Seçimler yaklaşıyor.

Kulak kesilmiş, CHP’den iktidara gelirse neler yapacağını anlatmasını bekliyorum.

Ekonomide, güvenlikte, dış politikada, bireysel özgürlüklerde falan.

Ama ses gelmiyor.

Özellikle de partinin en tepesinden.

Partiyi yönetmekle yükümlü olanlar, sadece sövüyor, ıslıklayıp yuh çekiyor, yakışık almayan benzetmeler yapıyor, şarkıcı aranıyor; o kadar.

Örneğin, TT Arena’nın açılışı sırasında, üç beş bin kişi Başbakan’ı ıslıklayıp yuh çekmişti ya? Meğer bizim Süheyl Batum da orada değil miymiş?!

“Ben de vardım! Ne biçim ıslıkladım!” diye şişine şişine anlatıyor! Aferin sana! Galatasaray seninle iftihar ediyor!

Öte yandan CHP Genel Başkan Yardımcısı Oran, Osmanlı döneminde yaşasaydı, Başbakan’ın ya kellesinin vurulacağını ya da sarayda haremağası olabileceğini söylüyor.

Ne kadar zekice düşünülmüş, hazırlanmış, üzerinde kafa patlatılarak kağıda dökülmüş bir seçim konuşması değil mi?

Bu arada, Kemal Kılıçdaroğlu seçim bildirgesini bir yana bırakmış, partisinin seçim şarkısının bestesi üzerinde çalışıyor, bir yandan da AK Parti’nin baskıları sonucu, bir tane hanım şarkıcının bile, “CHP CHP Sen Yetersin Bu Aleme!” türküsünü seslendirmek istemediğini söylüyor! Sanki AK Parti işini gücünü bırakmış şarkıcıları arayıp “sakın CHP’nin şarkısını söylemeyin; yoksa dilinizi kopartırız!” demiş. Ama, nedense, Nilüfer’i tehdit etmeyi unutmuş. Şarkıyı onun söyleyeceğini bildiriyor Kemal Bey. Herhalde yani... “Sazan Aksu” seslendirmeyecekti değil mi!

Bu keşmekeşin kıyısında duran Gürsel Tekin, kafayı anketçilere takmış. Onların bir tarafına seçimlerden sonra teneke bağlayacağını haykırıyor.

Bütün bu eylemleri ve de söylemleri alt alta koydun mu nasıl bir gerçek çıkıyor ortaya?
CHP’nin bir siyasi parti değil... Hisseli Harikalar Kumpanyası olduğu!

Hisseli Harikalar Kumpanyası,

Açıyor perdesini, açıyor
Herkese neler saçıyor, saçıyor...