Org. Koşaner'in sözleri itiraf değil özeleştiridir...
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Işık Koşaner'e ait olduğu belirtilen ses kayıtları internet medyasında ve yazılı basında yayınlandığı ve yalanlanmadıkları için, bunlar üzerinden değerlendirme yapmak, herhalde gereklidir.
Öncelikle ben bunları "İtiraf" olarak değil çok değerli ve üzerlerinde önemle durulması gereken "Özeleştiriler" olarak görüyorum.
Terörle mücadele eden Silahlı Kuvvetler'in en üst komutanı "Durum Muhakemesi" yaparken böylesine açık, cesur ve insafsız eleştirilerle kendi kadrolarını uyarabiliyorsa, bu çok sağlıklı bir durumun yansımasıdır.
Demek ki "Kol kırılır, yen içinde kalır" veya "Mahallenin ayıbı mahallede kalır" anlayışına Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yer yoktur.
Siviller de örnek almalı
Kendi hatalarını "Dışarıdan" bakarcasına görebilen ve eleştirebilen bir askeri kurum, bu hataları gidermek yeteneğine de sahiptir.
Keşke bu özeleştiri yapabilme ve hatalardan ders alabilme yeteneği, bazı "Demokratik" sivil kurumlarımız için de mümkün olsa.
Org. Koşaner'in çarpıcı eleştirilerinden bazıları, Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki her açıdan yeniden yapılanma gereksinmesinin kaçınılmazlığını da, tüm ilgili ve yetkililere yeniden hatırlatıyor. Siyaset takıntısının ve cuntacılık bağımlılığının, bazı komutanlara askerlik mesleğini unutturamadıkları da kanıtlanıyor.
Bu eleştirilerden bazılarını hatırlayalım:
Aklınız neredeydi?
Kontrolsüz mayınlar: Huduttakinin bile işareti yoktur. Adam gidiyor basıyor bilmem ne yapıyor. Haberimiz yoktu, ekip gönderdik. Şimdi ben desem ki yetkililere 'Yav bizimkiler mayın döşemişlerdi.
10-20 sene evvel. Başıboş bırakıp gitmişler.' Ne derler. Döşerken aklınız neredeydi derler. Maalesef döşeyen yine biziz değil mi?
Emir komuta birliği yok: Emir komuta birliğini bazen sağlayamıyoruz. Nerede bir operasyon, bir harekât, bir baskın vs ne varsa sorumlusu mutlaka bir komutanlık olacak. İşte bu Hantepe olayında operasyon yapan komutan daha doğrusu sorumlu komutan Birinci Tugay Komanda Tugay Komutanı idi ve kendisi arazideydi. Ama ekrana bakan komutanlığın ona müdahale yetkisi yoktu. Böylece bir koordinesizlik oldu zamanında müdahale edemedik.
Sözde karakollar
Karakollar hatalı: Arkadaşlar bir üssü, bir tepeyi, bir kritik araziyi korurken esas mevzi kazıp gömülmektir. Tabii kayalık sert yerlerdeyiz ve tabii kazıp gömülmek mümkün olmuyor çoğu zaman. Ne yapıyoruz o zaman? Kum torbasını üst üste koya koya kulübemsi karakolların etrafında nöbet kulübesi gibi böyle kulübeler meydana getiriyoruz. Bir de delik açıyoruz önünde buradan gelecekler bakacağız diye. Böyle bir koca hedef oluyor.
Teşekkür etmeliyiz
Halktan kopuk olmak: Halkın içinde olun. Kışladan lojmana lojmandan kışlaya dediğiniz zaman bunu anlayamıyoruz. Hakikaten bu söylenenler oluyor mu, halk buna ne diyor? Ne kadar destekliyor.
Ne kadar desteklemiyor. Yani bunları kimlerden öğreneceğiz? Sizden öğreneceğiz.
Evet... Bunlar Org. Koşaner'in özeleştirilerinin bazıları.
Bu değerli komutana teşekkür etmeliyiz.
Keşke mümkün olsa ve Koşaner'in gözlemleri kitapçık olarak bastırılıp bütün birliklere dağıtılsa.
Askeri okullarda da ideolojik eğitim yerine buna benzer mesleki çalışmalar ağırlıklı olarak verilse. Orduevlerinde "Başarısız cuntacılar" değil "Başarılı askerler" el üstünde tutulsa.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.