Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Orduda acil reform ihtiyacı

Orduda acil reform ihtiyacı

Eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner'in "Halimiz tam bir kepazelik" diye tanımladığı şeyin altını, şu tespitler dolduruyor:

1. Her yere kontrolsüz mayın döşemişiz. Şimdi ben desem ki yetkililere, 'Yav bizimkiler mayın döşemişlerdi. 10-20 sene evvel. Başıboş bırakıp gitmişler.' Ne derler? Döşerken aklınız neredeydi derler?

2. Emir komuta birliğini sağlayamıyoruz.

3. Çatışma anında TİM komutanlarımız mevziye silahını bırakıp kaçıyor. İki tane adam geliyor karşıdan, 30 kişiyi kaçırıyor, geri gidiyoruz yav rezalet.

4. Eğitim zafiyeti nedeniyle terörist diye masum erimizi tak diye alnından kendimiz vurduk.

5. Sınır karakollarımız hatalı yapılmış, Hantepe de hatalı. Halimiz tam bir kepazelik.

6. İHA skandalında, teşkilat yapımızın yanlış olduğu anlaşıldı.

7. Terörle mücadelede hiç kimsenin talimatına ihtiyacımız yok.

8. Operasyonlarda artık son bir yıldır mantıklı iş yapmaya karar verdik.

9. Artık her şeyi yasal zemine oturtmak zorundayız. Herkesin gözü üzerimizde.

10. Elimizdeki teknik imkânları kullanamıyoruz, eğitim ve tatbikatımız zayıf.

Doğrusu her bir madde, bir ordu için olabilecek en büyük vahameti anlatıyor ki bunun zirvedeki komutanın diliyle adı "kepazelik" oluyor.

Aslında o tanımlamanın altına giren bir madde daha var: O da, Genelkurmay'ın en mahrem ortamının dinlenebilmesi...

Düşünelim ki şu manzarayı, dost düşman herkes okuyor.

Bizim okumamız, bu dinlemeyi gerçekleştiren gücün onu yayına verme "lütfu"nun sonucu. Yoksa o biliyor ve biz bilmiyor olacağız.

Tabii vahametin bir başka boyutu, Koşaner'in, Genelkurmay Başkanı olduğu günlerde ulaştığı bu sonuçları, asıl sorumlu olduğu makamlarla paylaşıp paylaşmadığı sorusunun cevabına bağlı.

Acaba Koşaner, terörle mücadele konusunda TSK bünyesinde yaşanan zaafı, sivil irade ile ve bizzat Başkomutan olan Cumhurbaşkanı ile paylaştı mı?

Yukarıya aldığım mayın döşenmesi ile ilgili sözler, "yetkililere söylesek ne derler" diye bitiyor. Demek bunlar, TSK adına zaaf telakki edilip yetkililerle paylaşılmıyor.

Oysa diyelim terörle mücadele ya da diyelim, herhangi bir dış düşmanla karşı karşıya gelme, bunlar, doğrudan siyasi iradenin yönlendirmesi gereken işler. Siyasi irade de kararını, ülkenin askeri, ekonomik, politik, toplumsal tüm imkân ve zorluklarını dikkate alarak verir.

Şu an, terörle mücadele, Türkiye'nin gündeminde ve siyasi irade bu gaileyi Türkiye'nin başından atmak istiyor.

Böyle bir görevde, TSK'dan ne oranda istifade edilebilir? İmkân ve zaaflar nelerdir?

Böyle bir sorunun sorulması, hele şu Koşaner dinlemesinden sonra kaçınılmaz değil mi?

Bana, şu olayın verdiği en keskin mesaj, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde acil bir reform ihtiyacının bulunduğudur.

Bunu da sivil irade gerçekleştirecektir.

Bugüne kadar, TSK ile ilgili alan, genelde sivil iradenin fazla müdahale etmediği, bir anlamda "özerk" bir alan oldu. Ergenekon davaları bunu bir ölçüde değiştirdi. AB ekseninde gerçekleşen "demokratikleşme" adımları da, askeri alanın sistem içindeki etkinliğini azalttı, artı Cumhurbaşkanı'nın ve Başbakan'ın kararlılığı da, YAŞ gibi, MGK gibi asker ağırlıklı alanlarda sivil iradeyi öne çıkardı.

Ancak Koşaner'in sözlerine dikkatli bakıldığında hâlâ "dış"a, daha doğrusu "sivil denetim"e kapalı bir yapının arzulandığı gözleniyor.

Belki YAŞ sonrası oluşan yeni komuta heyeti, burada da, farklı bir açılım sağlayacak.

Ama Koşaner'in tespitleri, çok acil bir reform ihtiyacını gündeme getiriyor.

Bütçenin sarf alanları, hem zihniyet ve askeri bilgi anlamında bütün boyutlarıyla eğitim, artı savaş gücü, artı asker mevcudu ve bunun savaş gücüne pozitif-negatif yansıması... Elhasıl TSK ile ilgili tüm alanlar, mercek altına alınmalı.

Bence Cumhurbaşkanı ve Başbakan yeni komuta heyetinden öncelikle böyle, mevcut durumu ve reform önerilerini ihtiva eden bir rapor isteyebilir. Cumhurbaşkanı ve Başbakan, ayrıca kendi oluşturdukları kadrolarla böyle bir reform paketi hazırlatabilir. Görülüyor ki bu kaçınılmaz hale gelmiş.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Taşgetiren Arşivi