Abdullah Büyük

Abdullah Büyük

Eğitim ve mutluluk

Eğitim ve mutluluk

İnsan, aldığı eğitim neticesi terbiyeli de olur terbiyesiz de. Eğitim İslâmî ölçülere uygun ise eğitilen terbiyeli, değilse terbiyesiz olur.
İslâm eğitiminde başarılı olmak için, önce bu sisteme inanmak gerekir. Bu sistemi benimsemeyenler bu eğitimin dışında kalanlardır.
Eğitim sistemi, insanın aklı ve ruhu için bir reçete sunmaktan acizse nasıl eğiteceksiniz? İnsandaki olumsuz davranışları hangi usulle ve ölçülerle düzelteceksiniz? Sisteminde ahiret inancına yer vermeyen, dünya hayatını ise kendi ölçüleriyle ayarlayan bir zihniyetin eğitim anlayışı kitlelere nasıl yön verecektir?
Burada İslâm devreye girer. Ve bütünüyle içinde yaşadığımız dünyaya ve içindekilere yön verir.
Üstelik bu muhteşem din İslâm der ki:
“Hayvanları da eğitin”
Hem de bütün hayvan cinslerini. Aslan, kurt, şahin, doğan, köpek vb.
“Allah’ın size öğrettiği ile alıştırıp eğittiğiniz avcı hayvanların sizin için tuttuklarını yiyin” (Maide, 4)
Azı dişleri ve gagaları ile tuttuğu hayvanı parçalayan vahşi hayvanlar, avcının eğitimi ile Allah’ın bildirdiği usulün öğretilmesi ve sonra bu yırtıcı hayvanların tutacakları avın yenilebileceği anlatılıyor.
Düşünelim; köpeği bile eğiten bir din, insanı eğitmez mi?
Dinimiz İslâm der ki:
“Çocukları da eğitin.”
“Ve Allah sizi analarınızın karınlarından hiç bir şey bilmez olduğunuz halde çıkardı.” (Nahl 78)
İslâm dışındaki eğitim sistemlerinin ana karnındaki düşünceleri nedir? Tedbirleri nelerdir? Ne olacak, bir an evvel kürtajla dışarı çıkarmak tabii. Doğumdan sonra geleceğin âlimleri, fatihleri, idarecileri olacak bu nesle yapılan katliamın gerçek yüzü nedir? Bunu yapanlar da bilmiyor! Ancak emri uyguluyorlar.
Şimdi söyleyiniz, insana değer vermeyen bir eğitim, ne derece faydalıdır? İslâm, toprağa gömülmüş bir cesedin üzerine zaruret olmadan basmayı bile hoş karşılamaz... Bir kabrin üzerine basmayı ateşe basmak gibi mütalaa eder. Bir sistem ki, eğitilecek olanın daha dünyaya gelmesine tahammülü yok.
Ve yine İslâm der ki:
“İnsanları eğitin”
“Ey Rabbimiz, onlara içlerinden senin âyetlerini okuyacak, onlara kitab ve hikmeti öğretecek ve onları arındıracak bir peygamber gönder...” (Bakara 129)
Tüm eğitim kurumları ve bu alanda çalışanlar şu gerçeğe birlikte kulak verelim:
Din ve edeb öğreten, insanları İslâm’a sevketme ve kendilerine faydalı şeyleri öğretme konusunda peygamber makamında durmakta ve ona vekâleten bu işi yürütmektedir. Âlimler peygamber vârisi olacaksa, işleri: kitabı öğretmek, insanları İslâmi esaslarla eğiterek bütün hastalıklardan tertemiz etmektir.
Peygamber varisliğini gerçekleştirmeyen kişiler, mirastan mahrum olurlar. Rasulullah’a mirasçı olmak, bir insanın bu görevleri yerli yerince yapması ile olur. Mirasçılık; ilim, amel, örneklik ve bunların eğitimlerini sağlayacak çalışmalarla mümkündür.
Hz. Peygamber’i kabullenmeyen birisi, eğiteceği insana hangi metotla yaklaşacak? Müslümanların eğitilmesi, inancına uygun bir eğitim yapısı ile mümkündür.
Aksini iddia edenlerin yetiştirdikleri ve eğittikleri nesli her gün basında oldukça çok görmekteyiz. İslâmi eğitimi, hayatlarının merkezine koyup, dünya ve ahiret saadetini tadanlara selam olsun.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Büyük Arşivi