“Önce tapar sonra yerlerdi”
‘Geçmişten ibret almazsa kişi, geleceğe ibret olmaktır işi’. Tarih, akıllarını yerli yerince kullanamayan nice liderlere, nice yöneticilere ve farklı konularda idare makamında bulunmuş olan nice insanlara şahittir. Bunların isimlerini saymak gereksizdir. “Aslolan fiilleri zemmetmektir, failleri değil.” Bir bütün olarak Kur’an da buna işaret etmektedir.
İbrahim (as) döneminde Nemrut, Musa (as) zamanında Fir’avun, Peygamberimiz zamanında nice zalimler olduğu halde, Kur’an’da sadece Ebu Leheb’in ismi geçmiş, diğerlerinin isimleri verilmemiştir.
Yine Peygamberimizle beraber olmuş, O’na inanmış ve hayatını ortaya koymuş nice salih insanlar olduğu halde, Kur’an sadece Hz. Zeyd isimli sahabeyi zikretmiş başka isimlere yer vermemiştir.
Bu haftaki mesajımızda; biz de aynı yol ve metodu kullanarak, fiiller ve eylemler üzerinde durup isimler üzerinde odaklaşmak istemiyoruz.
Tarihçiler der ki, insanlar cahiliye döneminde ticaret veya seyahat için Yola çıktıklarında helvadan yapılmış putlarını yanlarına alırlar mola verdiklerinde veya ihtiyaç duydukları anlarda onlara taparlar sonra yollarına devam ederlerdi. Ne zamanki karınları acıktı bu sefer de o taptıkları putlarını yerlerdi. Ne yazık ki, çok acı ve gülünç olan bu gerçek günümüzde de çeşitli versiyonlarda ortaya çıkmakta ve devam etmektedir. Nasıl mı?
Önce devrim yapıyorlar, sonra yaptıkları bu yeni düzenlemeyi kişisel çıkarlarıyla, çatıştığında çok beğenerek yaptıkları bu devrimi, kurdukları düzenleri, kendileri deviriyorlar veya rejimlerinin içini bizzat kendileri boşaltıyorlar. Bu acı gerçek dünyanın ve İslam âleminin birçok yerinde yaşandığı gibi, içinde yaşadığımız bu güzel ülkemizde de yaşanmaktadır.
12 Haziran Genel seçimleri sebebiyle konuşan bazı siyasi liderler, iftira, yalan ve ikiyüzlülükleriyle aynı yolun yolcuları olduklarını ortaya koyuyorlar. Kurdukları sistemin savcı, yargıç diğer sivil ve askeri güçlerini bu defa menfaatlerine dokunduğu için yerden yere vuruyor, birbirlerinin kirli çamaşırlarını değişik internet sitelerinde kasetlerle her çeşidini devreye koyuyorlar.
“Mahalleye muhtar bile olamaz” denilen bir insanı ülkesinin halkı seviyor, hizmetlerini takdir ediyor; ne var ki helvadan yapılan putlarını, karınları acıkınca yiyenler, bu gerçekleri göremiyor veya görmek istemiyor. Göremezler tabi, bir asra yakındır, devleti ve kurumlarını babalarının malı gibi görmüş ve sömürmüş, hortumlamış ve adalet mekanizmasını güdümüne almış birtakım insanlar, daha önce gasp ettikleri fırsatların kaçmasını istemiyor. Ve farklı ideolojide göründükleri halde çıkar ortaklığında birleşebiliyorlar. İnsanların mal ve canlarına zarar vermek hatta öldürmek, teröristlerle işbirliğine girmeyi doğal bir hak olarak görüyorlar. Köhnemiş sistemin devamı için her yol mubah görülüyor.
Ancak şu gerçeği aklı başında olan insanımız anladı ki, hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Çünkü maskeleri düşmüş niyetlerinin bile ne olduğu yaptıkları ilkelliklerden, belli olmuştur.
Bu güzel ülkemizin bir aile ocağı gibi olması için milyonlar bu günü bekliyor. Gösterdikleri sevgi ve verdikleri güvenle, ülkemizin daha müreffeh bir seviyeye çıkması için her türlü hizmeti almaya hazır bekliyor. Sinsice oynanan oyunların bir daha oynanamayacağı, halkın alın teriyle kazandığı vergilerin çarçur edilemeyeceği inancından dolayı hiçbir insanın mal varlığına çarpı işareti konulamayacağı bir ülke için... Evlerdeki hanımlar, çarşı pazardaki simitçiler, yollardaki şoförler, okuldaki öğrenciler, nöbet yerindeki güvenlikçiler ve ülkemin her bir yerindeki insanımız karnı acıkınca putunu yiyen yolculara inanmıyor ve güvenmiyor artık.
İnsanımız için bir mana ifade etmeyen söz ve vaatleriniz, bu güzel ülkemin bilinçli halkını etkilemeyecektir. Seçimler ülkem ve onun güzel insanları için hayırlı olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.