Kılıçdaroğlu’na evet, bir şartla
Kılıçdaroğlu’nun “Genelkurmay Arşivleri Açılmalı” sözüne katılıyorum. Evet açılmalı.. Dersim Olayları ile ilgili sadece Başbakanlık arşivi yetmez..
Ama kim önce neyi açıyorsa açsın.. Bu iş yangından mal kurtarmaya benziyor..
Tabi eğer işi Genelkurmay şartına bağlayarak topu taca atmıyorsa. İpe un sermiyorsa, dostlar alışverişte görsün hesabı içinde değilse, bu sözünden de yarın dönmeyecekse. Bu işi bir seçim malzemesi olarak görmüyorsa..
Benim diğer şartım şu: Niye sadece Dersim, niye sadece Genelkurmay Arşivi. Çankaya arşivleri de açılsın, TBMM arşivleri, TTK, TDK arşivleri de açılsın. İstiklal Mahkemesi arşivleri de açılsın.. Bundan sonra da resmi belgeler, 10, 25, 50, 100 yıl arayla açıklansın..
Van’da başörtüsüne destek verip İzmir’de sözünden dönmeye benzemesin bu iş ama..
Kılıçdaroğlu doğru söylüyor ama umarım bunu bir yanlışlık olarak yapmamıştır.. O da insan, o da hata yapabilir. Birileri yarın kulağına bir şey üfler, geri döner, bu dediğini de unutur gider. Onun nasıl bir “hesap adamı” olduğunu biliyoruz çünkü.
Mesela Mustafa Kemal’in “vasiyet”i de açıklansın.. Mustafa Kemal’in aile kökleri, öz ve üvey kardeşleri de. İsmet Paşa’nınki de, Vehbi Amca’nın şeceresi de.. Şemsi Efendi kimmiş onu da bilelim.. İbrahim İhsan diye biri vardı, kimdi o?
CHP kendi arşivlerinden başlasın mesela.. Cumhuriyetin 10. ve 15. Yıl albümlerini yeniden yayınlasın. “Cumhuriyetin Şeref Kitabı”nı yeniden yayınlayabilir misiniz gerçekten? Türk’ün Yeni Amentüsünü, “Yeni Mevlid”i? Gerçekten Kılıçdaroğlu bunu yapabilir mi?
Kendi geçmişini niye gizleme gereği duyar ki..
Var mısınız “Dinde Reform” programını yeniden yayınlamaya? “Türkün Dini Kemalizm”dir diye ortalığa çıkmaya..
Evet evet, CHP önce kendi arşivini yayınlamakla başlasın işe.. Aslında, Mim Kemal Öke’nin başında olduğu Mason Locası’nın emanet sandığı açılmadıkça bu bilgiler hep eksik kalacak..
Amerikan, İngiliz, Fransız, Alman, Rus, Avusturya arşivlerindeki belgeler de önemli ama Türkiye açıklamayınca, belki de ilişkileri bozmamak için onlar da açıklamıyor..
Bu konuda birkaç yayın çıktı, hatırat türünde, hemen yasaklandı. Resmi tarih dışında bir şey yazmak, söylemek yasak.. Kazım Karabekir’in anlattıkları ile Mustafa Kemal’in anlattıkları örtüşmüyor.. Rıza Nur hatıratında tamamen başka şeyler söylüyor. Şeyhülislam Mustafa Sabri efendinin anlattıkları da farklı. Ali İhsan Sabis paşanın anlattıkları da.
Yıllardır bir “Gizli Lozan” tartışmasıdır gider, ama kimse bu konuda ağzını açıp bir şey söylemez. “Lozan zafer mi, hezimet mi” tartışır dururuz.
“Çanakkale geçilmez” diye nutuklar atarız da, Mondros mütarekesi nasıl imzalandı kimse sormaz.. Hem de 3 yıl 2 ay gibi bir zamanda. Bu kadar zamanda biz Etibank’ı bile tasfiye edememişken, nasıl oldu da koca bir imparatorluk tasfiye edildi?
Çoğu kişi, Çanakkale savaşının İngiltere’nin saldırısı ile başladığını düşünür ama mesela İttihat Terakkicilerin Braslav ve Goben’i alıp Rusya’yı topa tuttuğundan bahsetmez. Çanakkale ile birlikte Kafkas cephesinde, Filistin cephesinde eş zamanlı yaşanan olayları birlikte ele almaz..
Evet, bütün bunlar birlikte ele alınmalı, arşivler açıklanmalı.
O zaman Kürt meselesi, Alevi meselesi, Laiklik tartışmaları, irtica konusu, Ermeni meselesi, Türkiye neden böyle sorusunun cevabı da ortaya çıkacaktır..
Darbeler, çeteler, faili meçhullerin sırrı hep bu arşivlerde.
Haydi Kılıçdaroğlu, şunu da söyle, Kozmik oda Başbakanlığa devredilsin.. Oradaki belgeler de incelensin.
Kılıçdaroğlu bir hoş adam.. Bu gün söylediği ile yarın söylediği birbirini tutmuyor.. Biri kulağına bir şey üflüyor, her şey değişiyor. Biz gülüp geçiyoruz da CHP’nin o akıllı, aydın adamları bu gevezeliklere nasıl tahammül ediyor?
Ama yine de ben söylenen sözün peşindeyim.. Eğer tabi artık CHP’de “dün dündür, bu gün bu gün” deyip geçiştirmeyecekse bu sözleri. Ama olsun, onu da not ederiz.. Selam ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.