Tutku neye tutulur?
Sevdiğiniz kadının...
Hülyalı gözlerine âşık olduğunuzu sanırsınız.
Belki başını hafifçe yana doğru eğerek gülümseyişine, ince beline, uzun bacaklarına...
Kalabalık içindeyken utanıp yanaklarının kızarışına...
Konuşurken saçlarını geriye doğru atışına..
Belki onun temiz kalbi ve masum zihnine...
Tutulduğunuzu düşünürsünüz.
Ya da sevdiğiniz erkeğin...
Duruşuna, şaşkın bakışlarına, hızlı hızlı konuşmasına bağlandığınızı sanırsınız.
Oysa bütün bunlar yanılgıdır.
Hatta aşktan çok uçucu flörtlere ve kalıcı beraberlik projelerine özgü hoş ve sonradan "yazılmış" hikâyelerdir.
***
Tutku çok hızlıdır!
Birden karar verir.
Bakmaz öyle insanın saçına başına, ince beline, uzun bacaklarına!
Alna düşen bir tutam saça, gülümserken dudaklarının kıyısında beliren çizgilere vurulur. İlişkinin kimyası ilgilendirmez tutkuyu, çünkü o simyacıdır.
Olmayacak şeylerin peşinde koşmaya bayılır; bakırdan altın yapmak için çalışır.
Ve fena halde serseridir tutku, serüvencidir!
Hülyalı gözleri değil, o gözlerdeki hülyayı sever! Orada hayaller yoksa, başka kapıya gider!
Ve sağlam bir duruş değil, kararlı ve uyumlu bir yürüyüş ister.
***
Bir yabancı internet sitesi "bizi bir başkasına delice bağlayıp çeken şey nedir?" diye soruşturmuş. Oradan aklıma üşüştü bütün bunlar...
Söz konusu ankete "koku" cevabını verenlere yürekten katıldım.
Evet! Çoğu zaman kokudur bizi bağlayan! Sevgilinin boynunun kuytusunun o benzersiz ve gizemli kokusu!
Bir de "sevdiğimizden uzakta yaşamadıkça ya da ayrılmadıkça bunu asla bilemeyiz!" cevabını verenler var ki... Haklılar!
Çünkü birine nereden ve neyle bağlanmışsak, öyle özleriz!
O yüzden mesela, bilir misiniz ki...
Sevgilisinin ne gözlerini ne de sözlerini...
Ama fena halde kahkahasını özleyenler vardır.
Çünkü azıcık neşesiz tiplerdir bunlar ve ah! Onları hayata bağlayan sevinç dolu kahkahalar artık uzaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.