Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

İlk kan, terör, Şam ve..

İlk kan, terör, Şam ve..

Miracın yıldönümünü Mekke’de idrak ettik. Urfa’dan Mekke’ye, Mekke’den Kudüs’e bir yol gider..
Hicretin 10. Yılı ve Resûl’ün ümmetine son vasiyeti: “Kan davası gütmeyeceksiniz” şeklinde idi. Cennetten dünyaya gelen iki kişinin ilk 2 çocuğundan bir diğerini öldürdü.
İlk lanet ırkçılığaydı. Şeytanın lanetlenmesi ırkçılığı yüzündendir. İlk haram ırkçılıktır. 2.si cennetten çıkartılmaya sebeb olan sınırların aşılması ve 3. olay bu.
Hz. Adem, çocukları olup, sayıları artınca Mekke’den Şam’a geldi. Kabil Habil’i Şam’da katletti. Kabil ikizi ile evlenmek istiyordu. Bu yüzden kardeşi Habil’le tartışmış, babaları da tevbe etmelerini ve kefaret olarak her ikisinin de kurban kesmelerini istemişti.. Habil’in sürüleri vardı, Kabil ziraatla uğraşıyordu. Habil gitti bir kurban kesti. Kabil ise benim sürülerim yok, ben de tahıl veriyorum dedi. Konuyu babalarına açtılar. Hz. Adem Allah’ın Kabil’in kurbanını kabul ettiğini söyledi. Buna öfkelenen Kabil, Habil’e saldırdı ve onu öldürdü.
İlk kan böyle döküldü. İlk ölüm gerçekleşti. Ölüm nedir bilmiyorlardı. Şaşırdı ve kardeşini ne yapacağını bilmiyordu. Baktı ki, bir karga, ölü bir kargayı toprağa gömüyor. O da öyle yaptı.
İlk Kan Şam’da döküldü ve bu günki Anadolu toraklarının Osmanlı’da bile önemli bir kısmı Şam eyaletinin içinde kalıyordu.. Bu günki Şam, Osmanlı’daki Şam’ın sadece küçük bir bölümü.. Dünki Şam eyaletinin sınırları içinde bu gün 5 devletin toprağı bulunuyor. Suriye, Filistin, Ürdün, Lübnan ve İsrail. Hatta Mısır, Suudi Arabistan, Irak ve Türkiye’nin bir bölümü de eski Şam’ın sınırları içindeydi..
Bana kalırsa bu gün bölgede, Filistin topraklarında, Suriye’de, Irak’ta, Türkiye’de dökülen kan sebebi, sonuçları ile İlk kan’la hemen hemen aynı özellikleri gösteriyor..
Hz. İsmail ve İshak kardeşti, iki peygamberin çocukları arasında bu gün devam eden çatışma da aynı damardan besleniyor. Ya da Yakub Aleyhisselamın çocuklarının büyük çoğunluğunu küçük kardeşleri ile ilgili cinayet planları aynı damardan beslenmiyor mu?
Bu günki kan, Cumhuriyetin ilk yıllarından başlayarak, darbeler döneminde de devam eden ve yakın tarihe kadar siyasi bir kan davası şeklinde terör ve faili meçhullerle devam eden kanın artçılarıdır..
Dikkat ederseniz, Ergenekon davası açıldığından beri hiç faili meçhul olmadı. Birileri eski dönemi özlüyor. Yarım kalan kanlı hesaplaşmalarını tamamlamak için elinden geleni arkasına koymuyor..
Bana kalırsa Ergenekon’dan, Balyoz’dan kaçıp, sığınmak için, eskiden işgal planları yaptıkları parlamentoya kaçmaya çalışırken, aslında orada kendilerini nelerin beklediğinin farkında değiller.. Parlamento onlar için bir paratonere dönüşecek, her gün yeni bir şok yaşayacaklar, siyasetin kendileri için dua ile istenen bir bela olduğunu anlayacaklar.
Bu dünya etme bulma dünyasıdır. Eden bulacak.
Şecaat arz edeyim derken, kendi günahlarının ortaya döküldüğünü görecekler..
MHP, Alan kamburunu zor taşır. CHP’liler Haberal ve Balbay’ı nasıl sırtlandıklarını çok yakında kendi aralarında tartışmaya başlarlarsa şaşırmamak gerek..
Hadi Balbay neyse de, Haberal 1 Numara olduğundan kuşkulanılan, yargıyı by-pass etmek için hastaneye yatan ve yargıya karşı hile yoluna başvuran, Ecevit’in ölümünden sorumlu tutulan, DP’ye genel başkan yapılması planlanan sağcı biri değil mi?
Aslında Batum da aynı tip bir siyasetçi değil mi? CHP’liler yenilmişlik psikolojisi ve öfke şokundan çıkıp kendi iç meselelerine döndüklerinde durum çok farklı olacak..
CHP ve MHP helalleşme fırsatını da bu şekilde kaçırmış oluyorlar.. Şimdi artık, bundan sonra hellalleşilecekse bile, bir af konusu yeniden gündeme gelecekse, önce suçlu ve suçsuz olanın belirlenmesi gerek.. Affedilseler bile bu gün yaşananların not edilmesi, unutulmaması şart..
Bunların bu gün böylesine inatçı ve ısrarcı olduklarına bakmayın, yarın bu gün söyledikleri ve yaptıkları altında ezilecekler.. Haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yok eder. Öfke ile kalkan zararla oturur.. Bu tür meydan okumalarla bir yere varamazlar. Zaten yapacakları bir şey olsa yaparlar.. Çaresizlik ve umutsuzluk içinde kendi kendilerini tüketiyorlar. Sabırlı olmak gerek..
Bu olaylar o ilk kanın serpintileri, artçıları.
Biz ısrarla zulm ile abad olunmayacağını söylemek durumundayız. Kan davasının ve cinayetin çözüm olmadığını söylemeliyiz.. Bizim birbirimize karşı kazanacak bir zaferimiz yok, ama bizim birlikte kazanacak bir zaferimiz var. Onun için hep birlikte adalet, barış, özgürlük davasına, bunun içinde Anayasa değişikliği taleplerine arka çıkmamız gerekiyor. Birilerinin siyaseti engelleme çabası aslında bu süreci engelleme çabasından başka bir şey değil. Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi