Sarkozy malı götürdü mü?
Kimilerimizde bir telaş bir telaş:
-Türkiye nal toplayacak!
-Türkiye açık düştü!
-İran farklılaşmasından sonra Batı ile ikinci kopukluk!
-Türkiye'nin karizması çizildi!
Acaba bu mu?
Libya'da her şey bitti, Sarkozy malı götürdü, Türkiye'ye hüsran mı kaldı?
Bunlar ne kadar kolay, ucuz, basmakalıp ve daha çok da başından beri AK Parti'nin dış politikalarına mesafeli duran yaklaşımlar...
Hayır efendim, henüz hiçbir şey bitmiş değil.
Hem Libya tüm İslam coğrafyası değil hem Libya'da da her şey bitmiş değil.
Bundan böyle bu coğrafyada Türkiye'nin katkısı olmadan hiçbir şey gerçeklik kazanamaz bir, bu coğrafyada Türkiye'nin karşı çıktığı hiçbir projenin sürdürülebilirlik imkanı olamaz, iki.
Sarkozy'nin Fransa'sı gelecek ve Libya'da yeni sömürgecilik süreci başlatacak, öyle mi?
Libya'nın petrollerine el koyacak, Libya'nın yeniden inşasını gerçekleştirecek, öyle mi?
Libya halkı bu kadar aptal öyle mi?
Libya halkı Kaddafi'den kurtulup, Sarkozy gibi bir adamın boyunduruğuna girmeye teşne öyle mi?
Libya, İslam coğrafyasındaki bilinç yükselişinden, onur yükselişinden kopuk öyle mi?
Libya Batılı güçlere kolayca yem olur öyle mi?
İslam coğrafyasındaki ateş, sömürgecilik karşıtı siyasi bilincin İslam'la buluştuğu bir ateşken, Libyalılar, Kaddafi'yi kovup, sömürgeci bir güçle nikah kıyacaklar öyle mi?
Bu nasıl düşünülebilir?
Amerika Irak'ta, Afganistan'da niye zorlanıyor? Niye oralarda Türkiye'nin inşa edici misyonuna şapka çıkarıyor?
Türkiye'nin şu andaki yöneticileri, evet Batı ile iyi ilişkiler kurmak için çaba sarf ediyorlar ama bu kadroların tamamının damarında, İslam'dan beslenen anti emperyalist düşünceler akar.
Başbakan Erdoğan'ın Irak değerlendirmelerine bakın:
Bir milyona yakın insanın hayatını kaybettiğini, bir medeniyetin eserlerinin imha edildiğini anlatırken içinde kabaran öfkeye bakın.
Libya için seslendirdiği itiraza bakın.
Sarkozy alıp kaçacak Libya'yı öyle mi?
Ve Türkiye, dilini yutacak?
Tayyip Erdoğan suspus olacak! Öyle mi?
Ya Tayyip Erdoğan ülke ülke dolaşıp bu yeni Batı sömürgeciliğinin ipliğini pazara çıkarırsa...
Ben, Obama'nın ya da Amerikan aklının, şu yakın geçmişte edindiği tecrübelerin de etkisiyle, Sarkozy kadar uçuk dünyalarda dolaşmadığını sanıyorum.
Obama, Sarkozy'yi uyarmalı.
-Bu iş o kadar ucuz değil arkadaş diye.
-Bu Abdullah Gül, bu Tayyip Erdoğan, bu Ahmet Davutoğlu, sadece kendi ülkelerinin siyasetçisi değil, bunu anla diye uyarmalı.
-Libya'da onlara rağmen oturmayı düşünüyorsan bunu aklından çıkar diye...
-İş havadan bomba yağdırmakla bitmiyor diye...
İslam coğrafyası artık bir gün önceki dünya olmaktan çıktı. Bir hafta öncekinden, bir ay öncekinden, bir yıl, beş yıl öncekinden çok farklı. Türkiye faktörü, Gül'lü, Erdoğan'lı, Davutoğlu'lu Türkiye faktörü İslam dünyasında çok farklı bir dinamizmi harekete geçirdiler.
Bugün Tayyip Erdoğan, hemen her İslam ülkesinde, bazen o ülkenin devlet adamlarından daha etkin nitelikte olacak kadar yerlidir, sahicidir.
Mekke'de konuşan Erdoğan'ı görmeli herkes.
Erdoğan'ın yüreğinden kopan sözlerle, onu dinleyenlerin yüreği arasında nasıl bir iletişim oluştuğunu görmeli.
Sarkozy, herhangi bir İslam ülkesinde böyle bir konuşma yapma imkanı bulabilir mi?
Obama geldi, Ankara ve Kahire'de konuşmalar yaptı o bile herhangi bir Amerikan Başkanı'ndan farklı olarak konuşabildi.
"Obama Buhs oldu" cümleleri, kötü ve kabul edilemez Amerika'ya atıf niteliğinde cümlelerdir.
Sarkozy ise hemen hiçbir karşılığı olmayan bir figürdür İslam dünyasında...
Türkiye Batı ile iletişimi önemsiyor. Batı'nın da bu yakınlığı önemsemesi gerekir. "Biz Türkiye'yi sollar, bildiğimizi okuruz" yaklaşımı eninde sonunda batağa saplanacak bir tavırdır.
Şunu söylemek lazım ki, herhangi bir İslam ülkesine yönelik sömürge planı karşısında o iletişim kanallarının kopacağı açıktır.
İslam dünyası, 100 yılın anormalliğini düzeltme seyrine girmiştir, Kaddafi'nin gitmesi normalleşme, Sarkozy'nin sömürge hesabıyla sahne alması anormalliği diriltme çabasıdır. Hayır, akıl bunu kabul etmez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.