Buyrun size mantık dersi! Ordu, eğer darbe yapar, halkın oylarıyla seçilmiş bir hükümeti alaşağı ederse, hem güvenilir hem de seçkinlerce baş tacı edilir.

Yok eğer ordu asli görevi olan yurt savunmasını üstlenir, siyasete bulaşmaz, darbe girişimlerine soyunmazsa kağıttan kaplandır!

Süheyl Batum’dan sonra, kendini Balyoz sanığı Tuğamiral Cem Çakmak’ın kız kardeşi olarak tanıtan bir hanım “Bize dik durun diyorlar. Ama bizim yanımızda dik duran bir kurum yok! Duysun Deniz Kuvvetleri Komutanı, Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı... Evet kağıttan kaplan bir ordu var karşımızda!” diye bağırmış Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nin önünde önceki gün!

Bakın hanımefendi, Vietnam Savaşı boyunca birçok suç işleyen, sivillere kıyan, köy yakan subay gözaltına alındı, hüküm giydi. Vietnam’daki ABD Orduları Başkomutanı General Westmoreland evine gönderildi. Daha öncesinde, Kore Savaşı sırasında, Başkan Truman, Çin’e saldırmak isteyen Amerikan ordusunun en sevilen generali Douglas MacArthur’u bir günde emekliye ayırdı! General George Patton, ‘eldiveniyle savaştan kaçan askerin miğferine vurdu’ diye görevden alındı Başkan Roosevelt tarafından.

Ne var ki, bu generallerin yakınları bir an olsun Amerikan ordusunun darbe yapmasını, seçilmişleri alaşağı etmesini aklına bile getirmedi, Amerikan Silahlı Kuvvetlerine “kağıttan kaplan ordu!” yaftasını yapıştırmadı.

Daha çok örnek var demokrasiyle yönetilen ülke ordularıyla ilgili. Hiçbiri darbenin “d”sini bile aklına getirmedi; bu yüzden de kağıttan kaplan gibi, saçma sapan bir biçimde suçlanmadı!

Ordu, milletin ordusudur. Başkomutanı da Cumhurbaşkanı’dır! Artık bu gerçeğe alışın hanımefendiler beyefendiler.