Süleyman Bey "Partileri karıştırmam" diyor
Süleyman Bey "Partileri karıştırmam" diyorSüleyman Demirel TRT-1'de yayınlanan 'Politik Açılım' programında muhalefet partilerinin listelerine dava arkadaşlarını yerleştirdiği tespitine kızmış. Program sonrası aradığı Derya Sazak'a "Bir tecavüze maruz kaldım" demiş...
Bazı siyasiler ve gazetecilerle ilgili hislerini 'Twitter' üzerinden paylaşan Cumhurbaşkanı Gül'ün genç danışmanı konusuna kafa yorduğum bir sırada yaşanan olay beni alıp geçmişe taşıdı. Süleyman Bey'in Cumhuriyet yazarı Cüneyt Arcayürek'i "Gel, danışmanım ol" diye Çankaya'ya davet ettiği 1993 yılı yazına...
Mesleğimizin eskilerinden Cüneyt Arcayürek'in danışmanlığı döneminde internet henüz kullanımda değildi; insanların hislerini ânında başkalarıyla paylaşacakları günlere en az iki nesil vardı daha. Bu yüzden bilgi, düşünce ve hislerini yıllar sonra bir dizi kitaba dönüştürmek üzere kãğıtlara döktü 'Cumhurbaşkanı danışmanı'...
Eski Cumhurbaşkanı 'Politik Açılım' programında hangi yoruma takılmış acaba? Hem de ânında tepki verecek kadar? "Eliyle seçtiği 20 kadar kişi Meclis'e giriyor; istediği zaman elini partilerin içine sokup karıştırmak üzere" tahlili olabilir. Derya Sazak "En çok, 20'ye yakın aday listesini muhalefete dikte ederek TBMM'de 'grup kurdurma' eleştirisine içerlemiş" diyor zaten...
Kendisi Çankaya'ya çıkınca DYP'nin başına gelmek isteyen yakınlarını cesaretlendirmediği için Tansu Çiller'in liderlikte önü açılmıştı. Hürriyet'in 'Leydi'nin topuk sesleri' manşeti eşliğinde DYP genel başkanlığı ile başbakanlığa Çiller erişti... Erişti, ama hemen ardından kendisiyle Demirel arasına yüksek bir duvar örmeye başladı; yine Hürriyet ve başka gazetelerin alkış desteğiyle...
Derya Sazak'a "Ben öyle şeyler yapmam" anlamına gelen sözler sarf eden Süleyman Bey, Çiller'in tavrına seyirci kalmak niyetinde değildi. Her gün görüştüğü 'danışmanı' Cüneyt Arcayürek 'Etekli Demokrasi' adlı kitabında "Çankaya 'kadından' giderek umudunu kesiyor, hatta zaman zaman öfkeye kapılıyordu" diye aktarıyor Demirel'in hislerini...
İlginç olan, bu hisse eşlik eden şu sözleri Demirel'in: "Farkında olmadığı bir şey var" demiş Çiller için ve eklemiş: "DYP grubuna bir parmak atsam, indiririm." Demirel'in uzun bir süre 'parmağını oynatınca grupta Çiller'i devireceğine' inandığını yazıyor Arcayürek... (s. 237-38).
DYP'nin içindeki adamlarıyla Çiller'i genel başkanlıktan etmeyi planlamış Demirel; bugünlerde "Ben öyle bir şey yapar mıyım hiç?" dediği işi yapmış yani...
Ülkedeki gelişmeleri Çankaya'daki odasından izleyen Cüneyt Arcayürek'in daha sonraki gözlemleri de önemli: "Çiller'in genel başkanlıktan uzaklaştırılmasını istiyordu. Bu kesindi. (..) Demirel Çiller'in DYP'nin başından gitmesine yönelen hareketin içindeydi. Elbette göstermiyordu bu katkıyı. Ama içindeydi." (s. 287-88).
O dönemde 'Twitter' devrede olsa, Cumhurbaşkanı danışmanı, Erdal İnönü'nün şu cümleyi sarf ettiğini kitabına saklamaz hemen duyururdu herhalde: "Başbakan acemi, öğreniyor..."
Çiller o günlerde Türkiye'nin en önemli sorununu çözmek için hareketlenmiş. Zihninden bir takım formüller geçmeye ve bunları Demirel'le paylaşmaya başladığında "Git, bu konuları askerlerle görüş" tavsiyesi gelmiş Cumhurbaşkanı'ndan. Çiller'in formüllerini şöyle özetliyor Arcayürek: "Kürtçe radyo kuruluyor. Televizyonda Kürtçe yayın başlıyor... Okullarda Kürtçe seçmeli ders oluyor... Kürt dil ve tarih kurumları oluşturuluyor..." (s. 240).
1993'te bu siyasi formüllerle çözüm arayışına giren Çiller, Demirel ve askerlerin yönlendirmesiyle sonradan yolunu tam tersi istikamete çevirmişti, hatırlayacaksınız...
Arcayürek'e danışmanlık görevi teklif ettiği gün, Demirel, biraz ötedeki yaverini göstererek "Devlet bunlar" demiş (s. 228)... Demirel'in siyasi hayatı boyunca askerden çekindiğini, hep darbe endişesi taşıdığını da kayda geçiriyor danışmanı. Bir kitapta da yer alan bir öyküyü aktarıyor 'Etekli Demokrasi'de; 1981 martında kendisini ziyaret eden ve "Sizin ülkede neden ordu ikide bir darbe yapıyor?" sorusunu yönelten yabancı parlamenterlere anlattığı öyküyü...
Demirel'in yabancı parlamenterlere anlattığı öyküye göre, Almanya, İngiltere ve başka Batı ülkelerinde önce millet oluşmuş, sonra ordu; bizde ise millet kendisinden önce varolan ordu için oluşturulmuş... (s. 231).
Neyse... Son not Turgut Özal'ın vefatı üzerine Çankaya'ya çıktığı günlere ait; Demirel'in başbakanlığı döneminden... Yine 'danışmanı' düşmüş notu: "Basına 500 günde 2.6 trilyon liralık teşvik dağıtıldı. / Kimileri 'hibe' niteliğindeki teşviklerden bir bölümü 'sıfır' ile yüzde 36 arasında değişen çok düşük faizlerle ödenen fon kaynaklı kredilerden oluşuyor." (s. 332).
"Ben öyle işler yapmam" diyor Demirel, oysa Çiller için devredeymiş...
Kılıçdaroğlu'nun işi seçimden sonra da zor...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.