasi fiksiyonu" bırakıp gerçeklere dönelim mi? Dönelim.
Savaş yıllarında böyle bir komisyon gerçekten de vardı.
Peki gerçekte, 1946 yılında da başbakan kimdi?
Recep Peker.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.