Yozgat.


İmam Hatip Okulu öğrencisi.

İstanbul Hukuk.

Mücadele Birliği.

Mücadele Birliği'nden ayrılış.

Yozgat'ta avukatlık.

MSP'den belediye başkanlığı.

ANAP'ta kurucu üyelik ve milletvekilliği.

Özal'ın en güvendiği insanlardan biri.

Sonra, Mesut Yılmaz döneminde, Refahyol hükümetine güvenoyu verdiği için ANAP'tan kopuş.

Ardından Refah ve Fazilet milletvekilliği ve Erbakan'ın en güvendiği insanlardan biri olarak Refah'ı ve Fazilet'i Anayasa Mahkemesi'nde savunma.

AK Parti ile yola devam.

Önce biraz mesafe ama ardından Tayyip Erdoğan'ın en güvendiği insanlar arasında yer alış ve 2 dönem Adalet Bakanlığı, Başbakan Yardımcılığı, Hükümet Sözcülüğü ve kapatma davasında Anayasa Mahkemesi'nde AK Parti savunması...

Ve önce AK Parti'nin aday göstermesi ile ardından ana muhalefet olarak CHP'nin "ümit bağlaması" ile Meclis Başkanlığı...

Cemil Çiçek. Mücadele Birliği'nde aynı evlerde kaldığımız, Yeniden Milli Mücadele dergisinde birlikte çalıştığımız, Mücadele Birliği'nden ayrılışından, bünyeden bir uzvun kopuşu gibi acı duyduğumuz, yalnızlaştığımızı hissettiğimiz insan...

Sonra bir gün "Liderlikte oluşan zaaflardan dolayı" Mücadele Birliği'nin "Ağabeyleri"nden merhum Mehmet Çetin'e "Abi bende de Cemil Çiçek'in duygularına benzer duygular oluşuyor" deyişim ve 1978'de, 10 yıl aradan sonra Mücadele Birliği'nden ayrılışım...

Tüm bu serencam, Cemil Çiçek'i bugün siyasetin "akil adamı" haline getiriyor.

Yozgatlılık ve İmam Hatiplilik, ona Türkiye'nin derin ruh dünyasından beslenme imkânı sunmuş.

Hukuk Fakültesi ona hukuk nosyonu kazandırmış.

Mücadele Birliği, ondaki "dava adamı" damarının yansıması.

Onun "siyasi bilinç"inin oluşmasında, bir siyasetçi için olmazsa olmaz nitelikteki "kuvvet değerlendirmesi yeteneği"nin gelişmesinde de Mücadele Birliği tecrübesinin önemli etkisi olduğu kanaatindeyim. Onu "denge adamı" yapan, zaman zaman, suçlama babında "devlet" adamı nitelemesine maruz bırakan ama gerçekten "devlet adamı" hüviyetini de kazandıran bu vasfıdır.

Ama yine bu dönem, onu, "örgüt körlüğü" içine de hapsetmemiş, bir gün "işler yanlış gittiğinde" durup, "Bu olmaz" diyebilmiştir.

Zekidir. Muhakemesi güçlüdür. Güzel konuşur.

Rahmetli Özal'ın, Rahmetli Erbakan'ın, Tayyip Erdoğan'ın yanı başında, Türkiye'nin en sancılı günlerinde sorumluluk üstlenmek, Özal'sız ANAP'ta duramamak ve hatta örneğine az rastlanır şekilde farklı bir partiyi (Refah) desteklemek... Cemil Çiçek yürüyüşünde ana çizgileri oluşturuyorsa bu önemlidir.

Ben Cemil Çiçek'in, mesela CHP ile fikri-siyasi ortak paydasının çok az olduğunu biliyorum. Ama CHP için bugün Cemil Çiçek'in "umut adam" haline gelmesi de...

Ben Cemil Çiçek'in, toplumla problemli olan "devlet"le, statüko ile toplum değerleriyle çatışan bir tür askeri çizgi ile siyasi ideal bakımından hiçbir buluşma noktası olmadığını biliyorum. Ama Cemil Çiçek, tüm bu saydığım dünya ile diyalog sürdürebilen bir insan olması ile bence fark oluşturmuştur. Ve bence bunlar asla negatif değil pozitif bir farktır.

Cemil Çiçek Meclis Başkanı.

O makamda iken ilk sözlerinin arasına Anayasa yapımını ve Kürt sorununun çözümünü koymuştur.

Ben, Türkiye'de "Kürt sorunu"nu hem ayrılıkçı terör hem dış bağlantılar hem Kürtler'in mağduriyeti, sistemin zulmü, asimilasyon politikalarının doğurduğu korkunç sonuçlar, İslam'ın misyonu, ortak paydalar, kardeşlik vs. açısından en iyi anlayanlardan birisinin Cemil Çiçek olduğunu düşünürüm. Bu, Mücadele Birliği'nin, belki de en fark edilir fikir çerçevesini oluşturmaktaydı. Bunu Altan Tan da bilir. Çünkü o da Mücadele Birliği'nin bünyesinde yer almıştır.

Bu köklü sorunların çözümünde Cemil Çiçek'in önemli hizmetler göreceğine inanıyorum.

Kutluyorum. Ve ülkemiz için başarılı olmasını diliyorum.