Sizlere daha önce de bu şâyân-ı hayret keşfimden bahsetmiş miydim hatırlamıyorum:

Akıl için yol bir ama çok tenhâ bir yol orası. Bâzen bir hemcinsinize rastlamak için kilometrelerce taban tepmek zorunda kalıyorsunuz o ıssız ve uçsuz bucaksız yolda.

Bence bunun en önemli delillerinden biri şu CHP meselesi. Burada “Türk Çifte Standardları Enstitüsü” derhâl bütün mehâbetiyle dikiliveriyor karşınıza. Benim başka pek çok konuda önem ve değer verdiğim, görüşlerinden istifâde etdiğim bir dizi yazar/çizer CHP denildi mi ansızın bir metamorfoz geçirerek en az benim indimde tanınmaz hâle geliyor. Başka bir politik formasyon için başka biri söylese onu bizzat defe koyup hoplatacak olan şahıslar tutup CHP için aynı akıllara ziyan değerlendirmeleri kendileri yapınca benim zihnimdeki anlayış ve kavrayış sistemleri kısa devre yaparak “biip, biiip” diye alarm sinyalleri vermeğe başlıyorlar.

Bunun en son örneğini şu bedelli askerlik ve tâife-i nisâya, yâni kadın kısmına altışar yüz lira aylık sadaka bağlama teklîfinde, bir hareket vardır. Tek bir ayak ucunda durarak vücûdu son sür’atle fırıl fırıl döndürmeğe derler. Bizim eşsiz “politik piruet” üstâdımız Kemâl Bey’in de işte bir ara aklına gelmiş ve “iktidâra gelince” (yanlış okumadınız!) evet, iktidâra gelince ev kadınlarına maaş bağlayıp, yoksullar bedelden muaf tutulmak üzere, belirli bir para karşılığı gençlerimize kısa süreli, yaz tâtillerinde, askerlik yaptırarak fazlalıkları eriteceklerini ifâde buyurmuş. Burada, peki ama, kardeşim, öyle idiyse AK Parti profesyonel orduya geçmek üzere kımıldandığı an niye sanki nasırınıza basılmış gibi yaygaraya başlayıp değerli generalitemize hulûs çaktınız sualini bir yana bırakalım. 15 milyon ev hanımına 600’erden ayda dokuz milyar yılda 108 milyar lirayı havadan nasıl bulacaksınız, silindir şapkadan tavşan çıkararak mı sualini de sormamış olalım. Ama sırf bu deli saçmalarını, zırvaları AK Parti’yi darmadağın edebilecek yepyeni bir hamle olarak gören benim birer tür “kerterizlerim” olan “aklı başında” meslekdaşları nereye koyalım?

Eğer AK Parti’nin bu “hamle”den gardı düşecek ise gelin sizinle Karaköy’den tramvaya binelim. Sultanahmed’e varana kadar sizlere ne parlak projelerim var, anlatayım ki Türkiye nasıl uçar görün. Çok değil topu topu dört durak: Eminönü, Sirkeci, Gülhâne Sultanahmed!

Meselâ benim eski hayâlimdir, elbirliğiyle İstanbul’u dört dakıyka 32 sâniye güneybatıya çevirsek daha az poyraz alır.

Bende buna mümâsil daha ne akıllar var!

Arkadaşlar!

Bu CHP adam olmaz!

Ahlat ağacından portakal devşiremezsiniz!

Şu fikr-i musallatdan kurtulun artık!

Kurtulun ki bizler de sizlerin derdinden kurtulalım!

Sözlerimi şaka sanabilirsiniz ama hâlen Türkiye’nin “sol kitle partisi” AKP’dir!

Bizzat bâzı partililer dahî farkında olmasa da gerçek budur!

Keşke sizler haklı olsaydınız da şu AK Parti de kendine biraz daha çeki düzen verseydi!