Uçak Niçin Düşmüş?

Uçak Niçin Düşmüş?

UÇAK düştü, nice insan öldü, yakınlarının canları yandı ve şimdi herkes konuşuyor... Düşen uçağın doğru dürüst bakımı yapılmıyormuş... Kim söyledi bunu? Şirketin eski genel müdürü. Hattâ, “Ben karımla o şirketin uçaklarına binerim ama sefere (düşen uçağın tipi) konmuşsa ona binmem” dedi... Sayın eski müdür niçin bu bilgisini uçak düşmeden önce ilgililerle ve sorumlularla paylaşmamıştır?

Uçağın düşme sebeplerinden biri de, yolculardan birinin iniş esnasında cep telefonu ile konuşması olabilirmiş... Öylesine cep telefonu çılgını olduk ki, uçağın düşme tehlikesini göze alarak yine de konuşuyoruz. Bir ara, Süleyman Demirel cumhurbaşkanı iken de böyle bir hadise olmuştu. Düşünebiliyor musunuz, devlet başkanının uçağını düşürmek cinayetini göze alarak herif veya herifler cep telefonu ile konuşuyor.

Uçakta nükleer enerji konusunda uzman altı profesör varmış. Bu uzmanları ortadan kaldırmak için sabotaj yapılmış olabilirmiş...

Ölenlere rahmet, geride kalan yakınlarına başsağlığı diliyorum. Kanunlar, nizamlar, talimatnameler çok sıkı bir şekilde uygulanmadıkça, idarî emanetler ehil kişilere verilmedikçe, sıkı ve işleyen bir kontrol sistemi bulunmadıkça, suçlular ve ihmalkarlar, başkalarına örnek ve ibret olacak şekilde cezalandırılmadıkça zaman zaman böyle kazalar olacaktır.

17 Ağustos 1999’daki depremden ibret aldık mı? Bütün yük, Veli Göçer adındaki müteahhidin üzerine yıkıldı. Öteki suçlular?

Diğer müteahhitler...

Belediyeler...

Çürük binaları inşa eden mühendisler...

Çürük binalara ruhsat verenler...

Onların hepsi, Zemzemle yıkanmış gibi pir ü pak...

Hızlandırılmış trenin Pamukkale’de raydan çıkıp iki yüze yakın ölü verilmesi... Yüzlerce yaralı ve sakat... O faciayı ne çabuk unuttuk.

Geçen yaz, bir bahar günü Büyük Ada’ya gitmiştim. 1500 kişilik vapurda 3 binden fazla yolcu vardı. Bakan kim, soran kim...

İstanbul Boğazı’nda korkunç bir trafik yoğunluğu var. Alınan tedbirler yeterli midir? Yarın maazallah akaryakıt, gaz, nitrat dolu iki gemi çarpışsa ne olacak?

Geçenlerde, tam da telefoncuların grev yaptığı bir sırada bir buldozer, kepçesiyle yer altı telefon kablolarını koparttı ve bir yığın aksaklığa sebep verdi...

Sokaklara çukurlar açılır, kenarına yeterli ikaz işareti ve ışığı konulmaz ve bir otomobil içine düşer, ölüm olur, yaralı olur. Aldıran kim.

Geçen sene, birtakım ağaçları bilgisiz ve sorumsuz şekilde budadılar ve bazısı kurudu. Ağaç budamanın da ilmi var.

Yediğimiz içtiğimiz maddelerin sağlığa zararlı olup olmadığı yeteri kadar kontrol ediliyor mu, gereken tahliller yapılıyor mu?

Hangi sebze ve meyvelerde hormon var?

Marketlerde, akıl almaz derecede ucuz etli mamuller var. Bunların ucuzluğunun hikmeti nedir?

Halkın temel gıdası olan beyaz ekmeklere dört çeşit kimyevî madde katılıyor. Bunlar sağlığa zararlı mıdır?

Yer altı çeteleri, kullanım tarihi geçmiş eski ilaçları yeni ambalaj ve yeni bitim tarihi ile piyasaya yeniden sürüyormuş...

İlaç sanayi halkın en az yarısını ilaç-kolik yaptı... Tıp ve tedavi bir endüstri haline geldi... Dünyada an fazla ameliyat Türkiye’de yapılıyormuş...

Kalkınan Türkiye... Lakin bu kalkınma nasıl bir kalkınmadır? Sağlıklı mı, dengeli mi, âdil mi... Halkın az bir kısmı kalkmıyor, çoğunluk sıkıntı çekiyor.

İstanbul bu kadar nüfusu kaldırmaz diye nutuklar atılıyor ama bu megapolisi daha da büyütmek için ne yapmak lazımsa yapılıyor. Şehir çevresinde dev siteler inşa ediliyor. Bunları yapanlar, “yaptıranlar” çok para kazanacaklar, fakat şehir batacak. Batsın!

Halk yığınlarını otomobil manyağı yaptılar, herkes sabah akşam işine (tek kişi) otomobille gidiyor. Trafik arapsaçına döndü. Yakında Hint’ten, Çin’den çok ucuz arabalar gelecekmiş. Bir sene sonra İstanbul trafikten batacak, aldıran yok.

Müjdeler olsun!.. Cep bilgisayarları yapılıyormuş, yakında Türkiye’ye de gelecekmiş... İnternet sitelerindeki haber ve yazılarının altındaki okuyucu yorumlarına göz atıyor musunuz? Kaçta kaçının Türkçesi düzgün?

Politika çevrelerinde, medyada şu konu hiç işlenmiyor:

Türkiye’nin dünya ülkeleri arasında temizlik-şeffaflık-dürüstlük notu nedir?

Bizde temiz bir siyaset var mıdır?

Bizde temiz bir medya var mıdır?

Toplumumuz ne kadar temizdir?

Niçin bu konular işlenmiyor? Bazılarının işlerine gelmediği için mi?

Türkiye niçin bir Güney Kore olamamıştır? (Oldu diyenlerin alnını karışlamak gerekir...)

Türkiye niçin 600 küsur kilometre karelik küçük Singapur gibi olamamıştır?

Türkiye niçin bir Tayvan kadar bile olamamıştır?

Türkiye’nin millî geliri niçin Malezya’nınkinden azdır?

Türkiye kendi sorgulamasını bile hakkıyla yapamıyor.

Efendilerimiz izin vermiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi