Türk futbolunda, futbolumuzun marka değerine yakışmayacak işler oluyor. Daha da kötüsü bırakın yakışmayı, yakışmamayı, artık Türk futbol hakemliğinde testiyi taşıyan da, kıran da aynı muameleyi görüyor. Bunun en canlı örneği Kuddusi Müftüoğlu olayı. 15 gün önce Bucaspor- Sivasspor gibi küme düşmeyi birebir ilgilendiren bir maçta verdiği komik penaltı ve kırmızı kartla Bucaspor'un maçı kaybetmesine sebep olan Kuddusi Müftüoğlu, takip eden hafta adeta ödüllendirilircesine şampiyonluğu direkt ilgilendiren Fenerbahçe- Bursaspor maçına atandı.
Kuddusi'nin kararıyla Bucaspor çok büyük bir mucize olmazsa küme düştü. Ama Kuddusi için değişen hiçbir şey olmadı. Şampiyonluğun belli olabileceği Fenerbahçe- Bursaspor maçında görev yaparken yardımcısı da kimdi biliyor musunuz? O da Ekrem Kan idi. Peki Ekrem Kan kim? O da, Beşiktaş- Trabzonspor maçının yardımcı hakemiydi. Ve Bobo'nun attığı nizami golü ofsayt diye iptal etmiş ve dört hafta ceza almıştı. Dünyanın hiçbir yerinde cezası biten bir hakem veya yardımcısı haftanın en kritik maçına verilmez. Ama dedik ya; Türk hakemliğini Oğuz Sarvan yönetiyor. Aslında yönetmiyor; yönetirmiş gibi yapıyor.
Ve aynı Kuddusi Müftüoğlu Fenerbahçe- Bursaspor maçında çok kötü bir yönetim sergileyip yine federasyonun başını sıkıntıya sokuyor. Ama o da ne? Maçtan bir gün sonra gözlemcinin notu açıklandığında meğer Kuddusi Müftüoğlu çok başarılı bir maç yönetmiş de bizim haberimiz yok. Sonra öğreniyoruz ki; Bucaspor-Sivasspor maçındaki notu da çok yüksekmiş ve bu sebepten dolayı Fenerbahçe- Bursaspor maçına atanmış. Adeta kendin pişir, kendi ye gibi. Dünyanın hiçbir yerinde güçler ayrılığı felsefesi bu kadar ayaklar altına alınıp çiğnenmemiştir. Hakemi atayan Oğuz Sarvan, gözlemcileri atayan yine Oğuz Sarvan...
Oğuz Sarvan, kendi atadığı hakemleri, kendi atadığı gözlemcilerle değerlendirip not ortalamalarının ne kadar düzeldiğini anlatıp duruyor. Adeta çocukların bile güleceği bir orta oyunuyla Türk futbolunda sıkıntı devam ediyor.