İşte Kılıçdaroğlu'nun üye olmak istediği örgüt
"Yeni CHP" Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski yönetimle farkı için yaptığı girişimleri, toplumsal sorunlara dokunma çabasını, daha önemlisi yumuşak siyaset dilini getirip bir cümleye feda etti:
"Nerde bu Ergenekon örgütü? Gidip üye olacağım..."
CHP'nin işi gerçekten zor... CHP, ne darbecilerle, ne darbe ortamı hazırlayanlarla arasına ne yazık ki bir mesafe koyamıyor.Sözünü ettiğimiz "Terör" suçundan yargılanan bir örgüt... Örgüte ilişkin çok sayıda iddia olduğu biliniyor ama bir de geçmişte bu ülkede hepimizin gözü önünde olup biten gerçekler var.
Siyaset sadece bugüne değil düne bakmalı, ona göre yarını hazırlamalı. Sık sık dile getiriyorum, 90'ları bir hatırlayın.
1991'de DYP ve SHP koalisyon hükümeti vardı. Onların hükümet olduğu 1995'e kadar bu ülkede sokak ortalarında yargısız infazlar yapıldı. Musa Anter ve Uğur Mumcu gibi yazarlar, generaller, gazeteciler ve milletvekilleri herkesin gözü önünde öldürüldü. Kürt işadamlarının ölüm listelerini bizzat siyasetçiler açıklandı. Ve ortaya 17 bin 500 faili meçhul cinayet çıktı. O dönem Özel Harp, JİTEM, çeteler ve mafya eliyle Türkiye "Korku Cumhuriyeti" ne dönüştürülmüştü. Bırakın demokrasiden söz etmeyi, yaşam hakkı yoktu.
Sonra 28 Şubat postmodern darbe geldi. Türkiye talan edildi. Andıçların hazırlandığı, yargının, medyanın esas duruşa geçtiği bir dönem.Kirli yapıyı bu kez Susurluk'ta kirli işlere pek bulaşmayan "Deniz Kuvvetleri" bünyesinde oluşturulan Batı Çalışma Grubu yürüttü. Askerler arasındaki iktidar savaşları suikastlara kadar uzandı. Ve bu yapı 90'ların sonunda Ergenekon'u yarattı.
Susurluk'un devamı Ergenekon sıradan bir yapı değil, Türkiye'nin son on yılını tıpkı eskisi gibi kan gölüne çevirmeyi planlıyordu. Darbe planları hazırlandı. Daha 2003'te MGK tarafından iç düşman ilan edilen "misyonerlik" faaliyetleri, bilinçli bir biçimde "tehlike" olarak sunuldu.
Sonra Cumhurbaşkanlığı seçimine giden süreçte kaos ortamı için ne gerekiyorsa yapıldı.Danıştay saldırısı, Cumhuriyet gazetesine bomba atılması, Rahip Santoro ve Malatya Zirve Kitapevi cinayeti, patlamalar, saldırılar birbirini izledi. Hrant Dink cinayeti de bu kaos ortamının bir sonucuydu. Ümraniye'de Eskişehir'de bulunan bombaların izi sürülerek kuyruğundan yakalanan Ergenekon canavarı sokağa böyle yansıdı.
Ergenekon hâlâ hayatın içinde ve hâlâ etkili olmak için her yolu deniyor. Kılıçdaroğlu Ergenekon'a üye olur mu olmaz mı bilemem ama şu sorulara ne cevap vereceğini doğrusu merak ediyorum; 90'larda sosyal demokrat SHP'nin iktidar olduğu, sizin de bürokrat olduğunuz o dönemde faili meçhul cinayetlerin bir "devlet politikası" olduğunu sadece emekli Koramiral Atilla Kıyat değil herkes biliyor.
Peki, siz de biliyor muydunuz? Bugün ne düşünüyorsunuz?
Size göre Danıştay saldırısıyla başlayan kaos ortamını kimler oluşturdu ve bugün neden faili meçhul cinayetler olmuyor?
Bu sonuçta Ergenekon davasının etkisi var mı?