27 Mayıs'ı Menderes'in memleketinde hatırlamak!

27 Mayıs'ı Menderes'in memleketinde hatırlamak!

Başbakan Erdoğan'la bu kez önce Aydın'a ardından Muğla'ya gidiyoruz.
Ege'nin bu iki önemli kentinin nabzını tutup Başbakan Erdoğan'ın kıyılarla ilişkisini izleyeceğiz...
Ama Aydın'ı bugün anlamlı kılan bir başka acı yıldönümü daha var, 27 Mayıs... Hepimizin kafasına kazınan bu tarih, Türkiye'yi darbeler sarmalına sürükleyen 1960 askeri darbesinin 51. yıldönümü...
Aydın, o darbenin idam ettiği merhum Başbakanı Aydın Menderes'in memleketi. Başbakan Erdoğan'ın Aydın mitingi bu yüzden tesadüf değil.
Yağmur altında Aydın'ın İstasyon Meydanı'na ulaşıyoruz. Biraz kalabalık arasında dolaşıyoruz ama yaz yağmuru izin vermiyor.
Ama Başbakan Erdoğan'ı dinlemeye gelenler yağmura rağmen meydanı bırakmıyor.
Ve kürsüye başbakan Erdoğan çıkıyor. 60 darbesinin korku yaratmak için idam sehpasına gönderdiği merhum Başbakan Menderes'i hatırlatarak Aydınlılar'a soruyor:
"Adnan Menderes'in suçu neydi? 'Yeter söz milletindir' diyerek CHP'nin otoriter yapısını alt üst etti. Ekonomide, siyasette ileri noktalara taşıdı, bu mu suç? Hizmetleriyle milletin kalbinden silinmeyecek projeler yaptı, bu mu suç? Adnan Menderes'in suçu statükoya karşı çıkmasıydı. Tahriklere, yolsuzluklara üstünlerin hukukuna karşı çıktı. CHP yine aynı zihniyette... Milletine 'göbeğini kaşıyan adam' diyorlar. Bu CHP siyaseti 'bidon kafalı' diyor. 27 Mayıs bu milletin demokrasi mücadelesinde acı bir gündür. 27 Mayıs'ı biz unutmadık millet unutmadı demokrasi mücadelesi adına asla 27 Mayıs'ı unutmayacağız."
İdam sehpasına giden Menderes'i ve "beyaz gömlek" hatırlatmasını da yapan Başbakan Erdoğan, Aydınlılardan sandıkta hesap sormalarını istedi.
"Aydınlıların millete önemli bir mesajı olması gerekiyor. CHP Aydın'da çok büyük bir tokadı yemelidir."
Menderes'in memleketi Aydın'da siyasi partiler arasında açık ara bir fark yok.
Geçen seçimlerde AK Parti yüzde 26 oyla birinci parti ama onu hemen MHP ve CHP izliyor. 2007 seçimlerinde ciddi oy aldığı halde bugün esamisi okunmayan iki parti daha var. DP ve Genç Parti...
Referandumda "Hayır" diyen Aydın'ın bu seçimlerde nasıl bir tavır takınacağı merak ediliyor.
Özellikle DP'ye giden oyların kimlere yöneleceği bu seçimlerin kaderini belirleyecek. Tabii Aydın'da Cumhuriyet'in ilk yıllarında buraya yerleştirilen ciddi bir Kürt nüfusu da var.
BDP de bu yüzden bağımsız bir adayı destekliyor. Başta Didim olmak üzere birçok ilçede ağırlıklı olan Kürt oylarının da etkili olacağı söyleniyor.
Aydın caddelerinde dolaşırken, birçok kişi benzer bir kaygıyı dile getiriyor:
"Kürt meselesi giderek sertleşiyor. Siyasi partiler Aydın'da birlikte yaşayan Türk ve Kürdü görmeden bir çözüm ürütemezler. Ortak paydası çok olan bir toplumuz. BDP de bu gerçeği görerek siyaset geliştirmeli."
Aydın'la Hakkâri'nin ortak paydası demokrasi... Aynı şey "yaşam biçimi kaygısı" taşıyan kesimler için de geçerli. Bu yüzden benzer kaygılar Muğla'da da hissediliyor.

Meydanları dolduran kadınlar
Muğla yaşam biçimi kaygısını daha öne çıkartan bir il. Bunu oy oranlarında da görmek mümkün. Ancak Türkiye genelinde olduğu gibi bu iki ilde de kadınların Başbakan Erdoğan'a ilgisi ve mitinglerine yoğun katılımı dikkat çekiyor.
Otobüste yan yana oturduğumuz eski meclis başkanı ve Zonguldak milletvekili adayı Köksal Toptan, Aydın mitinginden sonra şöyle diyordu:
"Kadınların ilgisi çok iyiydi. Medyanı doldurduklar gibi sesleriyle de meydan inlettiler. Zonguldak'ta da aynı şey oldu. O manzarayı başbakanımız görünce 'kaleyi içeriden fethetmişiz' dedi."
Başbakan Erdoğan'ın Aydın mitingini geride bırakıp ayrılırken, cadde ve sokaklarda gösterilen yoğun ilginin oya dönüşüp dönüşmeyeceğini merak ediyorum.
Oya dönüşürse 13 Haziran sabahı "kıyılar kaygılı" yakınması da tarihi olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi