Terbiyesizleşmeyin
Ben yokken gene bir şeyler olmuş... Sandıktan umudunu kesmiş bir muhalefet sözcüsü, halkı “mahalle mahalle, sokak sokak direnişe” çağırmış.
Kime karşı?
Herhalde, AK Parti adı verilen “müstevli odağına” karşı.
Bunlar seçim kazanmadılar, öyle ya... Bazı “yurtseverler” (!) gibi, kapalı darbe yaparak iktidara geldiler.
Nedense, ben yokken oluyor bunlar; şenliğe yetişemiyorum ve “arkadan toparlayarak” gelmek zorunda kalıyorum... Ekmeğini güncel siyasetten kazanan bir yazar için talihsiz bir durum.
Halkı isyana çağıran şahıs, ilhamını Atatürk’ün olmayan Bursa Nutku’na aldığını söylüyormuş...
Ben bilmem.
Namuslu ve şerefli bir insan, sözlerine kaynaklık eden nutkun ne zaman, nerede, hangi konseptte, kimlerin tanıklığında irat edildiğini kanıtlar, belgesini sunar. Biz de “Hukuk dışılık, Atatürk’ten de gelse, hukuk dışı niteliğinden bir şey kaybetmez” der, işimize gücümüze bakarız.
Çünkü, Atatürk’ün söyledikleri “nas” değildir...
Doğma değildir.
İlahi buyruk hiç değildir.
Kendisi, mücadelesini “müdafaa-i hukuk” çerçevesinde yürütmüş, parlamentonun desteği olmadan adım bile atmamış eski bir asker ve “kurtuluş savaşı önderi”dir...
Bulunduğu makama da, bazı muhalefet sözcülerinin gerçekleşmesini çok arzuladıkları “darbe”yle değil, temsil mekanizmasını kullanarak, yani seçimle gelmiştir.
Geldikten sonra neler yaptığı bahsi diğer... Bu konuda Cemil Koçak’ın, Murat Belge’nin, Ahmet Demirel’in, Mete Tunçay’ın yazdıklarına bakabilirsiniz...
Bu kalemler ağır kaçıyorsa, Kemal Tahir’e başvurabilirsiniz...
Belki, “Nasıl oldu da ıskalamışım... Nasıl oldu da Türk yakın tarihini bu kadar derinlemesine kavrayan koca yazarın her biri bir üslup şaheseri olan romanlarına kör ve sağır kalmışım” filan dersiniz...
Bu satırların yazarına dua edersiniz, ne bileyim...
Halkı isyana çağıran “sözcü”, ilhamını Atatürk’ün olmayan Bursa Nutku’ndan aldığını söylüyor ama onu bu pervasızlığa iten bence Mısır ve Tunus’ta olup bitenler.
Bu şahıs düşüncesinde yalnız değil.
Kılıçdaroğlu yanlısı gazeteler de benzeri bir tavır içindeler... “Devrimin ateşi her yanı sardı” gibilerden manşetler atıyorlar, özgürlüğe susamış Mağrip insanıyla “kendi insanımız” arasında paralellikler kuruyorlar, ucuz “ima”larda bulunuyorlar, “tecahül-ü arif” sanatını konuşturuyorlar...
Kısacası, terbiyesizleşiyorlar.
Mısır ve Tunus halkı “özgürlük” için ayaklanıyorsa, benzeri bir hareket bizde neden olmasınmış... Demek istedikleri özetle bu.
Bizde de oldu yavrum...
Bizdeki “Mısır” ve “Tunus” tecrübeleri, daha “sofistike” tarafından sizin iktidarınız döneminde (hani “altın çağ” tesmiye ettiğiniz tek parti döneminde) yaşandı. Bu halk ayaklanmadıysa, biraz da “efendiliğinden” ayaklanmadı ve önüne konulacak sandığı bekledi. Oy pusulasını görünce de icabınıza baktı. Taşa sopaya gerek kalmadı yani...
Madem bu iktidardan kurtulmak istiyorsunuz...
Çok çalışacaksınız...
Darbelerden, cuntalardan, omzu kalabalık efradından medet ummayacaksınız.
Halkın değer tercihlerine küfretmeyeceksiniz.
Daha da önemlisi, toplumun önüne yeni hedefler koyacaksınız.
Hadi bakalım önünüzde dört ay var, gösterin maharetinizi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.