Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Ergar Morin ve 'Bon pour L'orient'

Ergar Morin ve 'Bon pour L'orient'

Arap devrimlerinin tanıma ihtiyacı var. Doğu ve Batı arasında devrimlere tanım gerekiyor ve aranıyor. Şarklılar Arap ülkelerinde yaşanan devrimlere mucize gözüyle bakıyorlar. Tarihin değişim anındaki mucize. Gerçekten de öyle. Sözgelimi İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi yorumunun sorulması üzerine Arap devrimlerini mucizeye benzetiyor. Bu benzetmesinde yalnız da değil. Al Misriyyun gazetesinden Malik Ahmet Tunus, Mısır ve Libya'da yaşanılanların bir Rabbani mucize olduğunu ifade ediyor. Peki, Batılılar meseleye nasıl bakıyor? Avrupa'yı Düşünmek gibi kitapların sahibi olan Yahudi asıllı Fransız Yazar Edgar Morin bu gibi tarihi olayların beklenmedik bir şekilde geliştiğini ve bu yönüyle Fransız Devrimi'ni andırdığını ama Fransız Devrimi'nden farklı olarak olgun bir devrim olduğunu ve kana bulaşmadığını ifade ediyor. Fransız Devrimi'nin hilafına kanlı olmayan ve zulme bulaşmayan bir devrim. Fransız Devrimi kendisinden sonra gelen süreci ve 200 yılı etkilemiştir. Arap Devrimleri ise geleceği ve gelecek yüzyılı etkileyecektir. Fransız Devrimi zamanla domino etkisi gösterirken Arap Devrimi anında domino etkisi göstermiş ve lokal kalmamıştır. 1979 İran Devrimi gelişme seyri ve kanlı olması açısından Fransız Devrimi'ne benziyor. Morin, devrimlerin geçmişle irtibatı sildiğini ve tam bir kopukluk yaşattığını ve dolayısıyla olumsuz yönlerinin baskın olduğunu hatırlatmaktadır. Cumhuriyet rejimiyle birlikte harf inkilabı gibi gelişmelerin yaşanması buna örnek verilebilir. Morin, Arap Devriminin derinde barışçıl bir karakter arz ettiğini hatırlatmaktadır.

Arap Devrimi veya devrimleri derinleşerek ve genleşerek yoluna devam ediyor. Morin, Arap Devrimiyle Fransız Devrimi arasında karşılaştırmalar yaparken ve köprüler kurarken Bastille Hapishanesi'nin basılmasını hatıra getirmektedir. Gerçekten de Bastille Hapishanesi Baskını gibi Mısır'da da Ebu Zabel Hapishanesi gibi hapishaneler basılmış ve tutuklular serbest bırakılmıştır. Ardından Tunus'taki gizli polis lağvedilirken Mısır'da da Savak ve Mossad'ın ikiz kardeşi olarak anılan Mebahisu Emnü'd Devle(Devlet Güvenlik Teşkilatı)'nin yani istihbaratın karargahlarına birer birer girilmiş ve gizli belgelere el konulmuştur. Edgar Morin, Avrupalıların Şarkla alakalı bir takıntılarını dile getirmektedir. "Bizden bazılarına göre, Arap dünyasında askeri ve polis rejimlerinin veya diktatörlerinin veya teokratik rejimlerin alternatifi yoktur. Lakin Arap gençleri büyük bir kalkışma ile özgürlük meşalesini yaktılar. Dolayısıyla bu yaşanılanları 1989 olaylarına benzetiyorum." Filhakika, Arapların deyimiyle Batılıların Şarklılara bakışı 'duniyet' bakışı veya üstten bakıştır. Lakin bu devrimlerle birlikte Araplar itibarlarını ve saygınlıklarını ve onurlarını geri kazandılar. Araplar 'artık Arap olmaktan utanmıyor aksine gurur duyuyoruz' diyorlar. Hatta bunun ötesinde Arap devrimleri Amerikalılara ve Batılılara da model oluyor. İran'daki 1979 modeli de 1989 modelinden veya 2011 Arap modelinden etkileniyor.

Batılılar, Müslüman şarka hep dudak bükmüş ve üstten bakmışlar ve bu bakışlarını da bazı ifadelerle klişeleştirmişlerdir. Bunlardan birisi şudur: Bon pour L'orient: Şarka özgü ve şarka uyar. Dolayısıyla şarka uygun rejim olarak askeri diktatörlükleri, oligarşik iktidarları görmüşlerdir. Arap devrimleri Batılıların ezberini de bozdu. İslam, Asr-ı saadette destan yazmış ve hem Sasani hem de Bizans'a karşı katılımcı bir rejim geliştirmiş lakin hicri 60 tarihinden itibaren Emevilerle birlikte geri tepme olmuş ve Araplar da Bizans'ı taklit etmeye ve onların idari sistemlerini almaya başlamışlardır. Sahabeler bunu sünnetten sapma olarak görmüş ve yeni rejime Kayzerizm demişlerdir. Dolayısıyla köhnemiş diktatörlerin rejimi İslami bir rejim olmayıp erken dönem Batı'dan uyarlama ve kopya bir rejimdir. Bu nedenle Araplar yeni devrimlerle birlikte asıllarına dönüyorlar. Önceki diktatörlük rejimleri ise tam tersine sömürgecilik molozları ve kalıntıları idi. Şimdi Araplar bu kalıntıları sahiplerine geri iade ediyor. Bizans'tan beri Batı'nın içimizdeki fason rejimleri dökülüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi