Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Model kurmak

Model kurmak

Siyasal olayları tek başına, dünyadan bağımsız olarak değerlendirmem. Önce bir model kurarım, eğer gelişmeler bu modeli desteklemezse gerekli değişiklikleri yaparım ama her zaman değerlendirmem bir model içindedir. Mesela 12 Mart döneminde, dünyadaki mücadelenin ABD ile SSCB arasında olduğu genel bir kanaat iken ben bu iki gücü birbirine yakın görüyor ve yaratılan düşmanlık görüntüsünün Batı Avrupa’nın ABD’nin, Doğu Avrupa’nın SSCB’nin kontrolünde kalmasını sağladığını, esas rekabetin geçmişin büyük gücü olan Avrupa ile bu iki güç arasında olduğunu düşünüyordum.

Türkiye’deki 12 Mart öncesinde yaşanan siyasi mücadeleyi komünizm ile emperyalizm arasında görenlere katılmadım, bunun geçmişte kendilerine yakın olan Türkiye’yi ABD nüfuz bölgesi dışında tutmak isteyen Avrupa tarafından yapıldığını düşündüm ve kanaatimi bugüne kadar değiştirmedim.

SSCB’nin dağılması dünyadaki dengenin bozulmasına yol açtı. Önce bu dengeyi hangi gücün bozduğunu sorguladım ve ABD içinde oluşan küresel sermayenin yeni bir denge peşinde olduğuna ve SSCB’yi etkisizleştirerek yeni dengede terazinin diğer kefesine Avrupa’yı koymak istediği kanaatine ulaştım. Bu yeni mücadelenin ABD ve SSCB’deki ulusalcı yapıları yıkmak ve tüm dünyayı küresel sermayenin kontrolüne bırakmak için yapıldığı sonucunu doğuruyordu. Bu yeni gücün konrtol ettiği en büyük güçlerden biri de Çin idi. Küresel sermaye onun hızlı kalkınmasına destek oluyor o da yarattığı büyük fonları onun emrine veriyordu.

Yeni bir model kurmak için küresel sermaye ile ulus devletlerden hangisinin galip geleceğini tahmin etmek ve bunun üzerine kurulan bir yapıyı kurgulam ak gerekiyordu. Ben küresel sermayenin tasfiye edileceğini ve yeni dengenin Rusya ve ABD ulus devletleri tarafından kurulacağını tahmin ettim ve bu dengenin adını ABD-Rusya ekseni olarak belirledim ve ülkemizin bu eksende yer alacağını yazdım. Bu nedenle son zamanda gerek uzay çalışmalarındaki iki ülkenin ortaklığını ve siyasal uyumun karşılıklı vizelerin kaldırılmasına kadar uzanmasını yadırgamadım.

Bölgemizde son gelişmelerin bu model çerçevesinde nasıl olacağına ilişkin kanaatlerimi şöyle özetleyebilirim: ABD ve Rusya dünyadaki enerji kaynaklarını ve bunun taşıma yollarını Avrupa ve Çin’in etki alanı dışında ve kendi kontrollerinde tutmak istiyorlar. Ortadoğu ve ulaşım yollarını büyük ölçüde ABD kontrol edecek, Çin’e giden yollar ve enerjinin üretim alanları Rusya’ya bırakılacak. ABD İslam alemini karşısına almamak için bölgeye doğrudan müdahaleden kaçınacak, çatışmaların İslam dünyası içinde olmasına gayret edecektir. Bunun için en uygun olan bir Şii-Sünni çatışması yaratmaktır. Bugün Bahreyn’de, Suudi Arabistan’da, Yemen’de ve Körfez ülkelerin gözlenen eylemler bunun kıvılcımları sayılabilir. Ama asıl sorun ABD’nin Irak’tan tamamen çekilmesinden sonra oluşacak güç boşluğunu nasıl doldurulacağıdır. Burada bir Şii-Sünni çatışmasının başlaması, gerginliğin Suriye’yi etkilemesi beklenir.

Türkiye bu gelişmelerin göbeğindedir ve izleyeceği politika hem kendisi hem de bölge için belirleyici olacaktır. Cinsel taciz gibi önemli konuları bir yana bırakıp bu fantezilerle uğraştığım için özür dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi