King duruşmaları
Bu köşede sık sık ABD’de devlet yapısının dine bakışına değinip devlet-din çatışmalarında bireyden ve onun hak ve özgürlüklerinden yana bir tavır aldığından söz ettim, bunu örneklendirdim. Bugün Amerika’nın bir başka yüzüne bakacağız. Bu yüz ne yazık ki yer yer daha da sıklıkla kendini göstermeye başlayan çirkin bir yüzü. Soğuk savaş döneminde Mac Carthy’zimle, sonraları zaman zaman anti semitizmle kendini gösteren bir yüz bu. Komünizm bitti, Mac Carthy’cilik tükendi, Yahudiler alt sınıflardan üst katmanlara geçiş yaptılar, tepeye hakim olur hale geldiler, antisemitizme nokta kondu. Şimdi yeni “düşkünler” sınıfı olarak Müslümanları hedef alıyor aynı yapı. Her zaman söylediğimi tekrarda fayda var: ABD dindar bir ülke. Dindarlar da iki sınıfa ayrılıyor. Bir kısmı diğer dinlerden, daha doğrusu İslam’dan herhangi bir tehdit görmüyor ve Yaratıcı’nın bir alameti olarak kucaklıyor, diğer kısmı ise diğer dinlerle problem yaşamazken İslam’ı hedef alıyor, varsa yoksa İslam’a savaş açıyor. Bunların da çoğunun arkasında dinden ziyade yer yer İsrail’e kadar uzanan siyasi duruşları bulursunuz. Papaz televizyona çıkar mesela İslam’a saldırır da saldırır. İsrail’e bağlılığını yeniler ekranda. Halbuki düşünmez ki saldırdığı İslam, en başta tek tanrılılık inancı açısından Yahudilikle aynı mesafededir. Ve hatta Musevilikle İslam arasındaki ortak noktalar Hıristiyanlıkla Musevilik arasında yoktur. Oysa Amerika Judeo-Hıristiyan bir dil kullanır, yani Musevi-Hıristiyan olarak tanımladığı bir gelenek geliştirmiştir. Bu geleneğin kaynağı çok gerilere dayanmaz, Yahudilerin siyaset makinasında yükselişe geçmesiyle ortaya çıkan bir dildir. Din, etnisite vesaire dönem dönem birleştirici veya ayrıştırıcı olarak siyaset unsuru olarak kullanılmıştır. Bir zamanlar bu ülkede Japonya orijinli Amerikalılara büyük eziyetler edilmişti. Tarihin çok derinlerine gitmeyeceğim bile...
Bugünlerde yeni bir İslamofobi dalgasıyla Müslümanlar hedef tahtasına oturtuluyor. Hani Bush döneminde oluyordu, savaş vardı, İslam hergün gündemdeydi, bilir bilmez cahil Amerikalılar başında türban sarılı diye Hindistanlı sihe bile saldırıyorlardı. Evet bunlar tek tüktü ama oluyordu. Obama döneminde bariz bir rahatlama ve normale dönüş sürecine girilmişti. Oysa şimdi devlet mekanizmasını araç olarak kullanarak hem de son derece legalize bir şekilde İslam düşmanlığı yapılmaya başlandı. Bu sistematikleşme yolunda bir düşmanlık. Hem de Kongre’nin tam göbeğinde. Tehlike arz eden de bu.
Bu girizgahtan sonra konuya girelim: King duruşmalarından söz edelim. Peter King New York milletvekili. Tanımıyorum. Karşılaşmadık hiç zannedersem. Ama onun hedef aldığı Long Island İslam Merkezi’ni biliyorum. Geçmiş yıllarda beni konuşma yapmam için davet etmişlerdi. O zamandan dikkatimi çekmiş, aklıma kazınmıştı, refah düzeyleri ülkedeki Müslümanlara nazaran çok yüksek kabul edilebilecek bir gruptu ve siyasi olarak çok aktiflerdi. Bunlar aklımda kalmış, ziyaretimden. ABD Kongresi’nde yaptıkları lobi faaliyetlerinden söz etmişler, projelerini anlatmışlardı. Meğer King’in milletvekili seçilmesi için çalışanlar da yine onlarmış. King Long Island Camii’nden çıkmazmış. Oy potansiyeli gördüğü Müslümanların etrafında dört dönermiş. Sonra 11 Eylül gelmiş çatmış. King kayıplara karışmış. Bir daha asla uğramamış Müslümanların arasına. Böyle kalsa iyi. Bir zamanlar çıkmadığı bu cami başta olmak üzere ülkedeki bütün İslam merkezlerini terör merkezi ilan etti, dün! Devam edeceğiz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.