Öldürülen gazeteciler

Öldürülen gazeteciler

Demokrasinin, basın özgürlüğünün sorunlu olduğu ülkelerde gazetecilik yapmak ölümle burun buruna yaşamak anlamına geliyor.
Türkiye'de gazetecilik yapanlar bunu iyi biliyor.
Tam 101 yıl önce 6 Nisan 1909'da Serbesti gazetesinden Hasan Fehmi Bey'in öldürülmesiyle başlamıştı gazeteci cinayetleri...
Sonra Ahmet Samim'den Sabahattin Ali'ye, Abdi İpekçi'den Musa Anter'e, Uğur Mumcu'dan İzzet Kezer'e, Ümit Kaftancıoğlu'ndan Hrant Dink'e kadar sürdü. Sayı 60'ın üzerinde.
Kirli siyasi tarihimizin gazetecilere ödettiği bedel gerçekten çok ağır.
Facebook'ta açılan sayfada yazdığı gibi, "Öldürülen her gazeteci gerçeğe vurulan bir darbedir."
Bu acı tablo sadece bize özgü de değil, dünyanın pek çok ülkesinde gerçeği araştıran, halka ulaştıran gazeteciler öldürüldü, halen de öldürülüyor.
Bu ülkelerden biri de Rusya... Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı bünyesinde kurulan Medialog Platformu, Rusya'nın kültür başkenti St. Petersburg'da düzenlenen bir basketbol etkinliğine davet ettiğinde doğrusu şaşırmıştım. Benim basketbolla, arada bir küçük oğlum Ege'yle oynamak dışında bir ilişkim yoktu.
Ama söz konusu öldürülen ve vurulan gazetecileri anma yararına düzenlenen bir basket etkinliği olunca işin rengi değişmişti. Çünkü Susurluk döneminde yayınladığım Abdullah Çatlı görüntüleri nedeniyle vurulan gazetecilerden biri de bendim. O dönemde devlet ruhsatlı mafya ve çete tarafından vurulan Hıncal Ağabey (Uluç) gibi, öldürülen İkibine Doğru dergisinden Halit Güngen ve Yeni Ülke gazetesinden Cengiz Altun gibi çok sayıda gazeteci vardı.
İşte bu nedenle önceki gün bir grup Türkiyeli gazeteciyle birlikte beyaza bürünmüş, Baltık kıyısının tarihi kenti Petersburg davetine katıldım. Amaç dünyada öldürülen ve vurulan gazetecileri anmak, ailelerine biraz olsun destek olabilmekti.
Buna bizim de, dünyanın da ihtiyacı var. Var, çünkü Merkezi Amerika'da bulunan Gazetecileri Koruma Komitesi'nin verdiği bilgiye göre, bu yıl dünyada 25 gazeteci, mesleğini yaparken öldürüldü. Yine Gazetecileri Koruma Komitesi'ne göre, Irak ve Afganistan'dan sonra gazeteciler için en tehlikeli üçüncü ülke Rusya.
Türkiye kamuoyu Rusya'nın başkenti Moskova'da Ekim 2006'da Çeçenistan'daki kirli savaşı yazdığı için kurşunlanarak öldürülen kadın gazeteci Anna Politkovskaya'yı yakından biliyor.
Rusya'da 2000 yılından bu yana öldürülen gazeteci sayısı 14...
Bu nedenle Rus medyası konuya özel önem veriyor. Petersburg'da düzenlenen basket maçına da Rusya'nın önde gelen medya kuruluşlarında çalışan gazeteciler ağırlıkla katıldı. Bir de Türkiye ve Litvanya gazetecileri vardı. Belki ileride başkaları da katılır.
Aslında basket maçı sadece bir vesile... Aslolan o gazetecileri unutmamaktı. Biz de bu nedenle sahaya çıkıp, potada sayı yapmaya çalıştık. Gerçi pek başarılı olamadık ama yine de vurulan gazetecilerin anısını yaşatmak, geride kalan ailelerine destek olmak için çaba harcadık. Etkinliğe sponsor olan çok sayıda büyük kuruluş arasında Türk Hava Yolları'nı da görmek hoştu. Organizasyon Komitesi Başkanı Vitali Volkov şöyle diyordu: "Biz gazetecileri anlıyor ve ailelerine destek oluyoruz ama maalesef mağdur olan ve öldürülen gazeteci sayısı da artıyor. Asıl bunun değişmesini istiyoruz."
Darısı Türkiye'nin başına...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi