Merkezde ve yerelde 'kadının adı yok'
Siyasal şiddetin hayatımızdan çıkması için uğraşırken, pek üzerinde durmadığımız kadına şiddet acımasızca can alıyor. Sorunun birçok nedeni var ama en önemlisi hiç kuşkusuz kadının toplumdaki yeri. Nüfusun yarısını oluşturmalarına rağmen rahmetli Duygu Asena'nın dediği gibi hala siyasette, sosyal hayatta "Kadının adı yok"
Elimde TESEV'in yaptığı "Yerel Yönetimlerde Sosyal Bütçeyi İzleme Rehberi" başlıklı bir çalışma var. Birkaç gün önce çalışmayı yürüten Fikret Toksöz'le bir araya geldik.
İlk kez aralarında İstanbul'un en büyük ilçelerinden Kadıköy'ün de bulunduğu Diyarbakır, Kocaeli ve Denizli belediyelerinin "sosyal bütçeleri" mercek altına alınmış.
Temel soru şu; "Yerel yönetimler sosyal yardıma bütçeden ne kadar pay ayırıyor ve o para nereye gidiyor?"
Ortaya çıkan sonuç kadına şiddetle yakından ilişkili... Çünkü "Belediyelerin sosyal harcamalarında kadının adı yok..."
Başta eğitim, sağlık, yaşlılık ve yoksulluk gibi alanlara para harcanırken "kadına" bütçe ayrılmaması ya da en alt seviyede olması dikkat çekici.
Oysa dünyada ve Birleşmiş Milletler eksenli çalışmalarda "Cinsiyete duyarlı bütçeleme" diye yeni bir süreç var ve bununla da kadınların toplumdaki statülerinin yükseltilmesi amaçlanıyor.
İlk kez Avustralya'da gündeme gelen bu yaklaşım, en yoğun biçimde Hindistan'da uygulanıyor.
Peki, bizde durum ne?
TESEV İyi Yönetim Programı Yöneticisi Fikret Toksöz şöyle diyor:
"Toplumda yaşanan yoksulluğun ve engellilerin en büyük sıkıntısını kadın çekiyor. Bu nedenle kadına bakış açısının değişmesi gerekiyor. Kadının statüsünü arttırmak için merkezi ve yerel yönetimlerde kadına yönelik bütçe uygulamasına geçilmelidir."
Türkiye bu konuda henüz işin başında... Kadına yönelik ilk adım Birleşmiş Milletler eksenli bir çalışmayla Diyarbakır Bağlar Belediyesi'nde atıldı ve belediye meclisinde "Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu" kuruldu. Bunu Bursa Nilüfer, İzmir, Kocaeli, Urfa ve Kars Belediyeleri izledi.
Tabii sadece belediye meclislerinde değil, il genel meclislerinde de eşitlik komisyonları arka arkaya kurulmaya başlandı.
Bu çabanın artık merkezi yönetime yani Ankara'ya da taşınması ve "bütçe" meselesinin orada da ele alınması gerekiyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'in varlığı bu açıdan bir şans... Ancak yetmez.! Kadına şiddeti gündelik hayattan söküp atmak ve "Kadının statüsü" için çok daha radikal kararları hayata geçirmek gerekiyor.