Ergenekon çok ciddi bir oluşumdur. Kimse sakın aksini söylemesin. Neredeyse 60 yıldır da bu ülkenin her türlü gizli kapaklı, karanlık, darbeyle sonuçlanan, kardeşi kardeşe vurduran, sayısız tezgahın ya başında ya da içindedir!

Ne var ki, Ergenekon’u örten sır perdesi yırtıldı yırtılalı birileri ya bilinçli ya da bilinçsiz bir biçimde, halkın, bu örgütün bir hayal ürünü olduğuna inanması için çaba harcıyor.

Nasıl mı? Örneğin, Mustafa Balbay’ın iki buçuk yıldır Silivri’de tutuklu kalması! Balbay’ın somut olarak neyle suçlandığını, ben bilmiyorum. Bilen varsa lütfen anlatsın açık açık!

İddianameler binlerce sayfa! Bunları kim okuyacak, kim ayıklayacak, kim sağlıklı bir sonuca, nasıl varacak? Ergenekon davalarının sonuçlanması kaç yıl sürecek?

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç “özgür basın halkın gücü!” derken, bu tutuklamalardan en çok hükümetin zarar gördüğünün de bilincinde.

Mustafa Balbay’ın, evine dönmesi gerektiğini bilmem kaçıncı kez yinelerken, bu sefer de Nedim Şener’le Ahmet Şık tutuklandı, diğer bazı gazetecilerle birlikte.

Bakınız, eğri oturup doğru konuşalım: Ne Şener’in ne Ahmet Şık’ın “terörist” olduğuna kimseyi kolay kolay inandıramazsınız, eğer somut kanıtları bir bir ortaya koymazsanız. Bunlar gazetecidir; fikirlerine, yazdıklarına katılırsınız katılmazsınız o başka.

Gazeteciler, eğer öne sürüldüğü gibi, salt muhalefet yapıyor, kitap yazıyor diye gözaltına alınıyor, tutuklanıyorsa, o zaman vah ki vah vah! Çünkü o zaman, üzerinde titrediğimiz, sonuna değin savunduğumuz demokrasiden de söz edemez hale geliriz! Dahası Ergenekon amacına ulaşır ve insanlar, yavaş yavaş, “yahu bu Ergenekon gerçekten hayal ürünüymüş.” demeye başlar ki, bu da felaketin en büyüğü olur.