Schuster, Rijkaard ve Hagi
Galatasaray Teknik Direktörü Hagi'nin Gençlerbirliği maçı sonrası sert dille eleştirdiği futbolcularla yıldızı barışır mı?
Hagi, büyük futbolcuydu ama son derece çapsız bir teknik adam olduğunu her hafta daha da kanıtlıyor. Futbolcusuna maç sonrası "kişiliksiz" diyebilecek kadar sorumsuz. Yoldan geçen bir adama bu lafı söyleseniz size saldırır. Kazanırken kişilikli, kaybederken kişiliksiz. Şunu net söyleyebiliriz; Hagi tutmadı.
Galatasaray, devre arası transferlerini Hagi ile mi yapmalı?
Galatasaray yönetimi yine çok büyük bir yanlışın içine girmek üzere. Devre arasında transfer yapmanın, para harcamanın hiçbir manası yok. Zira Ocak ayındaki transferlerle Seyrantepe'yi dolduramazsınız. Ocak'taki transferlerle şampiyon da olamazsınız; ilk üçe de giremezsiniz. Ayrıca sezon sonu Hagi'yi kovduğunuzda yeni gelecek teknik direktör Ocak'ta yapılan transferleri beğenmezse ne olacak? Sonuç olarak Ocak'ta yapılacak her transfer Galatasaray için büyük yanlış olur. Yapılması gereken genç oyunculara şans vermek ve önümüzdeki yılın takımı için yurt ve dünya genelinde oyuncu arayışlarına başlamaktır.
KOCAMAN SINIFI GEÇEMEDİ
Fenerbahçe Ankara'da kaybederken en çok eleştirinin teknik sorumlu Aykut Kocaman'a yönelmesi doğru muydu?
Aykut Kocaman iyi bir insan, çok profesyonel bir futbolcu olabilir ama asla iyi bir teknik adam değil. Daha da önemlisi asla bir taktisyen değil. Fenerbahçe, bu yıl hiçbir önemli virajı dönemedi. Çok iyi bir kadrosu olan Fenerbahçe'nin teknik adamı için aynı yorumu dile getiremiyoruz. Fenerbahçe elindeki fikstür avantajını da kullanamadı. Kullanamadığı gibi, taktik anlayış ve oyuncu tercihleri yönünden de Aykut Kocaman sınıfı geçemedi. Bütün bunları topluyoruz, bu eleştirilerdeki adres yanlış görünmüyor.
Fenerbahçe ile zirve arasındaki puan farkı kapanmayacak boyuta geldi mi?
Üç puanlık sistemde puan farkları kapanabilir ama açılan her bir puan fark matematiksel olarak bu farkın kapanmasını da zorlaştırır. Fenerbahçe için şampiyonluk asla imkansız değil ama her geçen hafta daha da zorlaştığı ortada.
Beşiktaş üç puan daha geride; farkı 12 puan. Onların şansı nedir?
Beşiktaş için şampiyonluk çok zor. Matematiksel olarak şans devam ediyor diyebilmek sadece yüreklere su serpmektir. Maalesef Schuster Beşiktaş'a kendi çiftliği gibi davranıyor. Böylesine iyi bir kadro Bernd Schuster'in egosu, kaprisleri ve inadı yüzünden ne hallere geldi! Tehlikenin daha da büyüğü Beşiktaş yönetiminin Schuster'e teslim olmuş olmasıdır. Tıpkı bir zamanlar Galatasaray'ın Rijkaard'a teslim olduğu gibi.
TRABZONSPOR İNANIYOR!
Rijkaard ile Schuster'in benzerlikleri neden bu kadar çok?
Schuster de tıpkı Frank Rijkaard gibi geçmişiyle yaşıyor. Her ikisi de futbolcuyken birer fenomendiler. Teknik adamlıklarında da bu narsist anlayış süregelmekte. Onlara göre her şeyin doğrusunu onlar bilirler. Ve onların yaptığı her şey de doğrudur. Başarısızlıklarda ise ya takımları yetersizdir ya hakemler hatalıdır ya da rakipler çağdışı futbol oynamışlardır. Hatalı olduklarını kabul edemezler. Otokritik yapmakta çok zorlanırlar. Böylesine efsane futbolcuların teknik adamlıkları skandallarla sürmüş ve dramatik şekilde noktalanmıştır. Aynı şeyleri Hagi'ye de pekala uyarlayabiliriz.
Trabzonspor, zirvedeki puan farkıyla, yakaladığı havayla ligin artık favorisi midir?
Trabzonspor inanılmaz havaya girmiş. Başkanından en genç taraftarına kadar herkes şampiyonluğa inanmış. Çok disiplinli ve özverili oynuyorlar. Tek handikapları Üç Büyükler ile İstanbul'da oynayacak olmaları. Eğer bu maçlar az kayıpla geçilirse Trabzonspor'un şampiyonluğu kaybetmesi çok zor görünüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.