Ergenekon davası ray mı değiştiriyor?
İsmi, yürüttüğü Ergenekon davası ile özdeşleşen Savcı Zekeriya Öz, HSYK kararıyla, bu görevinden alınarak "terfian" İstanbul cumhuriyet başsavcı vekili yapıldı.
Ergenekon davasını, asrın davası olarak gören ve Türkiye'nin demokratikleşmesi adına bu davayı çok önemseyen geniş bir kitle açısından bu karar, şaşkınlıkla karşılanan büyük bir sürprizdir. Çünkü eski HSYK'nın, Savcı Öz'ü bu görevden alabilmek için yaz kararnamelerini aylar boyu sürüncemede bıraktığını biliyoruz. Yine Adalet Bakanlığı'nın bu hamleyi boşa çıkarmak için nasıl direndiğini de hatırlıyoruz. Dün yapılamayanın bugün gerçekleşmiş olması, "Ergenekon davası ray mı değiştiriyor?" sorusunu ister istemez akla getiriyor.
Ben böyle düşünmüyorum. Önce şu hususun altını çizmeliyim:
Ergenekon davasında toplum ikiye ayrılmış durumda. Referandumdaki sonucu da baz alarak diyebilirim ki, en az yüzde 60'lık bir kesim, bu davayı; devlet içindeki hukuk dışı yapıların üzerine gidilmesi ve demokrasinin, cuntacıların darbe tehditlerinden kurtarılması için çok önemli kabul etmektedir. Yüzde 40'lık kesim ise temelde, bu davaya, AK Parti'nin hasımlarını etkisizleştirmek için yürütülen bir siyasî operasyon olarak bakmaktadır. Bu bakışta, medyanın, özellikle ana haber saatlerinde yüzde 70'lik reyting sağlayan bölümünün etkisi vardır. Hâlbuki o kesime de, "devletin, çetelerden temizlenmesini ister misiniz?" diye sorulsa, hiç tereddütsüz "evet" cevabı çıkar. Ama bu temizlik hamlesinin, AK Parti iktidarı döneminde yapılıyor olması, CHP ve MHP tabanını, sözünü ettiğim medyanın etkilerine açık hale getirmiştir. Ve dava, bir kamplaşma vesilesi olmuştur. Vesayetin devamından yana olanlar, vicdanıyla hissiyatı arasına sıkışmış bu geniş kitleye, bir can simidi gibi sarıldılar. Davanın sulandırılması, bulandırılması, önemsizleştirilmesi ve başka taraflara çekilerek itibarsızlaştırılması stratejisinde, CHP ve MHP tabanı, hedef kitle seçilmiştir...
Bu arada, davanın en önemli ismi olarak öne çıkan Savcı Zekeriya Öz, daha en başta belli medya tarafından hedef tahtası yapıldı. O artık bu davaya bakmıyor. Fakat ismi şimdiden, Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde, cesareti ile tarihe geçmiştir.
"Ergenekon davası ray mı değiştiriyor?" kaygısına evet katılmıyorum. Makul yorumların özeti, Sayın Taha Akyol'un satırlarında var: "Emniyet tedbirleri denilen uygulamalar, Türkiye'nin bir kesiminde adalete güveni zedelemiştir. HSYK, Öz'ü terfi ettirerek onun hizmetini takdir etmiş ve aynı zamanda "özel yetkisi"ni alarak ince ayar yapmıştır. Öz'ün atanması davaya müdahale midir? Hayır. Evvela, söz konusu olan, 'yargılama' işlemleri değildir, hâkimlere dokunulmamıştır. İkincisi, Ergenekon soruşturmasına zaten bakmakta olan Savcı Fikret Seçen, "özel yetkili" olarak başsavcı vekili konumuna getirilmiş, böylece süreçte 'devamlılık' ve 'hafıza' korunmuştur. Uygulamalarda daha özenli olunması mesajı da verilmiştir..." Dün Abdullah Gül de bu minvalde bir açıklama yaptı: "Soruşturmanın aynı ciddiyetle devam edeceğinden tereddüdüm yok. Sürecin hızlı devam etmesi en büyük arzumuz, köklü reform gerektiği biliniyor ama nasıl yapılacağı sıkıntısı var. Devlette devamlılık olur, kanunda ne varsa o gerçekleştirilir."
Savcı Öz'ün davadan alınmasına erken sevinenler var. Yanılgıları büyük olur. Hele Ergenekon davasının bir "pazarlık" ile sonuçsuz kalabileceği hesabını yapanlar tam bir sükûtu hayale uğrarlar. Çünkü böyle bir pazarlığın, AK Parti'nin intiharı anlamına geleceğini unutuyorlar... Bu dava artık topluma mal olmuştur. Adaletin zaafa uğraması, Türkiye'de darbe dönemlerine dönüş adına cuntacılara en büyük cesareti verir. Türkiye bunu kaldıramaz.
Davanın seyrini değiştirmeye güçlerinin yetmeyeceğini düşünen odakların, asıl planı ise epeydir devrede; hiç olmazsa, AK Parti ile "Gülen Cemaati"ni birbirine düşürmeliyiz, diyorlar... Güya AK Partililer, cemaat mensupları için "artık çok ileri gittiler" diyorlarmış. "Kan davası" uğruna "AK Parti'ye bedel ödettiriliyor" diye öfkeleniyorlarmış...
Acaba bu planda, yaklaşan seçimlerde AK Parti'nin yüzde 50 oranında oy ile yeniden iktidara gelme korkusunun bir etkisi var mı?
Aslında bu dönemde, herkes samimiyet sınavından geçiyor...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.