Gayr-i Müslim ile İlişkiler
Dün bir okuyucu mektubunu köşemde yayınlamıştım. Okuyucumuz Hristiyan bir aile ile zaman zaman ailece görüştüklerini, bir çeşit arkadaşlık/dostluk oluştuğunu, sonra bir gün Hristiyan şahsın kendisine bir mektup yazarak "Kur'an'a göre dost olmalarının mümkün olmadığını, halbuki İncil'de böyle bir ayrımın bulunmadığını ve düşmana bile iyilik yapmanın emredildiğini" yazmış, Hristiyanlık propagandası yapmış, Kur'an'a dil uzatmıştı.
"Gayr-i Müslimlerle Müslümanın ilişkisi ne mahiyette olabilir?" sorusunun cevabında "dost olamazlar" diyenler, Kur'an'da geçen ve mektupta da meali verilen ayetlerdeki "velî" kelimesini "dost" olarak tercüme ediyorlar ve günlük dilde dost kelimesi "arkadaş" manasına da geldiği için yanlış anlamalara sebep oluyor.
Elmalılı M. Hamdi Yazır merhumun açıklaması doğru ve doyurucu. Can alıcı kısmını tekrar edelim:
"Yahudi ve Hıristiyanları dostlar edinmeyin. Onlara velî olmayınız değil, onları velî tutmayınız, itimat edip de yâr tanımayınız, yardaklık etmeyiniz. Velâyetlerine, hükümlerine yardımlarına müracaat etmek, mühim işlerin başına getirmek şöyle dursun, onlara gerçek bir dost gibi tam bir samimiyetle itimat edip de kendinizi kaptırmayınız... Görülüyor ki "Yahudiler ve Hıristiyanlara dostlar olmayınız" buyurulmamış, "Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyiniz" buyurulmuştur. Çünkü "Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez." (Mümtehine, 60/8) buyurulmuştur. Şu halde müminler Yahudi ve Hıristiyanlara iyilik etmekten, dostluk yapmaktan, onlara âmir olmaktan yasaklanmış ve men edilmiş değil, onları dost edinmekten, yardaklık etmekten yasaklanmışlardır."
Bu açıklamada görüldüğü gibi Kur'an'da yasaklanan "günlük dilde olduğu gibi arkadaşlık manasında dostluk" değil, "velâyetlerine, hükümlerine yardımlarına müracaat etmek, mühim işlerin başına getirmek...onlara gerçek bir dost gibi tam bir samimiyetle itimat edip de kendini kaptırmak"tır. Yani Kur'an'da geçen ve menedilen "veli edinmek" bu manadadır.
Bunun dışında gayr-i Müslimlerle komşuluk, arkadaşlık, onlara iyi ve adil davranmak yasaklanmış değildir.
Hristiyan arkadaşının Luka İncili'nden naklettiği "düşmana bile iyilik etme" emri İslam'da da var. Kur'an'da şöyle buyuruluyor: "İyilik ve kötülük aynı değildir; kötülüğü en iyi bir davranışla önle, aranızda düşmanlık olan kimsenin hemen yakın bir dost olacağını göreceksin." (Fussılet: 41/34).
Düşmanla savaş onun zulüm ve tecavüzünü engellemek veya meşru müdafaa içindir; gayr-i Müslim olduğu için değildir. Müslümanlarla barış yapmak isteyenlerle barış yapılabilir, İslam ülkesi vatandaşı (zimmî) olmak isteyen gayr-i Müslimler bütün temel (insan olmaya bağlı) insan haklarından yararlanarak Müslümanlarla birlikte yaşarlar, yaşamışlardır.
İncil'de yalnızca sevgiden ve barıştan söz edilmiyor, mektup sahibi gizlese de İncil'de, gerektiğinde ve hak edene karşı savaş ve şiddetten de söz ediliyor; işte örnekler:
"İsa, yanlarına gelip kendilerine şunları söyledi: 'Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi. Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin. Onları, Baba, Oğul, Kutsal Ruh adıyla vaftiz edin." (Matta, 28/18,19) / "Yeryüzüne selamet getirmeye geldim, sanmayın; ben selamet değil, kılıç getirmeye geldim..." (Matta, 10/34) / "Ben dünyaya ateş atmağa geldim. Şimdiden tutuşmuş ise daha ne isterim!..Dünyaya selamet getirmeye mi geldim, sanıyorsunuz? Size derim ki: Hayır; fakat daha doğrusu, ayrılık getirmeğe geldim!" ( Luka, 12/49,51,53) / "Lakin üzerlerine kral olmamı istemeyen o düşmanlarımı buraya getirin ve önümde öldürün!" ( Luka, 19/27)
Bu ifadelere göre Hz. İsa Hristiyanlara misyonerlik vazifesi de vermiştir. Bu sebeple Hristiyanlarla diyaloga giren veya arkadaşlık edenler bilgili ve uyanık olmak durumundadırlar; aksi halde farkında olmadan tuzağa düşer, aldatılırlar, itikadları bozulabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.