Ülkede çok seslilik ama partide tek seslilik mi?
Süheyl Batum'un ordu için kullandığı "Kâğıttan kaplan" sözü, siyasetimizin aktörleri için bir turnusol kâğıdı görevi yaptı.
Örneğin Kılıçdaroğlu, askerler için böyle şeyler söylenecekse ancak CHP Genel Başkanı söyleyebilir bunu, çizgisinde görüş açıkladı.
Demek geçmişte kendisini bu konuda susturan Deniz Baykal, Kılıçdaroğlu'nu derinden etkilemiş.
Başbakan Erdoğan'a gelince o da bu sözün sahibi hakkında nedense suç duyurusunda bulundu.
Siyasi söylemlerin değerlendirilmesini savcılara aktarmak ne kadar doğru olabilir ki?
Bahçeli de bu sözü söyleyene kendince haddini bildirdi.
İlk kez 1950'li yıllarda Amerikan emperyalizmi için "Kâğıttan Kaplan" (Çincesi zhi laohu) deyimini kullanan Mao, tabii ki Amerika'nın gücünü hafife almıyordu.
Yoldaşlarına "Bu güçle mücadele edilebilir" mesajı vermek istiyordu.
Kâğıttan kaplan kazandı
Sonuca bakarsak, "Kâğıttan Kaplan" Mao'nun Çin'ini de etki alanı içine aldı.
Çin Komünist Partisi şimdi ucuz emeğe dayalı bir modelle, emperyalizmin çok uluslu şirketlerinin üretimlerini gerçekleştiren açık pazar ekonomisini benimsemiş durumda.
Yani bir kuruma ya da bir ülkeye "Kâğıttan Kaplan" denilince, iş hallolmuyor.
Bir internet sitesinde Kâğıttan Kaplan kavramı irdelenirken Shakespeare'in Lady Macbeth'inden yapılan bir alıntıda "Çok gürültü, çok öfke var, ama bu hiçbir şey ifade etmiyor" şeklindeki ifadeye yer verilmişti.
Gerçekten var olan ve gerçekten güçlü bir olguyu böyle ifadelerle hafife aldığınız zaman, sonuçta kendiniz Lady Macbeth'deki anlatıma uyar hale geliyorsunuz.
Yani aslında sorun CHP adına söz söyleyen Batum'un çıkışlarında değil.
Çok gürültülü, çok öfkeli ama bunlardan bir şey çıkartamayan CHP'de sorun var.
Kılıçdaroğlu ve söylemleri
Bu partide her kafadan bir ses çıkıyor ama seçim sonunda iktidar olmak gibi bir ümit yok.
Örneğin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yardımcısı Süheyl Batum'a "Böyle şeyleri ancak ben söyleyebilirim" demek yerine "Kâğıttan Kaplan" söylemi ile darbe özlemciliğinin değil anti-militarizmin vurgulanmak istendiğini söylese, daha doğru olmaz mıydı?
Neticede ordu hiç de kâğıttan kaplan falan değil.
En azından 20 yaşına gelen ve polis olmayan her Türk erkeği askerlik yapmak zorunda.
Yüz binlerce kişi kısa dönem askerlik veya bedelli askerlik bekliyor.
Sayın Kılıçdaroğlu tek uğraş olarak Başbakan Erdoğan'a her konuda laf yetiştirmeyi seçmek yerine, kemikleşmiş CHP seçmeni dışındaki kesimlere ve bu arada kısa dönem askerlik bekleyen gençlere de açılmayı denese...
Tek seslilik özlemi
Bu arada "Bazı sözleri ancak Genel Başkan söyleyebilir" demek yerine "Biz ülkede çok seslilik isterken CHP'de tek sesliliği nasıl savunabiliriz" dese...
Ama hepimiz biliyoruz.
Genel seçime gidilirken siyasette de, partilerde de bu tür beklentilere ve arayışlara yer yoktur.
Siyasete seçmen katında yaklaşan bizlerin bilmediğimiz dürtüler profesyonelleri yönlendirir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.