Bugün 27 Mayıs
Bugün, cumhuriyet tarihinin ilk askeri darbesinin sene-i devriyesi..
İlk darbeyi bu millet 2. Meclis’te yedi.. Ondan sonra da 46’ya kadar cunta devam etti.. Seçimler tek adam tarafından belirlenen adayların, parti üyeleri tarafından tek parti listesinde oylanması ile seçildi. Sistem açık oy, gizli tasnif.. Sandığın üzerinde CHP bayrağı örtülü ve başında jandarma bekliyor..
Rejim karşıtlığı ile suçlananlar savcısı, avukatı, temyizi olmayan İstiklal Mahkemelerinde yargılanıyordu. Yasaya göre karar verilmesi mecburiyeti de yoktu. Çünki verilen karar kanun sayılıyordu.. Darbeye gerek yoktu anlayacağınız..
46-50 arası ara dönem. 50’de iktidar değişikliği. Aslında yeni parti de yeni hükümet de CHP’nin içinden muvazaa ile çıkartılan bir grubun eseriydi. 60 darbesi aslında 46 öncesine geri dönüş operasyonu idi bir bakıma..
Her darbenin olduğu gibi 60 darbesinin de arkasında Amerika vardı.. Darbeciler akıllarınca, dinde reform yapacaklar, ezanı tekrar Türkçe’ye çevireceklerdi. Osman Nuri Çerman, Oktay Ekşi gibi isimler bunun için çabalıyordu..
Bir yandan bebek davası, köpek davası gibi davalarla kişiler halkın gözünde alay konusu yapılırken, öte yandan Ahmet Çiftçi isimli bir gazeteci-yazar, Aksaray sahilinde, Yassıada’ya deniz altından tünel kazıp Menderes’i kaçırmak için plan keşfi yaparken yakalanıp gözaltına alınıyordu. Cesetleri kıyma yapılıp asfaltların altına dökülen gençler meselesi, hepsi birer komploydu. Yassıada’daki yargılama tam bir kepazelikti.
Demokrat Parti milletvekili M. Sait Göker’i arayan kızlarına askerler, “Bin yıl geçse de bulamazsınız, boşuna aramayın!” der. Hayriye Göker, aradan geçen 51 yıl içinde en büyük üzüntülerinin ise, yaşadıklarından dolayı kimsenin kendilerinden özür dilememesi olduğunu ve “Bin yıl geçse de 27 Mayıs’ı unutmayacağız!” diyor. Göker o yıllarda 13 yaşında bir kız çocuğudur..
Sait Göker’e “Menderes’in yüzüne tükür bu cehennemden kurtul!” diye baskı yapmışlar.. Aşağılık adamlar bunlar.. Bütün darbeciler aynı lanetin mirasçısıdırlar..
Bugün güneydoğuda yaşananlar, 12 Eylül’de Diyarbakır cezaevinde yaşananlarla içinden çıkılmaz bir hale geldi..
Halkın parası ile alınan silahları, korumaya ant içtikleri halka çeviren bu alçaklar yüzünden bugünki kardeş kavgaları yaşanıyor ve ülke böylesine geri kaldı.. Yalan bir tarih uydurdular. Dini tehdit olarak gösterdiler. Öyle ya “irtica ile mücadele, istila ile mücadeleden onlara göre daha zor ve elzem bir mesele” idi..
Darbeciler katiller sürüsüdür. Aynı ülkenin çocuklarını, sağ-sol, Alevi-Sünni, Kürt-Türk diye birbirine kırdırdılar. Media, Mafia, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, STK içine sızan bu çeteler bu ülkenin çocuklarının kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet ürettiler..
Türkiye hâlâ bu darbe kâbusundan kurtulabilmiş değil.
Evren ve konsey üyesi arkadaşlarını, hâlâ beslemeye devam ediyor.
Daha 28 Şubat’a sıra gelmedi. Çevik Bir’in, Koman’ın sesi çıkmasa da henüz sanık sandalyesine oturmuş değiller. Demirel de ortada dolaşıyor, Karadayı da.. Sezer’e, o dönemde neler yaşandığını soran yok.. Daha işin başındayız ve bu hesaplaşmanın daha yıllarca süreceği anlaşılıyor.
Darbe Ankara’da yapılır, daha bu işin ucu Ankara’ya ulaşmadı, iki gazeteci tutuklandı kıyamet koptu, daha en azından 40-50 gazetecinin ifadesinin alınması gerek. Siyaset, bürokrasi, iş dünyasına uzamadı daha işin ucu.. Daha Erzincan, Malatya, Diyarbakır, Eskişehir, İzmir, Afyon, Adana, Bolu toplantılarının ayrıntıları çıkmadı ortaya..
Koç daha ortada yok.. İnan Kıraç’ın adı ortalıkta dolaşmaya başladı. Kıraç birçok şeyi biliyor. O majestelerinin kuryesi.. Derin güçler, CHP’den sonra şimdi de MHP’yi dizayn etmeye çalışıyor. Bahçeli gidici.. Seçimden önce mi desem, sonra mı bilmiyorum ama, Bahçeli artık emekli. Kılıçdaroğlu da öyle sanki. Geldikleri gibi gidecekler!..
Dünya Demokrasi hareketi bugün herkesi Twitterden 27 Mayıs’ı ve darbecileri protestoya çağırıyor.. @sivilkalkan; @27mayis; @DdhOrgTr. Ben de yarın Twitter de olacağım zaman zaman. Benim adresim de @aDilipak..
Biz katılımcı, çoğulcu, şeffaf, insan haklarına saygılı bir hukuk devleti istiyoruz.. Bunun ilk adımı da bu hakların güvencesi olacak bir Anayasa, resmi ideoloji ve resmi tarih tezinin dayatılmasına son verilmesi ve rejimin koruyuculuğu adına darbe planları yapan kadroların, illegal yapıların ve çetelerin tasfiyesinden geçmektedir..
Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.