'Artık çok konuşan asker yok!'
Başbakan Tayyip Erdoğan, 27 Mayıs 1960 darbesinin 51'inci yılında, darbeleri, asker sivil ilişkilerini, yeni anayasa çalışmalarını değerlendirdi. Aydın ve Muğla gezilerinden dönerken uçakta gazetecilerin sorularını cevaplayan Başbakan Erdoğan, "Artık çok konuşan asker yok" dedi.
Darbecilerin direnci kırıldı mı?
Zaten süreci birlikte yaşıyoruz. Olaya, anti demokratik yollara sapanların direncinin kırılması olarak değil de, demokratik süreci benimseyenlerin gücünün artması olarak bakmak gerekiyor.
Demokrasiye inananların geleceğe yaklaşımı, demokrasiyi benimsemeleri önemli... Benimseyenlerin oranı çok artmıştır. Artık 27 Mayıs'ı bir kırılma noktası olarak görenlerin sayısı artmaya başladı.
Yassıada Projesi
Yassıada'yı, yaslı ada olmaktan çıkarmak istiyoruz. Orayı demokrasi ve özgürlükler noktasında müzesi, kütüphaneleri, kongre merkezi, oteliyle yeniden düzenleyeceğiz. Birkaç gün içinde İstanbul'da yapacağımız lansmanla projeyi takdim edeceğiz. Buna sürpriz demeyeyim de, tarihi bir görevin yerine gelmesi diye bakıyorum.
Darbelerin anası 60 darbesi
Doğrusu onu koyacak bir yer bulamıyorum. O gelecek kuşaklara ancak, bir ibret vesilesi olarak anlatılabilir. Ki bilsinler tarihte neler olmuş.
Asker sivil ilişkileri Şunu
memnuniyetle ifade edeyim, şu anda sivil de asker de konumunu gayet iyi biliyor. Gururla ifade edebilirim ki artık silahlı kuvvetlerin üst yönetimi de hukuka saygılı olduğunu her halükârda bizlere ifade ettiği gibi, dikkat ederseniz şu anki Genelkurmay Başkanımız döneminde de böyle konuşan bir asker yok. Daha çok sitelerinden kısa cevap veren bir yapı söz konusu. Bence medyanın süreci desteklemesi lazım. Bazı yayın organları sağ olsunlar hâlâ tahrik ediyorlar. Bunlar hoş değil.
Orduda değişim sürüyor mu?
Sürecek. Er, erbaş profesyonelleşmiş olacak. Bazı yerler Jandarma'dan Kara Kuvvetleri'ne geçiyor. Jandarma beldelere çekiliyor. Kırsal alan Kara Kuvvetleri'ne kalıyor. Hepsi olumlu gelişmeler. Özellikle terörle mücadelede atılan adımlar ve araziye hâkim olmada olumlu noktaya doğru gidiyoruz. Jandarma, emniyet ve istihbarat... Hepsi çok iyi... Uyumlu ve olumlu şekilde ilerliyorlar. Bu paslaşma önemli.
Asker tutuklamalar
İçerde çok sayıda asker var. Hepsi üst düzey asker... Bunların içinde kim kimdir, nedir diye bakamayız ki... Bir suç sabit olmadıktan sonra şu şudur diyemeyiz. Buna elbette biz karar veremeyiz beratı zimmet esastır. Bu nedenle sürecin uzamasını doğru bulmuyorum.
Yargı sürecinin uzaması "
Neden böyle yapıyorsun" diye sorgulama yetkimiz yok, Ama düşüncemiz ortada... Diyoruz ki geciken adalet adalet değildir. Süratle iddianamelerin hazırlanıp bir an önce yargı önüne çıkarılması önemli. Askerden medya mensubuna, adi suçlara varana kadar hepsinin bir an önce halledilmesi lazım.
Yabancı medya
Yabancı medyanın askerlerin yargılanmasını hükümetle ilişkilendirmesi doğru değil. Çok iyi bilerek yazmıyorlar. Özellikle malum medyadan aldıklarını kaynak gösterip yazıyorlar. Yetkili mercilerden öğrensinler. Gazete haberlerinden haber yaparsanız hem yanılırsınız hem de bizi küstürürsünüz.
Yeni Anayasa ve sivil toplum
TÜSİAD'ın yaptırıp arkasında durmadığı bir çalışma var. Ergun Özbudun ve arkadaşlarının bir çalışması var. Ayrıca Yeni Anayasa Platformu ve TESEV'in çalışmaları var.
Temel bazı sorunlar var zaten. Yazarlarımız aydınlarımız, entelektüellerimiz, akademisyenlerimiz de dile getiriyor. Bir süzgeçten geçirerek temel sıkıntılarımızı aşalım. Ama millet de şunu demeli: "İşte bu benim için hazırlanmış bir anayasa..."
Diliyle, kısaltılmış haliyle, temel dinamikleriyle, muhtevasıyla "ama ve ancak"lardan arındırılmış bir anayasa olmalı...
Bir defa şu anayasa eklerle dolu. Akıllarına geldikçe bir şey eklemişler. Böyle uzayıp gitmemesi lazım. Onu sen zaten yasalarla yapıyorsun.
CHP, MHP ve BDP'nin 'ortak direnci' var mı?
Meclis tablosu çıksın meydana, eğer millet bize tek başımıza iktidar verirse, yine onlara gideceğiz "gelin beraber oturalım" diyeceğiz. Ama gelmiyorlarsa tabii kendimiz yapacağız.
CHP "yeni anayasa" diyor. 13 Haziran sabahı geçmişe göre daha sıcak yaklaşabilir mi?
Bakın ben bu beyefendilere 26 maddelik anayasa teklifi ile ilgili ziyaret önerisinde bulundum. Olumsuz cevap aldım. "Anayasa uzlaşma komisyonu kuralım" dedim, MHP "katılmam" dedi, CHP "gönderin bakalım" dedi... Ne demek kardeşim geleceksin, oturacağız konuşacağız, dağarcığında ne varsa ortaya koy, biz de ne varsa ortaya koyalım. MHP gelmezse gelmesin.
Yine de elimizden geleni yaparız. Aritmetik çıksın ortaya bakarız. Baktık oldu oldu... 367'nin üzerine çıktıysak az önce ifade ettiğim gibi yine biz hoş görümüzle kolektif akılla bir anayasayı ortaya çıkarmak için tüm STK'larla, entelektüel kesimle diyalog kurarız. Millete zaten gitmiş vaziyetteyiz. Bu çalışmayı yaparız. Bu da olmadı, o zaman yeniden 330 yolunu deneyerek referanduma gideriz.
İçki yönetmeliği ve Danıştay kararı
O içki yönetmeliğiyle ilgili kararın üzerine gideceğiz, biz doğru bulmuyoruz.