Nur topu! gibi bir sorun!
Yüksek Seçim Kurulu'nun bağımsız adaylarla ilgili olarak aldığı karar ile ülkemiz nur topu(!) gibi bir sorunla daha tanıştı!
Özellikle BDP tarafından desteklenmekte olan bağımsız adaylar için getirilen yasak seçim sürecine girmiş ülke siyasetini oldukça menfi etkileyecek gibi görünüyor!
Seçimlere girmelerine mani olunan bağımsız adaylar alınan bu kararın altında iktidarın parmağı olduğunu iddia ediyorlar!
Hatta sadece iktidar partisini suçlamakla kalmayıp böyle bir kararın devlet eliyle alındığını da ileri sürüyorlar!
İktidar sözcüleri ise alınan bu kararda kendilerinin hiçbir rolü olmadığını doğrudan doğruya Yüksek Seçim Kurulu'nun sorumlu olduğunu açıklıyor!
Yüksek Seçim Kurulu ise ortaya çıkan sonuç için "Biz elimizdeki yasaları uyguladık" diyerek topu mevcut yasalara atacaktır!
Yasa ne diyorsa onu yaptık diyecektir!
Yani herkes kendi açısından bir haklılık mazereti bulacaktır!
Peki, mevcut yasaların böyle bir sonuca yol açacağı bilinmiyor muydu?
O yasalar zamanında günün şartlarına uygun hale getirilemez miydi?
Bu sorulara cevap vermek için şimdi çok geç olduğunu biliyoruz!
Bildiğimiz bir şey daha var!
Yüksek Seçim Kurulu tarafından alınan bu karar bahane edilerek ortalık karıştırılmak isteniyor!
İnsanlar farklı yönlere ve düşüncelere itilmek isteniyor!
Adına ister Kürt sorunu denilsin, ister Doğu ve Güneydoğu sorunu denilsin bu sorunun çözümü giderek zora koşularak makul ve mantıklı çözümler yerine silaha ve güce dayalı yöntemlerin devreden çıkmaması isteniyor!
Biz bu kararın muhatabı olan kişilerin basiretli bir şekilde davranmalarını ve sorunun makul ve mantıklı çözümler ile halledilmesini isteyenlere yardımcı olmalarını temenni ediyoruz!
Aksine kararlar alınacak olursa bundan herkes zarar görecektir!
Makul ve mantıklı çözüm ülke insanlarının sorunlarına TBMM çatısı altında çözüm aramalarını gerektiriyor!
TBMM çatısı altında sorunlara çözüm aramak varken, insanlara bu yolu kapamanın ve başka yolları mecburi istikamet gibi göstermenin kime ne yararı olabilir ki!
Evet, durup dururken ya da ortada fol yok yumurta yokken nur topu(!) gibi bir sorunumuz daha oldu!
Ülke olarak sorun çözmekte çok başarılı olduğumuz söylenemez ama sorun üretmekte üstümüze başka bir ülkenin olmadığı rahatlıkla söylenebilir!
Peki, bu sorun nasıl aşılır?
Kim elinden ne geliyorsa yaparak bu sorunun halline yardımcı olmalıdır!
Ortalığın daha fazla karıştırılmasına ya da suyun daha fazla bulandırılmasına izin verilmemelidir!
Ve bu nur topu(!) gibi sorun kazasız belasız atlatılmalıdır!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.