Papa 16. Benedict, daha Kardinal Ratzinger olarak, eteklerini savura savura Vatikan’ın koridorlarında dolaşırken, Türkiye’yi karalar, Hıristiyan olmayan bir ülkenin AB’ye girmesinin Hıristiyan Birliği’ni zayıflatacağını söylermiş önüne gelene.

Papa olduktan sonra, Avrupa’nın Hıristiyan köklerinin zayıflayacağı kaygısını dile getirmiş her fırsatta. Papa için AB, Hıristiyanlığın son sığınağı. Salt İslam’la değil derdi Papa’lığın. Katolik mezhebinin dışında, bütün din ve mezheplerle de sorunu var.

“İkinci Dünya Savaşı’nda yağmalanan Avrupa’nın hazineleri, İsviçre bankalarıyla Vatikan arasında paylaşıldı”, iddiası defalarca mahkemelere taşındı. En azılı faşistleri koruyan, Güney Amerika’ya kaçmalarına yardım eden Vatikan’dır. Naziler iktidara geldiklerinde, Vatikan Berlin temsilcisi, dinsiz Bolşeviklerin Avrupa’ya yayılmasını engelleyebilecek tek güç olarak Hitler’i göstermiş, her ortam ve koşulda desteklenmesi gerektiğini söylemiş.

“ ‘Demokrasi, dini özgürlük, ırkçılığa hayır’ basmakalıp ve de inandırıcılıktan uzak laflardır. Müttefiklerin, halkları kandırıp onların desteğini alarak, dinsizlere (Sovyetler) karşı Nazi’lerin yürüttüğü kutsal bir savaşı engellemek için ortaya attığı ve de başarılı olduğu bir halkla ilişkiler kampanyasının sloganlarıdır. “ sözü, Roma Piskopos’u Hudal’indir; 12. Pius’un emriyle söylediği öne sürülür.

Vatikan, papazların minicik yavruları taciz ettiği davalarda papazlardan yana taraf olmuş, bu tutumuyla da saygınlığından çok şey yitirmiştir dünyada. Böyle bir ortamda dahi, dünya siyasetinde oyuncu olma çabasını sürdürüyor. İslamfobisinin asıl kaynağı ve Türkiye’nin AB üyesi olmasının karşısındaki en güçlü engeldir bu gün Papa’lık, ne yazık ki!

Asıl işi, prezervatif konusunda fetva vermek olan Papa, burnunu siyasete sokmaktan kendini alıkoyamıyor işte!