Bu cari açık riskli mi?
Cari açık bir ülkenin ürettiğinden fazla harcaması anlamına gelir. Bu harcamalar sadece tüketim harcaması değildir. Yatırım harcamaları da bunun içindedir.
Dolayısıyla cari açığın bir başka tanımı da "yatırımlarla tasarruflar arasındaki fark" olarak yapılır.
Eğer bir ülke ürettiğinden fazla harcama yapıyorsa... Ya da tasarruflarından daha fazla yatırım yapıyorsa... İşte bu aradaki farkı, o ülke cari işlemler dengesi fazlası veren ülkelerden borç alarak kapatır.
Dün, Reuters ajansı, bir Asya bankasının güven duymadığı için Fransız bankalarına kredilerini durdurduğunu açıkladı.
Fransız bankaları piyasaları gererken dün Türkiye'nin dış ekonomik ilişkilerini gösteren veriler de açıklandı. Türkiye'nin 2011'in ilk altı ayında cari açığı geçen yılın aynı dönemine göre 24.7 milyar dolar artarak 45 milyar dolar oldu.
Peki bu açık nasıl finanse edildi? Türkiye'nin döviz rezervleri geçen yılın aynı döneminde 74 milyar dolar tutuyordu, rezerv bu yılın ilk altı ayında 98 milyar dolara yükseldi. Döviz rezervlerindeki 24.8 milyar dolarlık ve sermaye hesabındaki 20.2 milyar dolarlık artışlar cari açığa denk geliyor. Bu da bize finansman dengesinin nasıl kurulduğunu gösteriyor.
Peki geçen yıla göre cari açıktaki bu 24.7 milyar dolarlık artış nasıl oldu? Bir kere şunu söyleyelim, bu artışta devletin payı yok. Aksine devlet bütçesinin açığı azaldığı için devletin borçlanma gereği azaldı.
1994 ve 2001 yıllarında durum tam tersiydi.
Devlet bütçesi büyük tutarlarda açık verdiği için, devlet açığını büyük miktarda iç ve dış fon kullanarak finanse ediyordu. Böylece cari açığın oluşmasında devletin büyük payı oluyordu. Kısacası, dün açıklanan cari açık rakamında devletin payı yok. Cari açıktaki artış, özel sektörün ürettiğinden fazla harcadığını gösteriyor bize.
Peki özel sektör ürettiğinden fazla harcamayı kime güvenerek yapıyor? Tabii ki kendi parasına, kendi mali gücüne güvenerek yapıyor. Öyle ki, bankalar dışında, özel firmaların kısa vadeli dış borçları 22.2 milyar dolar tutuyor. Ama buna karşılık bu firmaların yurtdışında bankalardaki döviz mevduat hesaplarının tutarı 21.2 milyar doları buluyor.
Demek ki, özel şirketler, yurtdışındaki kendi mevduatını gene kendisine yurtdışından kredi olarak verdiği için rahat bir biçimde dış borç yapıyor. Bir de özel sektörün 17.9 milyar dolar tutarında vadeli ithalatı ve 10.8 milyar dolar tutarında vadeli ihracatı var. Bu borç ve alacaklar, mallar satıldıkça tahsil edildiğinden, özel sektör ödeme sıkıntısı yaşamıyor. Özel firmaların sadece yurtdışında değil, yurtiçi bankalarda da 36.6 milyar dolar tutarında döviz mevduat hesabı bulunuyor. Kısacası özel sektörün kısa vadeli yükümlülüklerini karşılama gücü fazlasıyla var.
Türkiye'de bankaların kısa vadeli dış borçlarına gelince... Bankaların kısa vadeli dış borcu 46.5 milyar dolar tutuyor. Bu alınan dış borçlar, yerli para cinsinden kredi olarak kullandırıldığı için ve ortaya çıkan kur riski ya da açık pozisyonlar da sigorta edildiği için, bankaların da borçlarını çevirme sorunu yok. Üstelik banka kredilerinde sorunlu kredi takip oranı ise yüzde 2.9'a gerilemiş bulunuyor. Yani sorunlu krediler giderek azalıyor.
Türkiye'de hane halkı borç yükü de euro bölgesi ortalaması olan yüzde 80'in çok altında, yüzde 17 düzeyinde bulunuyor.
Ve bütün bu rakamlardan ve ekonomik gerçeklerden şu anlaşılması gerekiyor. Bugün tartışılan cari açık öyle söylendiği gibi riskli değil.
Eğer cari açık, geçmişte olduğu gibi devlet bütçesi açığından kaynaklansaydı, Türkiye hakikaten şimdi ciddi bir riskle karşı karşıya olabilirdi. Çünkü devletin cari açık riskini yönetmesi zordur.
Bunu biz defalarca yaşadık ve ekonomik krizlere yuvarlandık. 1994 ve 2001'de krizler, devletin cari açık riskini yönetememesi sonucunda çıktı. Tekrar üstüne basarak söyleyelim. Özel sektör kendi oluşturduğu cari açık riskini yönetebilir. Nitekim kaç yıldır yönetiyor. 2008'deki küresel mali kriz Türkiye'yi teğet geçmedi mi? Devlet büyük bir hata yapmazsa bu seferki kriz bırakın teğet geçmeyi, Türkiye için bir avantaja dönüşecek. Cari açık arttı diye endişelenmeye hiç gerek yok.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.