Su uyur, Monşerler uyumaz
Hıncal Uluç ve Mehmet Y. Yılmaz başta olmak üzere pek çok yazarın meslekteki ilk ustası Mehmet Ali Kışlalı (MAK) artık yazmıyor, ama Monşerler çalışmaya devam ediyor...
Geçen seçimde devreye soktukları bir 'yalanı' allayıp pullayıp yeniden yaygınlaştırmış Monşerler...
Monşerleri şöyle tanıtıyor MAK: "Bir kısmını Galatasaray Lisesi'nden, bir kısmını Mülkiye'den, bir kısmını da, rahmetli Abdi İpekçi'nin ihdas ettiği Milliyet diplomasi muhabiri olarak 1960'lı yılların başında tanıdığım, şimdi hepsi olmasa da çoğu büyükelçilik yaptıktan sonra emekli olmuş" tipler...
Kışlalı'nın 'Monşerler' diye tanıttığı tipler yabancı yayınları izleyip ilginç bulduklarını listelerinde yer alan kendi gibilerle paylaşıyormuş...
Ben ülkemizin en kıdemli gazetecisinin yalancısıyım; MAK da bizzat tanıdığı eski büyükelçilerin yanıltma kampanyalarının mağduru...
Geçen hafta Erdal Şafak Sabah'taki köşesinde dört yıl önce yaşananları bugüne taşıyarak özetledi de dikkatim ayağa kalktı. Meğer 'Monşerler' yeniden harekete geçmiş ve 2007 seçimi öncesinde MAK aracılığıyla yaygın hale getirme çabasına girdikleri yalanı bir kez daha etrafa göndermeye başlamış...
Sizlere de gelmiş olabilir tezviratları... IMF'de başekonomist iken yaptığı çıkışlarla ismini duyurmuş, Harvard profesörü Kenneth Rogoff güya şunları söylemiş çıktığı bir televizyon programında: "Türkiye kriz yokmuş gibi davranıyor ama kriz giderek daha fazla etkili olmaya başladı. 2001 krizinden farklı olarak uçuruma yuvarlanan Türkiye'nin çevresinde tutunabileceği bir dal da yok. Çünkü herkes kendi derdinde. Türkiye seçime kilitlenmiş, olan bitenin farkında değil..."
Nerede? BBC'de yayınlanan Stephan Seckur'un 'Hardtalk' programında...
Her yerde kulağınıza takılan "Ekonomimiz göründüğü kadar sağlam değil" iddiası işte Monşerler tarafından yaygınlaştırılan ekonomi profesörü Rogoff'un sözde söylediklerine dayanıyor...
'Sözde' deyişim iddianın bütünüyle yalan oluşundan... 2007 seçimi öncesinde de aynı iddia ortaya atılmış, kısa bir soruşturma, BBC ekranlarından sarf edildiği ileri sürülen görüşün Harvard profesörünün ağzından çıkmadığını ortaya koymuştu.
İddianın yalan olduğunu tespit ettim, Kulis'te değerlendirdim, MAK ve yetiştirdiği gazetecilerden 'tık' çıkmadı... İnsan, "Beni aldatmışlar" türü bir küçük açıklama olsun bekliyor...
Ülke-TV'de her gün ilginç konuklarla güncel konuları işleyen Ersoy Dede, MAK'ın yazısındaki iddiayı okuyunca, aklına Harvardlı hocaya işin aslını sormak gelmiş... Gönderdiği e-postaya cevap gecikmemiş: "İddia, programda söylediklerime uzaktan yakından benzemiyor..."
Ken Rogoff'un cevabını okuyunca beni bir merak aldı. Sonuçta Hardtalk BBC'nin en itibarlı programlarından biri; öyle olduğu için de eski günlere ait olanlara bile ulaşılabiliyor. Ayrıca Prof. Rogoff ünü sebebiyle ekonomi alanı meraklılarının takibine mazhar; bu sebeple program 'YouTube' arşivinde de bulunuyor.
Programı izledim. İlk izleyişimde Türkiye'nin adının geçtiğini fark etmedim bile; ikinci izleyişimde bir tek yerde geçiverdiği kulağıma takıldı... Öylesine...
Oysa MAK ve onu yanlış bilgilendiren Monşerler Rogoff'un ağzından en kötü senaryoyu yazmış durumdalar: Rogoff önce bir kısım kalkınma halindeki ülkenin çok zor durumda olduğunu ve iflâsa doğru gittiklerini söylüyormuş... "Türkiye de bunlar arasında mı?" sorusuna uzun uzun Türk ekonomisi hakkında bilgisini gösteren rakamlar veriyor ve IMF ile ilişkilerden söz ediyormuş...
Sonra? Sonra da şu cümleleri birbiri ardına sıralıyormuş: "Türkiye kriz yokmuş gibi davranıyor ama kriz giderek daha fazla etkili olmaya başladı... Durum giderek daha vahimleşecek. Devlet gelirleri acımasızca düşecek. Nisan'dan sonra işler daha kötüleşebilir. Türkiye seçime kilitlenmiş. Olan bitenin farkında değil. Başbakan Erdoğan gazetelerin okunmamasını istiyor. Bence öncelikle onları Erdoğan okumalı."
Ne senaryo ama...
Monşerler aslı astarı olmayan bu kötü senaryoyu dört yıl önceki seçimin hemen öncesinde MAK aracılığıyla herkese ulaştırmıştı. Kulis'te, "Yalan bu, Rogoff Türkiye hakkında olumsuz tek bir söz bile etmedi" diye yazdım, tezviratlarının etkisini bir parça olsun engelledim. Artık MAK yazmıyor, ama Monşerler yavelerini bu seçim öncesinde de saçmaya devam ediyor...
Bazıları "Seçimdir, ne yapsan yeridir" gibi bir inanışa sahipler. Vur, oradan da vur, buradan da... Oradan vurduğun etkili olmadı mı, çevir bir de buradan vur... Bu inanış yüzünden, seçim kampanyası, yaşı küçüklere izletilmeyecek çirkin filmlere döndü.
Erdal Şafak, "Saçma sapan iddialarla boşuna vakit harcamayın" tavsiyesiyle bitirmiş yazısını. Doğru bir tavsiye. Su uyur, Monşerler uyumaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.