İstiklal Marşı: En zor zamanda ümit ve iman telkini
Mehmet Âkif İstiklâl Marşı’nı başarılardan, zaferlerden duyduğu heyecanla yazmadı. Hatta, ufukların karanlık olduğu bir zamanda, başarının pek ümid edilmediği, zaferin hayal olarak görüldüğü günlerde kaleme aldı. İstiklâl Marşı’nın yazıldığı günlerin ağır havasını bir nebze de olsa hatırlamak faydalı olacaktır.
Millî Marş yarışması 1920 yılının ekim ayında açılmış, ilanlarda 23 aralık son katılma tarihi olarak belirtilmiştir. Mehmet Âkif o sıralarda Kastamonu’dadır, 24 Aralık’ta Ankara’ya hareket eder. Ankara’da Mustafa Kemal Paşa ile görüşür. Paşa, Mehmed Akif’in Kastamonu’daki vatanperver mesaisinden çok memnundur. Manevi cephemizin kuvvetlenmesine Mehmed Âkif ve dergisi Sebilürreşad büyük hizmetler etmiştir. Beraber çalışılması kararlaştırılır.
Bu sırada, bir taraftan Yunan ilerlemesi devam ediyor, diğer taraftan gayri nizami kuvvetlerin düzenli orduya dönüştürülmesinin sancıları yaşanıyordu. 6 Ocak 1921’de Yunan ordusu Bursa ve Uşak cephelerinde taarruza geçti. Üç gün sonra Yunanlılar Bilecik ve Bozöyük’ü işgal etti. Bir gün sonra hâlâ tartışılan “İnönü Zaferi” kazanıldı. 22 Ocak’ta Çerkez Edhem kuvvetlerinin direnişi kırıldı.
3 Şubat’ta Mehmed Âkif idaresindeki Sebilürreşad’ın Ankara’da ilk sayısı yayınlandı. Sebilürreşad bu dönemde Büyük Millet Meclisi tarafından Matbuat Umum Müdürlüğü’nün matbaasında bastırılmış, büyük kısmı resmî kanallarla dağıtılmıştır.
İki gün sonra, İstiklal Marşı yarışmasına katılan şiirleri yeterli görmeyen Maarif Vekili Hamdullah Subhi Bey, Mehmed Âkif’e yazılı olarak müracaat etti.
O sırada İngiltere öncülüğünde İtilaf devletleri Londra’da Sevr’i tadil ederek kabul ettirmek maksadıyla bir konferans toplamak için harekete geçmişlerdi. Konferansa gidecek Bekir Sami Bey başkanlığındaki BMM heyeti 6 Şubat’ta Ankara’dan hareket etti.
8 Şubat’ta bir süredir Fransız kuvvetlerine karşı mücadele eden Antep teslim oldu.
14 Şubat’ta Hâkimiyet-i Milliye gazetesinin birinci sayfasının sol alt kısmında “Bir vaazdan” başlığı altında Mehmed Âkif’in Kastamonu çevresindeki vaazlarından birinin bir bölümü yayınlandı: “Şair-i muhterem Mehmed Âkif Bey Efendi’nin Kastamonu havalisinde irad ettiği mevizalardan [vaazlardan] biri (Sebilürreşad) refikimizde intişar etmiştir [yayınlanmıştır]. Mev’izanın sonunu bervech-i âti [aşağıdaki gibi] iktibas ediyoruz.”
İstiklâl Marşı’nı yazmayı kabul eden Mehmet Âkif, 15 Şubat’ta metni teslim etti. 17 Şubat’ta Mehmed Âkif’in İstiklâl Marşı şiiri Sebilürreşad ve Hâkimiyet-i Milliye’de yayınlandı.
21 Şubat’ta Londra Konferansı başladı. Bu arada bir Büyük Millet Meclisi heyeti Moskova’da müzakere ile meşguldü. Böylece batının büyük gücüne karşı yeni ortaya çıkan Sovyetler Birliği ile ilişkiler geliştirilerek denge sağlanmak isteniyordu. 23 Şubat’ta Londra Konferansı’nda İstanbul hükümeti adına katılan Tevfik Paşa söz hakkını BMM temsilcilerine bıraktığını belirtti.
Meclis 26 Şubat’ta İstiklâl Marşı yarışmasına katılan şiirlerden seçilen 6’sının basılarak milletvekillerine dağıtılmasının kararlaştırdı. 1 Mart’ta Karesi (Balıkesir) Meb’usu Hasan Basri’nin (Çantay) İstiklâl Marşı’nın güftesinin Hamdullah Subhi Bey tarafından kürsüden okunmasına dair takriri (önergesi) görüşüldü.
Hamdullah Subhi yarışmaya katılan ve seçilen şiirlerden birinin kürsüden okunması kararı üzerine kürsüye geldi ve yarışma hakkında bilgi verdi. Gelen şiirleri kuvvetli bulmadığı için Mehmed Âkif beyefendiye müracaat ettiğini, kendisinin asil endişelerle ortaya koydukları tereddütleri izale etmek için gerekli tedbirleri alacağını belirttiğini, “bu şart ile büyük dinî şairimiz bize fevkalede nefis bir şiir gönderdiler... Arkadaşlar, re’yimi ihsas ediyorum (oyumu açıklıyorum). Beğenmek, takdir etmek hususunda haizi hürriyetim (hürriyete sahibim). İntihabımı (seçimimi) yapmışım. Fakat, sizin intihabınız benim intihabımı nakzedebilir... Bu size aittir...” Hamdullah Subhi Bey, Mehmed Âkif’in şiirini okudu. Bu sırada Mehmed Âkif salonu terk etmişti. Şiir büyük heyecanla ve alkışlarla karşılandı.
İngiltere Başbakanı Loyld George 10 Mart’ta Londra Konferansı’na katılan Yunan heyetine “Türklere karşı saldırıya geçmekte serbest olduklarını” bildirdi.
Matbuat ve İstihbarat Umum Müdürü Hüseyin Ragıp (Baydur)’ın, Hakimiyet-i Milliye’de 11 Mart nüshasında “Ankara’da bir İslâm Kongresi” başlıklı başyazısı yayınlandı. Yazıda, Ankara, Batı’ya karşı İslâm isyanının umumî (genel) karargâhı olarak ilân edilmekteydi. “Herkes (yazının) Mustafa Kemal Paşa’nın ilhamı eseri olduğunu biliyordu” (M.Emin Erişirgil, İslâmcı Bir Şairin Romanı)
¥ DEVAMEDECEK
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.