Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

CHP’lilerin konuşma hakkı yok!

CHP’lilerin konuşma hakkı yok!

İskilipli Atıf Hoca’yı, şapka devriminden önce yazdığı bir risale sebebi ile, devrimden önce tebrik edip, devrimden sonra yargılayıp asan siz değil misiniz?
O zaman Ahmet Şık konusunda konuşmak için önce geçmişteki yanlışlarınız sebebi ile özür dileyin.
Kazım Karabekir’in Hayat ve Hatıratı da yayınlanmadan önce toplatılan kitaplardan değil miydi? Sansür yok muydu sizin döneminizde?. Muhaliflerin başına gelenleri bilmiyor muyuz? Risale-i Nur kopyalarını ne yaptığınızı bilmiyor muyuz? Risale-i Nur yazarının cesedini bile çalmadınız mı mezarından?. İstiklal Mahkemeleri sizin eseriniz değil miydi?
Herkes eleştirebilir, ama CHP’liler asla. Ya hu, beni yazmadığım bir yazıdan dolayı yargılayıp mahkum etti bunlar, kimsenin gık’ı çıkmadı.. “Hakkımı helal etmiyorum” dediğim gerekçesi ile, gıyabımda yargılayıp evimi haczettiler. Oysa o ifade bana değil, gazetenin manşetine aitti ya hu!
“Onbaşı olamayacakların general olduğu ülke” dediği için bir arkadaşımız hakkında 312 general bir olup dava açtı.. Ve bu dava hâlâ sürüyor..
Şimdi MEB, yurt dışından İngilizce için öğretmen getirecekmiş diye STK’lar ayağa kalktı. Herkesin konuşma hakkı var. Ama CHP’lilerin yok.
CHP’liler eskiden, İngilizce öğretmeni değil, “damızlık erkek” getirme hayali kuruyorlardı.. Anadolu dağlarında, Normandiya yaylalarında ayakları ile şaraplık üzüm ezen, Musolini’nin terbiye diktatörlüğünde ülke kalkınmasına katkı sağlayan kadınları arayan CHP kafasından söz ediyoruz..
Heyet halinde Hitler’in doğum günü partisine katılan dünkü CHP’lilerin çağdaş mirasçıları, Erdoğan’ın Kaddafi’den ödül almasını eleştiremez.. Hani şu, 10. Yıl Albümünüzde ortak idealler uğruna mücadele etmekten söz ettiğiniz Hitler.. Şu bıyıkları Hitler’e benzeten siyasilerin mirasçıları var ya, onlar, şimdi kalkıp millete akıl veremezler.. Önce gözünüzdeki merteği çıkartın, sonra gelin gözümde çöp var mı ona bakın.. Bir şey söylemeden önce eski defterleri bir karıştırın.. Alacak için gittiğiniz kapıdan borçlu dönebilirsiniz..
Siz Demirel’i dinleyin, Batum’u genel başkan yapın, yarım düzine Ergenekoncuyu listeye seçilecek yerlere yerleştirip Silivri’den Ankara’ya tünel kazın. Bugünkü CHP’de Demirel’in hatırı, Sağlar’ın hatırından yüksektir.. DP’ye Genel Başkan olarak düşünülen Haberal gibi, Batum gibi isimler bugün CHP listesinden Meclis’e girmeye hazırlanıyorlar.. Bu listeye oy verecek CHP’li seçmenin bu durum karşısında söyleyecek hiçbir sözü yok mu? Bari DP, CHP ile ittifak yapsın..
Anlamıyorum. Ben daha önce yazdım, “hayır” dediler. Bugün aynı noktaya geldiler: DP, MHP ile, MHP çatısı altında şartsız bir seçim ittifakına “evet” diyor.. DP’nin başına getirilmesi düşünülen kişi CHP’nin başına gidiyor. Gövde MHP’ye. Söyleme bakılırsa CHP ile MHP arasında fazla bir fark da yok zaten.. CHP ve MHP Ergenekon ve Balyoz sanıklarını kendi aralarında paylaşıyorlar.. Derin güçlerin avukatlığı konusunda da derin bir ittifak içindeler.. AK Parti karşıtlığı konusunda CHP ve MHP işbirliği içinde..
Peki dün niye savaşıyordunuz kardeşim. Niye binlerce genci kara toprağa gömdünüz, üniversiteleri, fabrikaları savaş meydanına çevirdiniz?. BDP ile seçim ittifakı yapması bile düşünülen, konuşulan bir CHP ile MHP arasında nasıl bir ilişki sözkonusu olabilir?.
Dün “Bana ülkücüler cinayet işletiyor dedirtemezsiniz” diyen Demirel bugün nasıl CHP’ye milletvekili tayin ediyor?. Namık Kemal Zeybek’teki bu ani değişimin sırrı ne?
Hâlâ BBP ve SP ile filan seçim ittifakı yapmayı hayal etmiyordur herhalde. TP ile olabilir ama bu arada.. İki muhtemel genel başkan adayı CHP’den aday olduğuna göre, tası tarağı toplayıp CHP’nin kapısına dayanabilir Zeybek, mesela. Hani şu Nasreddin Hoca fıkrasında olduğu gibi: Hırsız Nasreddin Hoca’nın evine girer, ne bulduysa alır götürür. Hoca da evde kalan birkaç eşyayı alıp hırsızın peşinden adamın evine gider, kapıyı çalar. Adam bakar Hoca kapıda. “Hayırdır Hocam, bir durum mu var” der. Hoca da, “Biz buraya taşınmadık mı, kalan eşyaları da ben getirdim” der..
Aslında MHP de, DP de, CHP’ye taşınsalar ne iyi ederler.. Zira “yok aslında birbirlerinden pek farkları, tek farkları adları”.
Bahçeli için bu zor olmasa gerek. Zaten ailece eski bir CHP’li değil mi? Batum ne kadar CHP’li ise, Bahçeli de en az o kadar CHP’lidir.. MHP’li kardeşler bilmem ne buyururlar bu hususta.. Bu karanlık dehlizlerde genellikle kimin eli kimin cebinde belli olmaz da.. CHP’ye DP’li bir genel başkan yardımcısı tayin eden irade, MHP’ye neden bir CHP’liyi tayin etmesin ki?. En büyük Türkçü Tekinalp’in gerçek adı Moiz Kohen değil miydi? İslamköylü Nurlu Süleyman’ın diğer adı Morisson Süleyman değil miydi?
Hani dokunulmazlıkların kaldırılmasını istiyordunuz? Sahi Kültür eski Bakanı Fikri Sağlar’ı niçin aday yapmadınız? Fikri Sağlar nasıl adaylık başvurusu yapabiliyorsa hâlâ CHP’ye.. Bunu hep söylüyorum.. CHP varolmayı hak etmiyor.. Önce adlarını “Cumhuriyetçi” olarak bir düzeltip öyle gelsinler.. Tek parti döneminin mirasçısı olarak, ayrıcalıklı ve imtiyazlı konumlarından çıksınlar, masaya öyle otursunlar.. Selam ve dua ile.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi