Milli Dua
Siz bu satırları okurken ben, eşim ve kızımla beraber Washington'da Milli Dua Kahvaltısı (National Prayer Breakfast) çerçevesinde düzenlenen etkinliklere katılıyor olacağım... Amerika ilginç bir ülke. Bir yandan demokrasinin beşiği olarak anılıyor. Dünyaya demokratik değerleri yaymakla kendini sorumlu gören bir ülke gibi lanse ediyor. Diğer yandan zulüm devletlerine çanak tutuyor, arka çıkıyor. Öyle gizliden de yapmıyor bunu. Açıktan açığa. Çekinmeden. Fırsatlar ülkesi yeni dünya da o. Fırsat eşitsizliğinin had safhada olup içselleştirildiği coğrafya da. Bir taraftan din düzeni üzerine kurulan İslam ülkelerine savaş açıyor, diğer yandan bu işin piri Suudi Arabistan'ın dizinin dibinden ayrılmıyor. Tenakuzlar ülkesi...
Laikliği de farklı değil. Yani alışılagelmişin dışında. Yukarıdaki ifadelerimdeki eleştirel tona rağmen bu konuda aynı tonu kullanmayacağım. Zira bu konuda Amerika'yı takdirle karşılıyorum. İzah edeyim: ABD'de laiklik kavramı veya sekülerlik kavramı mevcut değil. Bunun yerine din ve devlet işlerinin ayrımı ifadesini kullanıyorlar. Bunu da Amerikan Anayasası'nın "Kongre din ile alakalı hiçbir kanun yapamaz" maddesine dayandırıyorlar. Bu da şu demektir, ABD'de laiklik bizdeki gibi dinin devlet kontrolünde olması değil, devletin din alanının dışında kalması demektir. Pratikte de devlet bütün dinlere eşit mesafededir. Devletin bizdeki gibi dini düzenleme, dini şekillendirme, dini yeniden yapılandırma yetkisi yoktur. Bütün dinleri kucaklayıp hepsine olan mesafesinin aynı olmasına özen göstermesi anlamına gelir. Bu, gerçekten de böyledir. Böyledir ama bu ne derece laikliktir? Veya laiklik ABD tartışmalarına uzak bir terim olduğuna göre şöyle soralım: Bu, ne derece din ve devlet işlerinin ayrılmasıdır? İşte burada ABD nev'i şahsına münhasır bir devlet-din ilişkisi kurmuştur. Buna göre devlet dinlerin hepsini kucaklar, bu bir. Devlet-li olan kişiler dini kimliklerinden gocunmaz, utanmaz aksine gurur duyar ve duymaya teşvik edilirler, bu da iki. Her ne kadar ABD din ve devlet işlerini ayırdığını iddia eden bir ülke de olsa din, devlet işlerinin içselleştirilmiş bir parçası halindedir, bu da üç. ABD, resmi ifadesiyle "Tanrı altında, bir millet"tir. Klişe olacak ama tekrarda fayda var: Başkan göreve başlama yeminini İncil üzerine elini koyarak yapar. Müslüman milletvekilleri -mesela Keith Ellison ve Andrew Carson- Kur'an-ı Kerim, yahudi milletvekilleri -mesela Joseph Liberman- Tevrat üzerine el basarak ant içerler. Yemin "Rabbim bana yardım et" ifadesiyle sonlandırılır. Yine birçoğumuzun bildiği gibi ABD parasının üzerinde "güvendiğimiz Rabbimizde" ifadesi vardır. Alabama eyaletinin ana mahkeme binasının tam göbeğinde 10 Emir anıtı yükselir mesela. Gerçi bu, tartışma konusu olmuştur ama sonunda ortak akıl dinden yana tavır almıştır, kaldırılmasını isteyen muhaliflerin talebini reddetmiştir yetkili mahkeme.
Din devletin her alanındadır bu diyarlarda diyorduk, bizi yazının başında bahsettiğim, her sene yapılan Milli Dua Kahvaltısına getiren de buydu. Devam edeceğiz inşaallah...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.