Seçimin sonucunu biliyoruz da sonrası hâlâ meçhul...
Genel seçimlere uzanan son iki haftaya girerken, parti liderleri oylarını artırmak için en etkili son söylemlerini seslendirmeye hazırlanıyorlar.
Bu dramatik süreçte liderler ölçüyü kaçırır ve söylenmesi yanlış olan şeyleri üstelik hiç de hoş olmayan bir üslup içinde söylerlerse, onları hoş görmeliyiz.
Neticede seçimi kazanmak veya seçimde kaybetmek, olmak ya da olmamak gibi bir durumdur siyasetçi için.
İcraat ve siyasi güç, iktidarlara aittir.
Hep tekrarladığım bir özdeyiş var.
- Hiçbir çocuk "Ben büyüyünce muhalif olacağım" demez.
Bu gerçeğin ışığında siyasi liderlerin son iki haftada akla gelmeyecek şeyleri miting meydanlarında vaat ettiklerini duyarsak da şaşırmamalıyız.
Hamilelik 3 aya iner mi?
Dün Twitter'de AK Parti'nin Bakanı Egemen Bağış rakip parti sözcülerine şöyle bir gönderme yapmıştı:
- Neredeyse hamilelik 3 aya inecek diyecekler!..
Bir başka gerçeği de Tarhan Erdem önceki gece NTV'de Oğuz Haksever'in sunduğu programda özetle şöyle hatırlattı.
- Siyasi partilerin meydan mitingleri seçmen kitlesinin en fazla yüzde 10'unu, yani aşağı yukarı 4 milyon seçmeni etkilemeye dönük bir etkinliktir.
Mitinglere zaten o mitingi düzenleyen partiye oy vermeye kararlı seçmenler katılır. Bu mitingler bu açıdan amacını aşan yorgunluklar ve harcamalar getirir siyasi partilere.
Hepimizin ve hatta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bildiği anketlerle de doğrulanan bir başka gerçek de, bu seçimden AK Parti'nin birinci çıkacağı değil mi?
Kesin sonuç belirsiz
Bilemediğimiz şey ise AK Parti'nin alacağı oylarla TBMM'de kaç milletvekiline sahip olacağıdır.
Yani AK Parti TBMM'deki çoğunluğu ile tek başına iktidar olsa bile yeni bir Anayasa yapabilecek mi, bunu şimdiden bilemiyoruz. Burada beni iyimserliğe yönlendiren bir durum var.
Kılıçdaroğlu'nun biz gazete yazarları ile yaptığı toplantıda açıkladığı "Demokrasi Raporu" nun içeriğini desteklediğimi ve bunu AK Parti'nin de benimsemesi gerektiğini yazmıştım.
Bu düşüncemin AK Partililerce de benimsendiğini Selin Ongun'un Kanal A'da Nabi Avcı ile yaptığı söyleşiden öğrendim...
Selin Ongun, Avcı'ya şu soruyu yöneltti:
- CHP çeşitli raporlar açıklıyor... Son olarak, "Demokrasi Raporu"nu açıkladı. Bugün Mehmet Barlas yazısına "AK Parti yine iktidarda kalırsa CHP'nin demokrasi raporundaki çözümlemelerden çoğunu kendi icraat programına almalıdır" notunu düşmüştü. AK Parti CHP'nin raporlarını nasıl izliyor?
İşbirliğinin işareti mi?
Nabi Avcı bu soruya özetle şu cevabı verdi:
- Sayın Barlas'ın söylediği doğru. CHP'nin bu tür açıklamalar yapmasından memnunum. Nedeni CHP'nin bugüne kadar yaptığı seçim vaatleri aslında iktidar olmayı düşünmeyen bir partinin popülist vaatleri gibiydi. Bu tür geleceği olmayan ekonomik vaatleri yapmak kolay, şimdi önümüzde anayasa süreci başlayacak. Burada iktidar da olsanız muhalefet de olsanız seçimden önce yaptığınız vaatler sizi bağlayacak. CHP'nin de önümüzdeki dönemde bu süreçte yaptığı açıklamalar, kurulacak anayasa düzeniyle ilgili verdiği ekonomik vaatler gibi popülist vaatler gibi görmezlikten gelinebilecek veya unutulabilecek vaatler olmaktan çıkacak. O zaman onlar da gündeme ve önüne konulacak.
Evet... Seçim sonrasında daha demokratik ve özgürlükçü bir Anayasa için AK Parti ile CHP'nin işbirliği yapacaklarının işareti olabilir Avcı'nın bu açıklamaları...
İyimserliğimin nedeni budur...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.