Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Armut dibine düşer...

Armut dibine düşer...

Türkçe'de 'armut dibine düşer' diye bir tabir vardır. Arapça'da bunu karşılayan deyimlerden birisi 'el ibnu sinvu ebihi'dir. Çocuk babasının karakterindedir ve netice itibarıyla babasının genlerini taşır. Beşşar Esad da babasının oğlu olduğunu son olaylar vesilesiyle ve geliştirdiği tepkilerle ortaya koymuştur. Sözgelimi, Dera ve Lazkiye olaylarında ve Sanemeyn'de gerçek kurşun kullanılmasına göz yumduğu halde bunu inkara yeltenmiştir. Önce reddettiği halde gerçek mermi ve zahire kullanılmasının devamı elbette ki olaylar düzeyinde kendisini tekzip ediyor. Son konuşmasında ise Suriye'deki olayları komplo olarak nitelendirmiş ve Suriye'nin komplonun cenderesinde ve pençesinde olduğunu savunmuştur. Tertipçilerin veya komplocuların adını açıktan vermemiş lakin 'uzak ülkelerden yakın ülkelere kadar' diye bir tabir kullanmıştır. Geniş bir yelpazeye işaret etmiştir. Bu ifadesinden rahatlıkla İsrail ve ABD'ye işaret ettiği söylenebilir. Babası da tam tamına böyle yapmıştır. Bu anlamda Hafız Esat, Beşşar Esat'ın siyasi selefidir. Baba Esat da 27 gün devam eden Hama katliamı günlerinde önüne geleni suçlamış ve İhvan'ın arkasında İsrail, ABD ve Avrupa'nın olduğunu savunmuştur. Demek ki bu suçlama tarzı çok tanıdık ve onun ötesinde hazır kalıp. Bu itibarla, Beşşar Esat babasının yolundan gidiyor ve bindirilmiş kıtaların lehte tezahüratları sarhoşluğunu daha da artırmış bulunuyor.

Bugünkü Suriye rejimi günah keçileriyle birlikte yaşamaktadır. Naci Itri hükümetinin görevden el çektirilmesi onu günah keçisi kılmaktır. Halbuki, Dera olaylarının sorumlusu Beşşar'ın kardeşi Mahir Esat'tır. Naci Itri ile yakından uzaktan alakası yoktur. Lakin rejim asli olmayan unsurları kullandıktan sonra onları günah keçisi ve askılığı olarak kullanmakta ve günahlarını onlara fatura etmektedir. The Washington Post'ta David Ignatius da Beşşar Esat'ın Naci Itri'yi görevden almasını alaycı bir üslupla ele almakta ve Beşşar Esat'ın kendi kendine darbe yaptığını savunmaktadır! Baba Esat suikastlarla hüküm sürmekte idi. Ve bu anlamda El Aman ve el Müctema dergisi ve Almanya'da Benan Tantavi ve benzeri nice kurumlara ve şahısları hedef almakta ve onlara suikast düzenlemektedir. Beşşar Esat döneminde ise hem suikastlar hem de ilaveten hileli intiharları görüyoruz. Eski başbakanlardan Mahmut Zubi de gözden düştükten ve yolsuzlukla suçlandıktan sonra yani günah keçisi yapıldıktan sonra 'intihar etti' süsü verilerek tasfiye edilmiştir. Elbette yenilenme gerekir ve bu anlamda Naci Itri hükümeti de görevden el çektirilebilir. Lakin verilen intiba yanlıştır. Sanki şiddet olaylarının sorumlusu hükümettir. Halbuki, güvenlik meseleleri hükümetin boyunu aşar ve bu dosya damat Asıf Şevket ve Mahir Esat'ın uhdesindedir.

Büseyne Şaban ise Lazkiye'de ölenlerle alakalı olarak Şebbiha'yı (Suriye rejiminin baltacıları) suçlayacağı yerde aksine radikal unsurları ve zımni olarak Filistinlileri suçlamıştır. Özellikle Dera'da da Filistinliler suçlanmıştır. Halbuki, Abdülbari Atfan'ın El Kuds el Arabi gazetesinde temas ettiği gibi Dera bölgesinde Filistinliler bulunmuyor. Büseyne Şaban da bu suçlamasıyla baba Esat'ın devreden kavgasını devam ettirmiş oluyor. Baba Esat'ın 1967 yılından beri kavgası İsrail ile değil Filistinlilerle ve bahusus Arafat ve kadrosuyla olmuş ve onu sadece Suriye'den değil aynı zamanda Trablusşam'dan da atmıştır. Büseyne Şaban bu unsurların mezhep kavgası çıkarmak istediklerini ileri sürmüştür. Halbuki, Hafız Esat'ın özellikle Arafat'ı Lübnan'dan kovmasının nedenleri arasında onların askeri ve sivil varlıklarının bu ülkedeki Sünnilerin gücünü artırması da vardır. Suriyeli muhaliflerden Ubeyde Nahhas, el Cezire'de Büseyne Şaban'ın sözlerini hatırlatarak kılavuzu karga olanın burnunun pislikten kurtulmayacağını ve dolayısıyla Beşşar Esat'ın selameti açısından bu gibi isimlerden uzak kalması gerektiğini telkin ve ifade ediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi