Salahaddin’in manevi mirasına saldırı
Kudüs fatihi Salahaddin Eyyübi bütün insani yönüne rağmen Batı’nın kollektif hafızasında negatif bir figürdür. Bu negatif tutumu Batiniler de paylaşır. Zira Salahaddin Eyyübi hem Kudüs’ü kurtarmış hem de Mısır’da Fatimileri yıkarak, tasfiye ederek İslam birliğini temin etmiştir. Bugün Fatimilerin manevi mirasını paylaşan ülkeler Salahaddin’den nefret ederler. En azından hazzetmeseler de Salahaddin Eyyübi’nin tarihi yönünü inkar edemediklerinden meseleyi pek kurcalamazlar. Kaşımazlar. Manevi mirasını paylaşır gözükürler. İnkar etseler de manevi şahsiyetinden korkarlar. Nuseyriliğe dayanan Şam’daki batini rejim de Salahaddin-i Eyyübi’nin değil karşıtları olan Fatimilerin mirasını paylaşmaktadır. Salahaddin’in kabri Sünnilerin yoğun bulunduğu Şam’da olmasaydı herhalde büyük bir ihmale uğrardı. Meşhed’deki Harun-u Reşid veya İmam-ı Gazali’nin türbesi gibi bakımsız ve mehcur ve metruk kalırdı. Lakin Şam rejimi zaman zaman zamirini gösteriyor. ‘Küp içindekini sızdırır’ misali görünmez bir biçimde Salahaddin Eyyübi gibi sembol şahsiyetlere saldırmaktadır. Son sıralarda Suriye rejimi sıklıkla camilere saldırmaya başladı. Rejimin en önemli özelliklerinden birisi dini sembollere saldırmaktır. Sözgelimi öteden beri zat-ı akdese en fazla küfür edilen ordunun Suriye ordusu olduğu bilinir. Özellikle rejimin dayandığı sosyal tabakalar ve zeminler de dini hassasiyet ve duyarlılık sıfır noktasındadır. Türkiye’de Suriye lobisi gibi faaliyet gösteren Mehmet Yuva gibilerine bakacak olursanız en fazla dini hürriyetin yaşandığı ülke Suriye’dir. Ama rejimin yandaşları alenen ve ciharen oruç yerler ve bundan da hiç gocunmazlar. Geçenlerde El Arabiyya Kanalına çıkan (Şebbih) Ahmet Hac Ali gündüz gözü su içerken görüntüleniyor. Onlardan başka ne beklenebilir?
•
İslammemo sitesinde yer alan bir video kasette bir bayram namazında Esat’ın bakanları namazda ne yana duracaklarını ve ne yapacaklarını bilemiyorlar. Biri yatıyor diğeri kalkıyor. Tam bir maskaralık örneği! (http://www.islammemo.cc/vedio-images/vedio/2011/05/28/125315.html). Hoca oğlu Kenan Evren’in umredeki vaziyetini hatıra getiriyor. İşte bu rejim çaktırmadan İslami mukaddesatı tezyif ediyor. Bu bağlamda Lazkiye’ye saldırı sırasında rejimin güçleri ilk defa halka karşı denizden de saldırıya geçtiler ve tankları geri çekti denilirken hücum botlarını devreye soktular. Bu bağlamda Salahaddin Eyyübi Camii’ne de saldıran paramiliter/şebbiha güçleri cami cemaatından bazılarını katlettiler. Daha önce de Umeriye Camii, Ebubekir Camii ve Osman Bin Affan Camiilerine ve minarelerini hedef almışlardı. Adamlar sembollere dokunuyor. Bir okurum email yoluyla bana tarizde bulunuyor ve Mehmet Yuva gibilerinin aksini söylediklerini ve dini hürriyetlerin en ileri ve bol olduğu ülkenin Suriye olduğuna tanıklık ettiklerini aktarıyor. Buradan da anlaşılıyor ki, okurun kendi başına tahlil ve muhakeme yeteneği yok. Oradan buradan duyduklarıyla hareket ediyor ve yıkıcı propaganda kampanyalarının etkisi altına kalıyorlar. Ortada hakkı söyleyenlerden ziyade Şam rejiminin daileri ve lobileri var.
•
Salahaddin Eyyübi’nin manevi mirasına saldırı aynen Yahudilerin 1969 yılında Nureddin Zengi ve Salahaddin Eyyübi’nin aziz hatırası olan Mescid-i Aksa minberine saldırılarına benziyor. Macid Arsan Geylani’nin Hakeza Zaharet Cilu Salahaddin ve Hakeza Adeti’l Kuds kitabında dile getirdiği gibi Yahudilerin en önemli özelliklerinden birisi İslami zaferleri ve Salahaddin Eyyübi gibi tarihi şahsiyetleri unutturmalarıdır. Üstünü örtme ve unutturma çabalarıdır. Zira Salahaddin Eyyübi işlendikçe gençler ona özenecek ve tarihin simetrisinde hedefleri belli olacaktır. Fatimilerin çağdaş varisleri de bunu biliyorlar ve dolayısıyla İsrail’in yaptığını yapıyorlar. Çünkü Salahaddin Eyyübi hem İsrail hem de Suriye rejiminin dayandığı İsmaili mirası söküp atmıştır. Zahiren Salahaddin Eyyübi’ye ses çıkaramazken gölgesinden intikam alıyorlar. Güya Kudüs’ü geri almak isteyen Şam rejimi, Salahaddin düşmanlığında İsrail ile aynı zemini paylaşmaktadır. Bunlar hem Fatimilerin hem de Henri Goro’nun varisleridir. Fransız General Henri Goro, Şam’ı işgal ettiğinde doğrudan Salahaddin’in kabrine giderek şunları söylemiştir: ‘Salahaddin biz geri döndük.’ Aynı şekilde Fatimilerin torunları da geri dönmüştür. Bugün Salahaddin’in gizli düşmanları Salahaddin’in bekçisi rolündedir. Belanın büyüğü de bu olsa gerek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.