Dekolte Kadın Kemalist Cumhuriyetin Projesidir
Dekolte kadın ve kıyafet Kemalist cumhuriyetin asrî kadın sembolüdür. Cumhuriyet Batılılaşmasının dayatılmış bir inkılâbı ve ceberut cumhuriyetin laikleştirme, modernleştirme programının bir parçasıdır.
“Kamusal alandaki” bu dekolte kadın manzaraları, Müslüman Türk’ün, yani “Hakk’a tapan millet” kadınının lâ-dinî cumhuriyet eliyle cebren uygulanan “yeni Türk kadını” projesinin neticesidir.
Dekolte, Türkçe sözlüğe göre: Fransızca bir kelime. Açık saçık. Boynu, omuzu, sırtı ve göğsü açık kadın elbisesi. Bu şenî vaziyete sonra eteklerin dizden yukarı çekilmesi de eklenir.
Batılılar Hz. İsa’yı hayatlarından kovduktan sonra Helen, Grek, Roma kültürü ile beslenen aydınlanmacı ve seküler kadın kıyafeti olarak dekolteliği “kapitalist uygarlaşmanın” sembolü saydılar.
Semavî anlayışın kovulduğu hayatta kadın Hegel estetiği olarak tenini güzellik ve çekicilik olarak teşhir etmesiyle gelişecek ve modernleşecekti.
Müslüman kültüründe bu kıyafette gezene “dekolte kadın” denir. Dekolte giyinmiş bir kadın da “dekolte gezen” diye ayıplanır. Açık saçık konuşmalara “dekolte konuşmak” deyimi de bu zelil kıyafet içinde olanların “kamusal alan”ımızda zuhur etmesiyle dilimize girmiştir.
Dekolte kadın ve kıyafet baloları Altı Ok cumhuriyetçilerinin eliyle yaygınlaştırılmış ve bu yönde resmî kurum ve sivil kuruluşlar dekolte kadın baloları düzenlemekte âdeta yarışmışlardır.
Devrin Türk Ocağı, sonra Halk Ocağı, Tabipler Odası, Farmasonlar Derneği, Çocuk Esirgeme ve Türk Hava Kurumu gibi hayli derneğin Türk kadınını dekolteleştirmek yarışına soyunduğunu bir utanç belgesi olarak okuyoruz.
Şüphesiz ki, arkalarında ceberut Kemalist cumhuriyet oligarşisi vardı. Bu denî Frenkliğe kimsenin karşı çıkması mümkün değildi. 1927’de İstanbul’da “ders salonlarında erkeklerle dekolte giyinmiş kadınların dans etmeleri üzerine” halktan şikayetler geldiğinde Valilik “kesinlikle yasaklanamaz” diye açıklama yapar. Yaltakçı Kemalist bürokrasinin ihanetine dair küçücük bir belge bu.
Kemalist cumhuriyetin ilk baloları dekolte kıyafetin provalarıdır. İslâmî geçmişi redd-i miras eden Atatürkçü cumhuriyet, Batılılaşma gereğince asrî kadın projesini tepeden inme yürürlüğe koyar.
İlk dekolteli kadın balolarını cumhuriyetin ilânından sonra “Kemalist önder” başlatmış ve dekolte kadınların kıyafetlerini kontrol etmiş, onların bu şenî kıyafetle nasıl dans etmeleri gerektiğini balo meclislerinde uzun uzun anlatmış, dekolte kıyafetlerine özen göstermeyenleri tenkit etmiş ve sinirlenmişti.
Nihayetinde dekolte kıyafet, küfrün, yani kâfir kadının giydiği ve ortalıkta bu halde göründüğü bir modele dönüşür. Kemalist cumhuriyet modernleşmesinin projesi olarak Müslüman Türk kadınlarının da bu kâfir kadın kılığına sokularak dekolteleştirilmesi cebren gerçekleştirilir.
Meşrutiyet sonrasında marjinal de olsa dekolteliğin bir sosyal problem olduğunu mübarek insan Mehmet Âkif’in bir asır önce mısraa dökerek hicvetmesinden öğreniyoruz: “ Karım dekolte çıkarmış gelenlerin yanına / Peki, nedir dokunan bunda komşunun kanına.”
DEKOLTE KADINLAR BALOLARDA: “ÇOK YAŞA GÂZİ PAŞA” DİYE KADEH KALDIRIRLARDI
Türkiye’de “uygarlaşmanın”, “Avrupalılaşmanın” ve “modernleşmenin” bir adıdır dekolte kadın ve kıyafet. Cumhuriyetin on yılda dekolteleştirdiği kadınlar “en büyük hürriyet cumhuriyet” diyerek dekolteleştiler ve Atatürkçü kadınlar zümresini meydana getirdiler.
1928’de Ankara Palas, kadınların dekolteleştirilmesinde imalat ve tâlim yeri olarak cumhuriyetçilere hakkiyle (!) vazife ve yataklık yapmıştır. Bu meşum ve eski Yunan ruhu kokan mekânda dekolteli balolar düzenlenir ve içkiler içilirdi. Sonra da dekolte kadınlar eşliğinde kadehler “çok yaşa Gâzi Paşa!” diye havaya kaldırıldı.
“29 Ekim Cumhuriyet Resepsiyonları”nın dekolteli kadınlar cümbüşüne dönüştürülmesinin mânasını hâlâ anlayamadınsa, Falih Rıfkı Atay’ın “Çankaya” sına bakınız. Kadınların resmî zorbalarca nasıl dekolteleştirildiğini Kemalist yazar övünerek anlatıyor.
Cumhuriyet resepsiyonlarının devlet eliyle dekolteli “bayanların” resmî kadın gösterisine dönüştürüldüğü belli değil mi?
İlk dekolteli kadın baloları yabancı elçiliklerce Beyoğlu (Pera)’nda düzenlenirdi. Bu kıyafet faciasının oluşturulmasında Bolşevik devriminden kaçan Beyaz Rus hanımlarından da hayli faydalandılar Nev-Yunanî Kemalist cumhuriyetçiler.
İşte bu dekolteli laikçi kadınlar meydanlara ve “kamusal alan”lara çıkıp “ Ne hoştur şu hürriyet / Bin yaşa cumhuriyet” diye tenlerini teşhir ediyorlar.
Not: Cumartesi günü şenaat arz eden dekolte kadın ve kıyafetin bir başka yüzünü anlatacağız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.