Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Batı'nın çifte kavrulmuş sapıkları!

Batı'nın çifte kavrulmuş sapıkları!

Şarktaki müstebitler ve Batı'nın ortakları kendilerine korkuluk olarak İslamcıları nasbetmişler ve seçmişlerdi. Şarklı uşaklar düşman konseptine İslamcıları yerleştirmişlerdi. Garplı patronlar da düşman konseptine İslam'ı ve onu temsilen göçmen Müslümanları yerleştirdiler. Batı'ya bütün tehlikenin Müslümanlardan geldiğine inanıyorlardı. Bir yazarın değindiği gibi, George Bush (Ramboş) Batı ailesi adına tehlikeyi yerinde bertaraf etmek istemişti. Onun Avrupalı küçük ortakları da kendilerine korkuluk olarak göçmenleri seçmişlerdi. Almanya istihbarat teşkilatı her yıl skala biçiminde 'İslamcı korkulukları' tasnif ediyor. Binlerce potansiyel eylemciden bahsediyor. Fransa'nın soytarısı veya Jean Marie Sarkozy ise selefi de Gaulle gibi içeride farklı dışarıda farklı konuşuyor ve politika izliyor. De Gaulle içeride laiklikten ötürü Katolikliği ve dini değerleri ağzına alamazken dışarıda misyonerlik yapmaktadır. Sarkozy de seçimleri kazanabilmek için kampanyalarını Müslüman düşmanlığı üzerine ikame ediyor ve öbür taraftan da bir yıl önce şaşaalı bir vaziyette ağırladığı Kaddafi'yi devirmek için Libya'da İslamcılarla birlikte görünüyor! İçeride kampanyalarını İslam aleyhine kurarken dışarıda da Suriye ve Libya'da Müslüman halklara dayalı politikalar takip ediyor. Avrupalılar İslamcı korkuluklarla uğraşırken Şekspir veya kadim Yunan trajedilerinde olduğu gibi aşırı sağ karabasan gibi üzerlerine çöküyor. Tehlike, emin oldukları ve ihmal ettikleri bölgeden geliyor. Çünkü eyleme geçmeseler de kendileri de öyle düşünüyor.

Mahkemeye iyi bir halt işlemiş gibi gülücükler dağıtarak gelen Norveçli sapık Anders Behring Breivik mat ve donuk bakışlı Hollandalı Geert Wilders hayranı imiş. Bozacının şahidi şıracı misali artık çılgınlık domino etkisi yapıyor. Batılı toplumlar ve rejimler İslam düşmanlığından dolayı altlarında büyüyen tehlikeyi göremiyor veya görmezlikten geliyorlar. Başkalarının gözündeki çer çöpten dolayı kendi gözlerindeki merteği göremez olmuşlar. Kendilerine körler. Mat bakışlı İsrail hayranı yeni sağcı tayfasından Geert Wilders aşırı sağcılıktan dolayı yargılandı ve beraat etti. Siyaseten önünü kesmediler. Çünkü zararı Müslümanlara! Demek ki, Wilders kendi yargıçlarına ve yargı sistemine çok normal görünüyor. İmam Şafii'ye atfedilen bir şiirde olduğu gibi:

Aynu'r riza min külli aybin keliletün ve aynu's sahati tübdi mesaviye

Memnuniyet ve hoşnutluk gözü bütün ayıpları örter. Gazap ve öfke gözü ise (olmasa bile) ayıp arar ve bütün ayıpları ortaya serer. Batılılar Müslümanların ayıplarını görebilmek için pusuya yatmışlar ne çıkacak diye gözlüyorlar. Bundan dolayı kendi sapıklarını bile Müslüman zannettiler. Geert Wilders gibi toplumlarının günahlarına ise kol kanat geriyorlar. Timsahın kendi yavrusuna şefkat gözüyle bakması gibi onlar da kendi yavrularına masum gözüyle bakıyorlar. Caniye masum muamelesi yapıyorlar. Acaba Wilders'in Özgürlük Partisinin anlamını kendi kendilerine bir kez dahi olsun sorgulamışlar mıdır? Ne gezer! Bu adam neyin özgürlüğünü kastediyor diye merak etmişler midir? Adamın özgürlük anlayışı, sapık kankası Anders Behring Breivik gibi kendi toplumunu bile öldürme ve Müslümanları Avrupa'dan ve tüm Batı'dan sürmek ve atmak değil midir? Adamlar İslam'ın hem fiziki hem de metafiziki alanına düşmanlar.

Çakma sağcı Wilders Kur'an-ı Kerim'in Hitler'in Kavgam kitabı gibi yasaklanmasını istemiştir. Müslümanlara değil İslam'a düşman olduğunu söylese de bu kamuflajdan ibaret. İslam'a metafiziki Müslümanlara da fiziki olarak düşman birisi. Parlamentoda 2008 yılında yaptığı konuşmasında Wilders "Sokaklarda yürüyün ve bir savaşın başladığına tanık olun. Sanki buralar artık sizin ülkeniz değilmiş gibi hissedeceksiniz. Savaş başladı ve kendimizi korumalıyız. İslam, Avrupa'daki bir Truva Atı. Bir yüzyıl önce Hollanda'da 50 Müslüman vardı. Bugün bu rakam 1 milyon. Daha ne kadar böyle gidecek" demiş ve başbakanı göreve davet etmişti. Şimdi onun sözleri Norveç'te yankılandı ve Breivik görevi deruhte etti! Lakin Mısır'daki gibi hala Şark Hıristiyanları Müslümanları Hicaz'a sürmekten dem vurabiliyorlar!

Dış siyasette AB'den uzak durulması ve birliğe olan desteğin geri çekilmesi gerektiğini savunan Wilders Türkiye'nin AB üyeliğine de kesinlikle karşı çıkıyordu. Papa da Behiç Kılıç'ın ifadesiyle 'kutsal sapık' olarak seküler sapık Wilders ile aynı yoldan yürümüyor ve aynı hezeyanları paylaşmıyor mu? Asrın canisi Anders Behring Breivik de 1500 sayfalık manifestosunda 'Hayranım Hollandalı sağcı Geert Wilders. Tek gerçek parti ise Wilders'in Özgürlük Partisi. Türkler Avrupa Birliği'ne girerse, bu AB'nin sonu olur' diye yazmamış mıdır? Türkiye'nin hayali bile korkutuyor adamları.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi