Dışarıda korku içeride endişe
Batı'da "İslam korkusu"ndan, ülkemizde ise dindar Müslümanlardan farklı inanç ve hayat düzeni olan kimselerin, Müslümanların servet ve diğer imkanlara kavuşmaya başlamaları ve yıllardır kendilerinden esirgenmiş haklarının bir kısmını almış olmaları karşısında, "Bu böyle giderse Müslümanlar bizim hak ve hürriyetlerimizi kısıtlar" diye endişeye düştüklerinden söz ediliyor.
Batı'nın oralarda yaşayan Müslümanlardan korkmaları için gerçek bir sebep var mı?
Bunun olmadığını aklı başında olan herkes biliyor. Oralarda yıllardır yaşayan Müslümanlar (asıl kitle) hiçbir zaman teröre bulaşmadı. Teröre bulaşanların bir kısmı ise oralarda yaşamıyorlar, dışarıdan girip yapacaklarını yapıyorlar. Batı'da bir tane Müslüman bırakmasalar teröristler yine fırsatını bulur, yapacaklarını yaparlar.
Evet belki bunca telkin ve propagandadan etkilenen çocuk ruhlu (hani çocuklar da öcüden korkutulur ya) batılılar vardır, ama asıl korku terörden değil.
Sanal korkunun asıl sebepleri şunlar olabilir:
-İyi analiz yapan uzmanların tespitlerine göre Almanya ve Fransa'nın, Türkiye'nin AB'ye girmesine karşı olmalarının asıl sebebi nüfus fazlalığı ve diğer nitelikleri yüzünden Türkiye'nin AB'de onların önüne geçmesi ihtimalidir.
-Avrupalıların ırkçı takımı bağnazlık ve faşizm yüzünden yabancılara tahammül edemiyorlar.
-Mutaassıp hristiyanlar, ihtidalar sebebiyle cemaat kaybetmekten korkuyorlar.
-Yabancıları yıllarca en ağır, hatta öldürücü şartlarda istihdam ettiler, suyu sıkılmış limona dönen emekli ve işsiz yabancı kitleyi ülkelerinden atmak istiyorlar
-Avrupalı Müslümanların nüfusça çoğalmaları ve birçok alanda varlık göstermeye başlamaları işlerine gelmiyor.
-İşsizliği bahane ediyor, yabancılar yerine kendileri çalışmak istiyorlar...
Bu sebeplere başkalarını da eklemek mümkündür. Sonuç olarak Müslümanların büyük çoğunluğunu teşkil ettiği yabancıları istemiyorlar, onları ükelerinden kaçırmak için halkı korkutup tahrik etmeleri gerekiyor; beklentiye göre halk bir kere müslümanları "istenmeyen adamlar" ilan ederse arkası gelecektir.
Keşke imkanlar müsait olsa da Müslümanlar "Alın ülkeniz sizin olsun, zaten bizim buralarda kalmamız ancak zaruret halinde veya bir misyon sebebiyle caiz olur, işte gidiyoruz" diyebilseler!
Ülkemizde gündemde tutulan endişenin de –çocuk kafalı ve ruhlu olanlar dışında- samimi oluğuna inanmıyorum. Endişe bahane, dindar müslümanların nimetlere ortak olmasına tahammül edememek ve karşı çıkmak asıl sebep olsa gerektir.
Dindar Müslümanlara düşen vazife dinlerini yaşamak, "Kolaylaştırmak, zorlaştırmamak; müjdelemek, nefret ettirmemek"tir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.